Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu ve Cezası

Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu ve Cezası

Silahlı terör örgütüne üye olma suçu ve cezasını, yürürlükteki Türk Ceza Kanunu’nun 220 ve 314’üncü maddeleri çerçevesinde incelemek gerekir. Zira m.220’de “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu; m.314’te ise “silahlı örgüt” suçu düzenlenmiştir. Her iki suçu TCK çerçevesinde özetlemiş ve Yargıtay’ın örnek kararlarına yer vermiş bulunmaktayız.

Öncelikle TCK m.220’de belirtilen suça göz atalım. Buna göre, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu (TCK m.220); üç ya da daha çok kişinin, suç işlemeye müsait araç ve gerece sahip olarak, hiyerarşik bir ilişki ve iş bölümü çerçevesinde amaç suçları işlemek gayesiyle süreklilik arz edecek biçimde bir araya gelmesi sonucu işlenir.

     1. Örgüt Yöneticiliği Suçu

Örgütün hiyerarşik yapısının üst konumunda bulunulması ve örgüt faaliyetlerinin bütünü yahut bir bölümü üzerinde koordinasyon ve yönetim işlerinin yerine getirilmesidir.

     2. Örgüt Üyeliği Suçu

İlk olarak “örgüt üyesi” kavramını özetlemek gerekir. Örgüt üyesi, örgütün maksadını benimsemiş, örgütün hiyerarşisine dahil olmuş ve bu çerçevede verilen görevleri ifa etmeye hazır bulunmak suretiyle iradesini örgüt iradesine terk etmiş kişidir. Örgüt üyeliği hakkında daha detaylı bilgi için (Y16CD-K.2017/4786) başvurabilirsiniz.

     3. Örgüt Adına Suç İşleme Suçu

Kişi örgüt hiyerarşisi içinde bulunmaz yani üye değildir. Bununla birlikte örgüte duyduğu sempati sebebiyle veya bir fayda temin etmek gayesiyle suç işler. Örgüt adına suç işleme suçundan söz edilebilmesi için bu kişi ile örgüt arasında organik bir bağ olmaması icap eder. Buna karşın işlenen suçun, örgüt tarafından talep edilmesi ya da örgüt bilgisi kapsamında işlenmesi lazım gelir.

      4. Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme Suçu

Kişi örgüt dışındadır ve hür iradesiyle örgüte fayda temin etmek, yer sağlamak, yiyecek ve giyecek temin etmek, silah sağlamak gibi davranışlarda bulunarak örgüt faaliyetine veya örgütün işlediği suça yardım etmesiyle bu suçu işler.

Özellikle belirtmek gerekir ki TCK m.314’te düzenlenen “Silahlı Örgüt Kuruculuğu, Yöneticiliği veya Üyeliği” suçu ile TCK m.220’de düzenlenen “Suç işlemek Amacıyla Örgüt Kurma” suçunu ayırt etmek gerekir. TCK m. 314’te yer alan silahlı örgüt suçu, siyasi bir hedef taşıyan ve yalnızca silahlı olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmayı cezalandırır.

Buna karşın, TCK m.220’de belirtilen suç işlemek gayesiyle örgüt kurma suçunda, örgütün siyasi bir amacı bulunmaz. Bu suçtaki örgüt, bütünüyle menfaat temin etmek gayesiyle kurulur. İlaveten, TCK m.220’de belirtilen suçtaki örgüt, silahlı ya da silahsız bir örgüt olabilir. Bu noktada belirtmemiz gerekir ki yürürlükteki ceza mevzuatında üç farklı örgütlü suç düzenlemesi bulunur:

  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.220’de düzenlenen “Genel (Adi) Suç Örgütü”,
  • 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.1-m.7/1’de düzenlenen “Silahsız Terör Örgütü”,
  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.314 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.7/1’de düzenlenen “Silahlı Terör Örgütü”.

Suç Örgütü Kurma, Örgüt Yöneticiliği veya Üyeliği Suçlarında Örgütün Unsurları Nelerdir?

TCK m.220’de yer verilen suç örgütü, ceza hukukunda; örgütün güç kaynağı olmasından faydalanarak korkutma, baskı veya sindirme vb. metotlar kullanarak “amaç suçlar” işleyen, yasadışı bir organizasyondur. Yürürlükteki Ceza Kanununun 220’nci maddesi çerçevesinde bir örgütten söz edilebilmesi için öncelikle en az üç kişinin suç işlemek gayesiyle bir araya gelmesi, bu kimseler arasında süreklilik arz eden katı veya gevşek bir hiyerarşik ilişkiden söz edilmesi, bu kişilerin araç ve gereç açısından amaç suçları işlemeye iktidarı olması icap eder.

Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütten söz edilebilmesi için örgütün, hangi suç ya da suçları işlemek gayesiyle kurulduğu belirlenmelidir. Zira örgüt, bir suç programını işlemek amacıyla kurulmuştur. Bir diğer ifadeyle belirsiz sayıda suç işlemeyi amaçlar.

Kanunda suç olarak düzenlenmeyen ve fakat hukuka aykırılığa sebebiyet veren eylemleri işlemek için kurulmuşsa, amacı kanunda suç olarak düzenlenmeyen eylemleri işlemek olmayan bir örgütlenme için TCK m.220 kapsamında suç örgütü denilemez.

Suç örgütü kurma ve yönetmeyle örgüte üye olma suçları bakımından örgütün işlemeyi hedeflediği suç ya da suçların en azından hazırlık hareketiyle ilgili ciddi bir emare, bulgu, delil bulunmalıdır. Suç örgütü kurma, bağımsız bir suç teşkil eder. Bu nedenle amaçsız bir örgütlemede suç örgütü bir yahut birkaç amaç suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine ilişkin TCK m.220/1’de belirtilen unsurlarla alakalı bulgulara ulaşılmalıdır.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak iştirak kavramına yakın olmakla birlikte çeşitli açılardan iştirakten ayrılır. İştirak, ortaklar arasında net bir şekilde anlaşılarak tespit edilmiş bir ya da birden fazla suç işlemek içindir. Bu suçların sayısı, konusu ve mağduru belirlidir. İştirak gereği suç işlendiği takdirde anlaşmanın gereği yerine gelmiş olur. Bir yeni suç işleme söze konu değildir.

Suça iştirakte de suç işlemek amacıyla iradelerin bir araya gelmesi söze konudur. Yine burada da devamlılık bulunur. Fakat suça iştirakte örgütlenme olmadığı gibi iştiraken suç işlendikten sonra bir yeni suç işleme gayesi bulunmaz. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmada bir ya da birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek amacıyla örgüt devam eder.

Birkaç kişinin suç işleme gayesiyle rastgele bir araya gelmesi halinde suç örgütünden söz edilmez. Zira Yargıtay’a göre, suç örgütünden söz edilebilmesi adına aşağıda sıralanan şartların bir arada olması lazım gelir:

  • Üye Sayısı

Suç örgütü en az üç kişiden oluşur.

  • Hiyerarşik İlişki

Suç örgütünden söz edilebilmesi için örgüt yapılanması olmalıdır. Örgüt üyeleri arasında katı ya da gevşek bir hiyerarşiye dayalı ilişki bulunmalıdır. Suç örgütü bir nevi güç kaynağı durumuna gelmeli, üyeleri üzerinde hakimiyeti bulunmalıdır. Örgüt yöneticisi ise bir kişi olabileceği gibi birden fazla da olabilir. Mühim olan üyeler arasında emin ve talimat üzerine kurulu bir ilişki olmalıdır.

  • Suç İşleme Amacı

Suç örgütü, suç işleme gayesiyle kurulur. Örgüt fiili olarak suç işlememiş olsa dahi üyelerin suç işleme gayesi etrafında toplanması gerekir. Suçların konu ve mağdur bakımından somutlaştırılması kimi hallerde mümkün olsa bile şart değildir. Fakat, örgütün suç işleme gayesiyle toplandığının belirlenmesi lazım gelir.

Örgütün kimi suçlara ilişkin hazırlık hareketleri içinde olması; söz gelimi, silah temini, keşif çalışması, yakalanmaya mani olabilecek tedbirlere başvurulması gibi hareketlerden kişilerin örgüt çerçevesinde suç işleme maksadı etrafında toplanıp toplanmadığı tespit edilebilir.

Örgüt, yapısı gereği birden çok belirsiz sayıda suç işleme amacını haizdir. Bir tek suçun işlenmesi amacıyla bir araya gelinmesi halinde burada örgütlü suçtan söz edilmesi mümkün değildir. Burada işlenen eylem ancak iştirak veya toplu suç gibi kavramlar üzerinden izah edilebilir.

  • Örgüt Faaliyetinde Devamlılık

Örgüt faaliyeti devamlılık gösterir. Bir başka deyişle örgüt üyeleri suç işleme iradesi doğrultusunda süreklilik gösterecek biçimde bir araya gelir. Sürekliliğin belirlenmesi hususunda sadece amaç suçların devamlı bir biçimde işlenmesi değil, öncelikle amaç suçları devamlı olarak işleme kararlığının olup olmamasının değerlendirilmesi icap eder.

Belirli bir suçun işlenmesi yahut bir suç işlenmesi amacıyla bir araya gelinmesi durumunda örgütten değil, ancak suça iştirakten bahsedilebilir. Mesela dört kişinin bir kişiye karşı dolandırıcılık suçu işlemek gayesiyle toplanması ve koordinasyonlu hareketlerle suçu icra ederek tamamlaması durumunda suç örgütünden bahsedilmez. Bu durumda iştirak halinde suç işlemekten söz edilebilir.

  • Elverişlilik

Örgütün hedeflenen suçları işlemeye müsait araç ve gerece ve de üyeye sahip olması lazım gelir. Örgütün yapısı eğer üye ile araç ve gereç bakımından, hedeflenen suçları işlemeye müsait olmaması durumunda yine örgüt suçundan bahsedilmesi söz konusu değildir.

Suç işlemeye müsait araç ve gerece sahip olunmasından maksatsa örgütün silahlı olması değildir. Örgütün silahsız olması da mümkündür. Söz gelimi, silaha başvurmadan şantaj, yağma, tehdit, hırsızlık, uyuşturucu madde ticareti, ihaleye fesat karıştırma, gümrük kaçakçılığı gibi suçlar da örgüt faaliyeti kapsamında işlenebilir.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, somut bir tehlike suçu olarak değerlendirilir. Fakat belirtmek gerekir ki kurulan örgüt, benimsenen amaç bakımından somut bir tehlike arz etmeyebilir. Dolayısıyla örgüt yapısının, sahip olduğu üye sayısı ile araç ve gereç açısından, amaçladığı suçları işleme noktasında elverişli olması icap eder. Son olarak, elverişliliğin basit bir birleşmeyi ifade etmediğini, kamu düzeni adına somut bir tehlike arz edecek sıkı bir birleşmeyi gerektirdiğini belirtmek gerekir.

TCK m.314’te Düzenlenen Silahlı Örgüt Suçunun TCK m.220’den Farkı Nedir?

TCK m.314’te yer alan silahlı örgüt suçunu, suçun unsurları üzerinden TCK m.220’den farkını izah edelim. Öncelikle bir üst başlıkta izah edilen unsurların tamamı TCK m. 314 için de aynen geçerlidir. Fakat TCK m.314’te düzenlenen örgütün, siyasi hedeflerle hareket eden silahlı bir örgüt olduğunu yineleyelim. Buna karşın, TCK m.220’de belirtilen örgütün siyasi bir amacı yoktur, silahlı ya da silahsız olabilir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamasından hareketle TCK m.314 ile TCK m.220 arasındaki farkı şu şekilde ifade edebiliriz:

TCK m.314 açısından; bir yapılanmanın silahlı terör örgütü olduğunun kabul edilebilmesi için TCK m.220’de düzenlenen örgütün varlığı için aranan şartların yanı sıra, TCK İkinci Kitap, Dördüncü Kısım, Dördüncü ve Beşinci Bölümlerde bulunan suçları “amaç suç” olarak işlemek hedefiyle kurulmuş ve bu hedef çerçevesinde bir eylem yapmaya elverişli düzeyde silahlı olması ya da silahları kullanabilme olanağını haiz olması icap eder.

TCK m.314’te ifade edilen suçun TCK m.220’de ifade edilen suçtan en önemli farkı, bir üst maddede ifade edilen husustur. Ayrıca, 3713 sayılı Kanunun 7/1. Maddesinde; terör örgütü kurma, yönetme ve üye olma suçları düzenleme alanı bulmuştur. İşbu maddede, TCK m.314 hükümlerine göre cezalandırma yapılacağı belirtilerek m.314’ün ceza hükümlerine atıf yapılmıştır.

Mevcut ceza hukuku çerçevesinde silahlı terör örgütünün unsurlarını özetlemek gerekirse;

  • Üye Sayısı

En az üç kişiden oluşur.

  • Amaç ve Saik

Terör örgütünün maksadı, siyasi faaliyetler göstermektedir. Bu amaç doğrultusunda, “Terör; şiddet ve cebir kullanmak suretiyle baskı, yıldırma, tehdit, korkutma ve sindirme metotlarından biriyle, Anayasada düzenlenen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, ekonomik, laik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye atmak, Devlet otoritesini zaafa düşürmek veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak, Devletin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini veya genel sağlığını bozmak” gayesiyle faaliyet gösterir.

  • Yöntem

Terör örgütü şiddet ve cebre başvurarak korkutma, sindirme, tehdit, baskı ve yıldırma yöntemlerinden biriyle hareket eder.

  • Elverişlilik

Terör örgütünün yapısı, sahip olduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye müsait olması icap eder.

  • Araç ve Gereç

Terör örgütü silahlı bir örgüttür. Silah, suçun bir unsurudur ve fakat üyelerin bütünü silahlı olmak durumunda değildir. Örgütün, nitelik ve nicelik bakımından amaç suçu işlemeye yetecek kadar üyesinde silah olması kafidir. Örgütün silahlı olup olmaması sahip olunan silahların miktar, nitelik ve cinsi somut tehlikenin tespitinde dikkate alınır. Örgütün, silahlı örgüt niteliğini haiz olabilmesi için üyelerinin silah sahibi olmaları şart değildir. Silahlar üzerinde gerekmesi halinde tasarruf olanağının söz konusu olması gerekir ve bu gereklilik yeterlidir. Elverişlilik somut olaya göre hakim tarafından takdir edilir.

TCK m.220’de düzenleme alanı bulan suç örgütü kurma, yönetme, örgüt üyeliği, örgüte yardım etme, örgüt propagandası veya örgüt adına suç işleme suçu için yaptırım haricinde kalan tüm izahat, TCK m.314’te belirtilen silahlı örgüt suçu bakımından da geçerlidir.

Silahlı Örgüt Suçunun Cezası (TCK m.314)

Türk Ceza Kanununun 314’üncü maddesinde düzenlenen “silahlı örgüt suçunun cezası” şöyledir:

  • Silahlı örgütü kuran veya yöneten kişinin, 10 yıldan 15 yıla kadar süreli hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir (TCK m.314/1),
  • Silahlı örgüt üyeliği suçu işleyen kişinin, 5 yıldan 10 yıla kadar süreli hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir (TCK m.314/2),
  • Suç işlemek için örgüt kurma suçuna dair diğer hükümlerse bu suç bakımından aynen uygulanır (TCK m.314/3).

Silahlı örgüt kurma suçu sebebiyle failler hakkında ciddi yaptırımlar öngörüldüğü için gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamalarında deneyimli bir ceza avukatı yardımı alınması, oldukça önemli faydalar sağlayabilir.

Suç Örgütü Kurma veya Yönetme Suçu ve Cezası (TCK m.220/1)

Örgüt kurma suçu, bir örgütünün esas yapısının tesis edilmesi, örgütten söz edilebilmesi adına gereken davranışların gösterilmesidir. Örgüt kurma suçu, bir tek kimse tarafından işlenebileceği gibi çok sayıda kişi tarafından da işlenebilir bir suç tipidir. Örgüt kurucusu, suç işlemek gayesiyle çevresindeki kişileri bir araya getirerek bir nevi öncülük yapar.

Örgüt yöneticiliği suçu, hiyerarşik bir yapıya sahip olan örgütün tepesinde bulunmak ve örgüt üyelerine emirler vermek, üyeleri yönlendirmek ve idare etmekle işlenen suç türüdür. Örgüt yöneticisi, örgüt içinde iş bölümünde bulunur ve bir nevi koordinatör gibi davranarak örgüt işleyişinde merkezi konumda bulunur. Örgütü kuran kişi aynı zamanda örgüt yöneticisi de olabilir.

TCK m.220/1 gereğince suç örgütü kurma veya yönetme suçunun cezası şöyledir:

  • Örgüt kuran veya yöneten kişinin, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilir (TCK m.220/1),
  • Örgüt silahlı ise yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, dörtte birden yarısında kadar artırılarak uygulanır (TCK m.220/3),
  • Örgüt faaliyeti kapsamında suç işlenmesi durumunda, ayrıca bu suçlar sebebiyle de ceza kararı verilir (TCK m.220/4). Söz gelimi, örgüt faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçu işleyen kişi, hem TCK m. 220 nedeniyle suç işlemek amacıyla örgüt kurma hem de TCK m.158 uyarınca nitelikli dolandırıcılık sebebiyle cezalandırılır.
  • Örgüt yöneticileri, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçların tümü sebebiyle ayrıca fail olarak cezalandırılır (TCK m.220/5). Örgüt yöneticisi, fiili olarak katılmamış olsa dahi örgüt faaliyeti kapsamında işlenmiş suçların tamamından sorumlu tutulur.

Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Üyeliği Suçu ve Cezası (TCK m.220/2)

Örgüt üyesi, örgütün kurulmasını takiben örgüte katılmış ve iş bölümü kapsamında herhangi bir görev üstlenmiş kimsedir. Örgüt üyesi, örgütün amaçladığı suçların fiili olarak işlenmesine dahil olabileceği gibi suçun işlenmesini kolay kılmaya yönelik hareketlerde de bulunabilir.

Örgüt hiyerarşisi dairesinde en alt düzeyde bulunan örgüt üyesi, aldığı talimat doğrultusunda hareket eder. Fakat örgüt üyesi, örgüt emri olmaksızın da kendi kendine örgüt hedefi doğrultusunda hareket edebilir. Örgüt üyeliği suçundan söz edilebilmesi için failin, örgütün maksadını ve vasfını bilerek örgüte sürekli katılmaya yönelik irade göstermesi icap eder. Örgüt üyeliği suçu belirlenirken dikkate alınan ölçütler şöyledir:

  • Hiyerarşik ilişki bulunup bulunmadığı,
  • Fiillerin devamlılık ve farklılık gösterip göstermediği,
  • Örgüt içinde özel bir ad veya kod isim kullanılıp kullanılmadığı,
  • Örgütün diğer üyeleriyle ekonomik, sosyal ve aile ilişki kurulup kurulmadığı.

TCK m.220/2 çerçevesinde örgüt üyeliği suçunun cezası şu şekilde ifade edilebilir:

  • Örgüt üyesi olmanın cezası, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır.
  • Örgütün silahlı olması durumunda, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birden yarısına kadar artırılır.
  • Örgüt faaliyeti kapsamında suç işlenmesi durumunda, ayrıca bu suçlar sebebiyle de cezalandırma söz konusu olur. Söz gelimi, örgüt üyesi hem dolandırıcılık suçu hem de resmi evrakta sahtecilik suçu işlerse her iki suç sebebiyle ayrı ayrı cezalandırılır.

Örgüte Yardım Etme Suçu ve Cezası (TCK m.220/7 ve TCK m.314/3)

Örgüt hiyerarşisi içinde bulunmayan bir kişi, örgüt faaliyetine veya bir suçun işlenmesine bilerek ve isteyerek yardım ederse örgüte yardım etme suçunu işlemiş olur. Fakat belirtmek gerekir ki, konumları gereği örgüt yöneticisi veya üyesinin eylemleri örgüte yardım etme kapsamında değerlendirilemez.

Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu; örgüt yapısı dışında yer alan bir kişinin, süreklilik teşkil etmeyecek biçimde, geçici bir eylemle örgüt faaliyetinin veya suçun işlenmesine yardım etmesi sonucu vuku bulur. Serbest hareketli bir suç tipi olan örgüte yardım etme suçu, şu tür eylemlerle işlenebilir:

  • Örgüte yer temin etme,
  • Örgüte yiyecek ve içecek verme,
  • Örgütün suç işleyeceği bölgeyi tanıtma,
  • Suçun ardından suç eşyasını taşıma, saklama,
  • Örgüte silah temin etme,
  • Suçun işlenmesini kolay kılan çeşitli araçları temin etme,
  • Ekonomik yardım sağlama,
  • Örgütün ihtiyaç duyduğu belgeleri veya bilgileri temin etme.

TCK m.220’de düzenlenen adi suç örgütüne yardım etme suçunun cezası ise şöyledir:

  • Örgüt hiyerarşisinde yer almamakla beraber, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin cezası, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Fakat örgüte yardım etme suçu sebebiyle örgüt üyeliğinden ötürü verilecek ceza, yapılan yardımın vasfına göre üçte birine kadar indirilebilir.
  • Örgüt eğer silahlı ise yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birden yarısına kadar artırılır.
  • Örgüte yardımda bulunan kişinin yardım etme eylemi başlı başına ayrı bir suça sebebiyet veriyorsa bu suç nedeniyle ayrıca cezalandırılır.

TCK m.314’te düzenlenen silahlı örgüte yardım etme suçunun cezası şu şekildedir:

  • Örgüte yardımda bulunan kişi, silahlı örgüt üyesi gibi beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Örgüte yardım etme suçundan dolayı örgüt üyeliği nedeniyle verilecek ceza, söz konusu yardımın vasfına göre üçte birine kadar indirilebilir.
  • Yukarıdaki gibi indirim yapıldıktan sonra, 3713 sayılı Kanunun 5’inci maddesi uyarınca yarı oranda artırım yapılarak netice ceza tespit edilir. Fakat bu madde hükümleri çocuklar için uygulama alanı bulmaz.

Yardım eylemini işleyen kişinin örgüt hiyerarşisi içinde yer almaması halinde, yardım ettiği örgütün TCK m.314 çerçevesinde silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün gayesine hizmet eder vasıfta olması, yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması lazım gelir.

Yardımdan fiilen istifade etmek şart değildir. Yani yardımın örgüt istifadesine arz edilmiş ve üzerinde tasarruf edilebilir olması, suçun işlenmesi yani tamamlanması için kafidir. Son olarak, örgüte silah sağlamanın, örgüte yardım etme suçunun vahimlik arz eden bir biçimi olduğu için ayrıca TCK m.315’te düzenlendiğini belirtmek gerekir.

Silahlı Örgüt Üyesi Olmamakla Beraber Örgüt Adına Suç İşleme Suçu ve Cezası

Silahlı örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleme suçunu TCK m.220/7 ve TCK m.314/3 çerçevesinde kısaca incelemek gerekir. Silahlı örgüt adına suç işleme suçu, örgüt üyesi olmayan yani örgüt hiyerarşisinde yer almayan kişilerce işlenebilir. Kişi eğer örgüt üyesi ise üyelikten ve işlediği suçlardan dolayı ayrı ayrı cezalandırılır.

Örgüt adına suç işleyen kişinin, örgütün direkt emri altında olmadığını yinelemekte fayda var. Fakat kişi, suçun işlenmesinin örgüt tarafından istendiği bilgisine sahiptir. Örnek vermek gerekirse, bir örgüt yöneticisi “x bölgesinde yer alan y firmasından haraç alan benim hayat boyu dostumdur” gibi bir açıklama yapmış olsun. Bu açıklama üzerine örgüt üyesi olmadığı halde ilgili adresten haraç alan kişinin işlediği suç, silahlı örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçudur.

TCK m.314’te düzenlenen silahlı örgüt adına suç işleme suçunun unsurlarından söz edilebilmesi için; örgütün eylem çağrısının muhatabı belirsiz bir topluluğa yönelik değil, direkt eylemi yerine getirebilecek kişiye yönelik olması icap eder.

Örgüt adına suç işlemekten bahsedilebilmesi için suçun, örgüt bilgisi ve talebi çerçevesinde işlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bilhassa vurgulamak gerekir ki, örgüt adına suç işleme suçu sadece silahlı örgütler adına suç işlenmesi durumunda söz konusu olabilir. Şayet adına suç işlenen örgüt silahsız ise örgüt adına suç işleme suçundan söz edilemez.

Eğer silahsız bir örgüt adına suç işlenirse ve örgütün adının kullanılması işlenen suçun unsuru değilse, fail cezalandırılırken TCK m.220 değil, yalnızca işlediği suç hükümleri esas alınır. TCK m.220/6’da belirtilen suçta örgüt mensubu olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen kimsenin tıpkı örgüt mensubu gibi cezalandırılabilmesi için belirli ölçütlere dikkat edilir. Bu ölçütler şöyle ifade edilebilir:

  • İlk olarak örgütün varlığı belirlenmelidir.
  • Suçu işleyen kişi örgüt üyesi mi değil mi tespit edilmelidir. Üye olmadığı tespit edildikten sonra örgüt emri ve bilgisi çerçevesinde suç oluşturan bir fiil işleyip işlemediği araştırılmalıdır.
  • Örgütün genel çağrısı, örgüte ait olan yayın organlarının yayınları ve çağrıları marifetiyle somutlaşmış olduğu takdirde, bu çağrının belirli bir kimseye yönelik olması icap eder.

TCK m.220’de düzenlenen adi suç örgütü adına suç işleme suçunun cezası şöyledir:

  • Örgüt üyesi olmamakla beraber adi suç örgütü adına suç işleyen kimse, TCK m.220/6 gereği ayrıca örgüte üye olma suçu sebebiyle cezalandırılır. Bir diğer ifadeyle, adi silahlı örgüt adına suç işleyen kişi hakkında verilecek ceza, örgüt üyeliği cezasındaki gibi bir seneden üç seneye kadar hapis cezasıdır. Fakat silahlı adi suç örgütü adına suç işleyen kimseye verilecek ceza, TCK m.220/3 gereği dörtte birden yarısında kadar artırılır. Artırılan netice ceza ise TCK m.220/6 uyarınca takdir üzerine yarısına kadar indirilebilir.
  • Örgüt adına suç işleyen kimse, işlediği suç sebebiyle ayrıca cezalandırılır.

TCK m.314’te belirtilen silahlı örgüt adına suç işleme suçunun cezası şu şekildedir:

  • Örgüt adına suç işleyen kişi hakkında beş seneden on seneye kadar hapis cezası uygulanmasına karar verilir.
  • Silahlı örgüt adına suç işleme suçu dolayısıyla hükmolunacak cezanın yarısına kadar indirilmesi mümkündür.
  • Yukarıda ifade edildiği üzere indirim yapıldıktan sonra, 3713 sayılı Kanunun 5’inci maddesi uyarınca yarı oranda artırım yapılarak netice ceza tespit edilir. Fakat bu madde hükümlerinin çocuklar için uygulanması mümkün değildir.

Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma Suçunda Etkin Pişmanlık Kurumu

Fail, işlediği ve suç teşkil eden eylemi sebebiyle pişman olur ve bu suç dolayısıyla neden olduğu zararı giderirse ceza indiriminden yararlanabilir. Buna, etkin pişmanlık sebebiyle ceza indirimi denir. Suç işlemek için örgüt kurma suçunda etkin pişmanlık düzenlemeleri şu şekilde uygulana alanı bulur (TCK m.221):

  • İşbu suç hakkında soruşturma başlatılmadan ve örgütün gayesi doğrultusunda suç işlenmeden evvel, örgütü dağıtan veya sunduğu bilgiler sebebiyle örgütün dağılmasına yardımcı olan kurucu veya yöneticiler hakkında ceza kararı verilmez (TCK m.221/1).
  • Örgüt üyesi, örgüt faaliyeti kapsamında herhangi bir suçun işlenmesine katılmazsa ve hür iradesiyle örgütten ayrıldığını yetkili mercilere ifade ederse hakkında ceza kararı verilmez (TCK m.221/2).
  • Örgüt faaliyet kapsamında herhangi bir suçun işlenişine katılmadan yetkililerce yakalanan örgüt üyesi eğer örgüt mensuplarının yakalanmasını sağlamaya veya örgütün dağılmasına yardımcı bilgiler sunarsa cezalandırılmaz (TCK m.221/3).
  • Suç işleme gayesiyle örgüt kurma, yönetme veya üye olma ya da üye olmamasına karşın örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarının faili eğer hür iradesiyle yetkili makamlara teslim olur ve örgütün yapısı ve faaliyeti kapsamında işlenen suçlara ilişkin bilgi sağlarsa, örgüt kurma, yönetme veya örgüte üye olma suçları sebebiyle cezalandırılmaz. Fail eğer yakalandıktan sonra bu bilgileri verirse, bu suç sebebiyle hakkında verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirilir.
  • Etkim pişmanlık kurumundan faydalanan kişi hakkında 1 sene süreli denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu tedbirinin süresi 3 seneye kadar da artırılabilir.
  • İlgili hakkında, işbu maddede düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.

Adli Para Cezası ve Erteleme

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme suçu çerçevesinde fail hakkında verilen hapis cezasının miktarı sebebiyle adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Fakat örgüt üyesi olmak, örgüte yardım etmek, örgüt adına suç işlemek ve örgüt propagandası suçlarında verilen cezaların adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

Mahkemece verilen cezanın, ceza infaz kurumunda infaz edilmesinden koşullu olarak vazgeçilmesine cezanın ertelenmesi adı verilir. TCK m.220’de düzenleme alanı bulan suçların tamamı hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilebilir.

Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Görevli Mahkeme

Suç işlemek maksadıyla örgüt kurma suçu (TCK m.220), takibi için şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu nedenle savcılığın resen soruşturmasına tabidir ve herhangi bir şikayet süresi bulunmaz. Söz konusu maddede düzenlenen örgüt kurma veya yönetme suçları 15 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir. Buna karşın örgüt üyeliği suçu ise 8 yıllık dava zamanaşımına tabidir.

TCK m.314’te yer alan silahlı örgüt suçuna ilişkin yargılama yapma görevi, ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. TCK m.220’de belirtilen örgüt kurma, yönetme ve üyeliği suçu hakkında yargılama yapmakla görevli mahkeme ise asliye ceza mahkemesine aittir. Fakat örgütün işlediği ileri sürülen suçlar eğer ağır ceza mahkemesinin yetki alanına girmekte ise bu durumda ağır ceza mahkemesi marifetiyle yargılama yapılır.

Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu ve Cezası Hakkında Yargıtay Kararları

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, bahse konu suç hakkında vermiş olduğu 01.06.2022 tarihli kararı:

“Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme

Hüküm : TCK’nın 220/7 ve 314/3 maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, TCK’nın 220/7, TMK 5, TCK 62, 53, maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge adliye mahkemesince kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı görüldü;

Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından, sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

I- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan yargılaması yapılan sanığın, yargılama aşamasında kendisinin seçtiği müdafii bulunmadığı gibi CMK’nın 156. maddesi gereğince de re’sen bir müdafi görevlendirilmediği, sanığa isnat edilen suçun niteliği dikkate alındığında, CMK’nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesinin zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, Anayasanın 36, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde kovuşturmada müdafi hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK’nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,

II- Kabul ve uygulamaya göre de;

a) Sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan temel ceza tayin edilirken uygulama maddesinin “TCK’nın 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle 314/2 maddesi” yerine “TCK 220/7 ve 314/3 delaletiyle TCK 314/2” olarak gösterilmesi,

b) Sanık hakkında belirlenen temel cezadan TCK’nın 220/7. maddesi gereğince indirim uygulandıktan sonra suçun niteliği gereği artırım yapılırken artırım oranı doğru yapıldığı halde uygulama maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi yerine 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

c) Örgüte müzahir kurumlarda çalışan, dosya arasında bulunan Bankasya hesap hareketleri incelendiğinde; Bank Asyanın TMSF’ye devir işlemi öncesi hesabında bulunan mevduatını çeken sanığın, Bank … hesap hareketlerinin atılı suç yönünden belirleyici nitelikte gözükmemesi karşısında; örgütlü suçlar soruşturma bilgi bankasından sanık hakkında ifade yahut beyan bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa dosyaya getirilerek gerekirse tanık sıfatıyla dinlendikten sonra sanığın örgüte yardım kastı da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, sanık müdafinin temyiz talebi bu itibarlarla yerinde görülmüş olduğundan, CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, bahse konu suç hakkında vermiş olduğu 12.07.2018 tarihli kararı:

“Suç : Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme, Silahlı terör örgütüne üye olma

Hüküm : 1-Sanık … hakkında; TCK’nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 4-5, TCK’nın 62/1, 53/1-3, 63, 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyetine

2-Sanıklar …, … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dolayı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

1-Sanıklar …, … ve suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz talebinin vekalet ücretine yönelik bulunduğu belirlenerek, vekalet ücreti ile sınırlı olarak yapılan incelemede;

Yapılan yargılama sonunda mahkemenin vekalet ücretine yönelik kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından sanıklar …, … ve suça sürüklenen çocuk … müdafiinin vekalet ücretine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

2-Sanık … yönünden kurulan silahlı suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçuna yönelik hükmün incelenmesinde;

Silahlı terör örgütüne yardım etmek (TCK 314/3 ve 220/7 yollamasıyla TCK 314/2) ve göçmen kaçakçılığı (TCK 79) suçlarından yargılanan, silahlı terör örgütüne üye olmadığı kabul edilen sanığın, haklarında beraat kararı kesinleşen diğer sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun örgüte katılımını sağlamak için para karşılığında araç temin ederek Suriye ülkesine illegal yollardan geçirmeye çalışmak şeklinde kabul edilen hukuki anlamda tek bir fiil olduğunda kuşku bulunmayan eyleminin sübutu halinde, TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükmünün bu suçlar yönünden uygulanmayacağına dair özel bir düzenleme bulunmamasına ve her iki suçu düzenleyen normlar arasında görünüşte içtima kurallarının uygulanma kabiliyeti olmamasına nazaran yerel mahkemenin somut olay bakımından TCK’nın 44. maddesinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de;

Aksi kanıtlanamayan savunmalara göre, silahlı terör örgütü DAEŞ ile organik bağ kurup, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kanıtlanamayan ve Suriye ülkesine örgüte katılmak amacıyla gitmek istediklerini bildiği yönünde mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemeyen sanığın, haklarındaki beraat kararı kesinleşen sanıkları maddi menfaat elde etmek maksadıyla yasal olmayan yollardan yurtdışına çıkmasına imkan sağlamaya çalışmaktan ibaret eyleminin TCK’nın 79/1-b maddesinde düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturacağından bu suçtan cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken ayrıca ispat edilemeyen terör örgütüne yardım etmek suçundan da cezalandırılmasına karar verilmesi

Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 12.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Sıkça Sorulan Sorular

Silahlı Örgüt Kurmanın veya Yönetmenin Cezası Nedir?

Silahlı örgüt kurma veya yönetme suçunu işleyen kişi hakkında 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası uygulanır.

Silahlı Örgüte Üye Olma Suçunun Cezası Kaç Yıldır?

Silahlı örgüt üyeliği suçunun cezası, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır.

Silahlı Örgüt Suçu (TCK m.314) Yargılamasına Hangi Mahkeme Bakar?

TCK m.314’te hükme bağlanan silahlı örgüt suçuna ilişkin yargılama yapma görevi, ağır ceza mahkemesine aittir.

İletişim