Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma Suçu, TCK 302. madde olarak düzenlenmiştir. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar ile Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar karıştırılmaması gereken suçlardır.
TCK 302. Madde “Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil işleyen kimse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Madde metninde geçen “….yönelik bir fiil”, ceza hukuku doktrininde yerleşik olarak kullanıldığı şekliyle “matuf fiil”den kastedilen, ülke topraklarının tamamını ya da bir kısmını devletin idaresinden ayırma, devletin bağımsızlığını azaltma, devlet topraklarının tamamını ya da bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına alma amacı ile bu sonucu oluşturmaya “elverişli” davranışlardır.
TCK 302. madde “matuf fiil” ya da “…yönelik bir fiil” şu amaçları gerçekleştirmeyi amaçlar:
Devlet topraklarının tamamı ya da bir kısmı yabancı bir devletin egemenliği altına alınması,
Devletin bağımsızlığını azaltma,
Devletin birliğini bozma,
Devletin egemenliği altındaki topraklardan bir bölümünü devlet idaresinden ayırma,
TCK md. 302’de belirtilen suçtan bahsedebilmek için bu fiillerin yukarıda sıralanan amaca yönelik olması ve bu sonucu oluşturmaya “elverişli” olması gerekir. Elverişli ve tehlike arz eden eylemler TCK md. 302’de düzenlenen suç ile vücut bulabilir.
TCK 302. Madde Suç Vasfının Değerlendirilmesi
Zarar ile sonuçlanmaya elverişsiz eylemler, TCK 302. maddede suç kapsamında değerlendirilmez. Eylemin zarara elverişli olup olmadığı soyut ve genel bir değerlendirme ile belirlenir. Bunun dışında, eylemin yapılma şekli, zamanı, topluma yaşattığı etki, failin örgütsel bağlılığıyla da ölçülendirilir.
Eylemin İşleniş Şekli ve TCK 302. Madde
Eylem özel olarak “matuf fiili” gerçekleştirmeye uygun şekilde işlenmiş olmalıdır. Somut eylemin işlenme şekli, matuf fiili gerçekleştirmeye elverişli olması gerekir. Eylemin işlenme şekli ile TCK md. 302’de düzenlenen suç konusu arasındaki illiyet bağına bakılır.
Failin işlediği eylem, işlenme şeklinin kendisi tehlike oluşturmalıdır. Örnek olarak; devletin silahlı güçleri ile ya da başka bir ülkenin silahlı güçleri ile bir çatışmaya katılmak, tehlike yaratan bir eylem olarak kabul edilir. Örgüt için zorla para toplanması da tehlike yaratan eylem olarak değerlendirilir. TCK md. 302’deki suç ceza hukuku doktrininde ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatında bir “amaç suç” olarak değerlendirilir. Sanığın “amaç suçu” gerçekleştirmesi için çeşitli “araç suçlar” varlığına bakılır.
Eylemin İşlenme Zamanı ve TCK 302. Madde
Failin, dini ya da milli bir bayramda veya yasadışı örgüt bakımından önemli görülen bir tarihte vahim bir şiddet eylemi gerçekleştirmesi, TCK md. 302’nin uygulanma koşullarının oluşmasına sebep olabilir. Eylemin işlenme zamanı failin kastının da anlaşılmasını sağlar.
Sanıkların Örgüt İçindeki Konumları ve TCK 302. Madde
Sanıkların örgütsel ilişkisinin süreklilik ve yoğunluk arz etmesi, örgütsel bağlılık TCK 302. maddesinin uygulamasının önemli ölçütlerindendir. Sanıklar örgütle doğrudan ya da dolaylı bir bağı gösteriyorsa, somut deliller olmasına bakılır. Örgüt içinde özel ya da genel bir görev ya da bunun dışında talimat aldığına veya rapor verdiği ile ilgili somut bir delil olmasına bakılır.
Somut Ağır Zarar Tehlikesi ve TCK 302. Madde
TCK md. 302’nin en önemli ölçütü, somut ağır zarar tehlikesidir. Somut zararın gerçekleşmesi aranmaz, sadece zarar tehlikesinin yaşanmış olması yeterli görülür. Somut ağır zarar iki şekilde yaşanabilir.
Bedensel olarak ağır zarar tehlikesi,
Malvarlığı ile yaşanan ağır zarar tehlikesidir.
İşlenen yasadışı herhangi bir eylem ile insan ölme ihtimalinin yüksek olması ya da çok sayıda işyerinin örgüt faaliyeti çerçevesinde yakılması durumunda, sonuç gerçekleşmiş olmasa bile somut ağır zarar tehlikesinin var olduğu kabul edilir.
Nedensellik Bağı İçinde Gittikçe Ağırlaşan Fiiller ve TCK 302. Madde
Sanık fiillerinin gelişim süreci tek yönlü ve doğrusal olarak değil, git gide ağırlaşan ve birbiri ile nedensellik bağı içinde amaç suçu gerçekleştirmeye yönelik bir yönde ilerlemesi gerekir. Sanık, çeşitli şekillerde süren ve git gide ağırlaşan fiiller işlemelidir. Yalnız siyasi faaliyet çerçevesinde yürütülen çalışmalar bu suçun oluşumuna neden olmaz.
Saik ve TCK 302. Madde
TCK 302. maddesinin uygulaması bakımından sanığın hangi saik ile hareket ettiğine bakılır. Sanığın saiki çeşitli deliller aracılığı ile anlaşılmaya çalışılır. Sanıkların siyasi faaliyetleri ve bu çerçevede icra ettiği hareketlere bakıldığında TCK md. 302’deki “matuf fiil”in işlenmesi amacını güden fiiller bulunmuyorsa, TCK 302. maddesi uygulanamaz.
Silahlı Örgüt Üyeliği Suçu ve Cezası (TCK md. 314)
TCK md. 314’te Silahlı örgüt üyeliği suçu, soyut bir tehlike suçu şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre; silahlı örgüt kuran ya da yöneten kişi, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile yargılanır.
Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olan kişiler, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile yargılanır.
“Suç işlemek amacı ile örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç bakımından aynen uygulanır.”
TCK Md.302 ve TCK Md. 314/2 Aynı Anda Uygulanamaz
TCK md. 302/2 şu hükmü içermektedir: “Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.”
Madde metni aynı zamanda cezalandırılması amaçlanan suçlar “araç suçlar”dır. Örgüt üyeliği suçu TCK md. 302’nin uygulanması bakımından bir araç suç değil, “geçitli bir suç” çeşididir. Fail, örgüt üyesi olarak somut başka bir suç işlemesi durumunda ilgili suçtan ayrıca cezalandırılabilir. Mevcut dosyada sanıklar, hem TCK 314/2’de düzenlenen “örgüt üyeliği” suçu ile hem de TCK md. 302’de düzenlenen “devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak” suçu ile aynı anda yargılanamaz. Nitekim Yargıtay 9. Ceza Dairesi açık olan bu yasal düzenlemeyi ayrıca içtihatlarla da açıklamıştır:
“…..5237 sayılı TCK’nın 314. maddesinde tanımlanan suç, Devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütlerin kurucularını, yöneticilerini ve üyelerini cezalandırmaya yönelik hazırlık hareketlerini suç sayan ve yaptırıma bağlayan özel bir suç tipi olup; amaç suç işlendiğinde fail geçitli suçlardaki özellik nedeniyle amaç suç ile amaç suça yönelik olarak gerçekleştirilmiş bulunan araç suçlardan ilgili hükümlere göre cezalandırılacak, ancak örgütün kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmaktan ceza verilmeyecektir…..” (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – Esas No: 2011/4205, Karar No: 2011/3247, Tarihi: 7.6.2011).
Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma Suçunun Unsurları (TCK m.302)
Bu suçun varlığından söz edebilmek için belli amaca yönelik fiillerin işlenmesi gerekir.
- Devletin topraklarının tamamı ya da bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak,
- Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak,
- Devletin egemenliği altındaki topraklardan bir kısmının Devlet idaresinden ayırması,
- Devletin bağımsızlığını zayıflatmak şeklinde belirlenmiştir.
Söz konusu suçun varlığından bahsedebilmek için işlenen fiilin bu amaçları gerçekleştirmeye elverişli olup olmadığına bakılır. Bu açıdan fiillerin söz konusu sonuçları yaratabilecek nitelikte bulunması, suçun oluşmasında şarttır. Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, topraklarının bir kısmının ya da tamamının başka bir devletin egemenliği altına konması, topraklardan bir kısmının Devlet egemenliğinden ayrılması, Devletin bağımsızlığını azaltmak neticesini doğurması mümkün olmayan bir fiil suçun maddî unsurunu oluşturmaz. Fiilin bu niteliği taşıyıp taşımadığına ise olayların özelliğine göre karar verilir.
Bu fiillerin, cebrî nitelikli olmasına bakılır. İlgili maddede ayrıca ‘yönelik cebrî fiiller’ denilmesi gereksiz (lüzumsuz, zait) sayılmıştır. Bu durumda, maddede belirtilen maksatlar çerçevesinde, fiillerin kendisinin nitelikleri gereği cebrî olması icap ettiği açıktır.
Suçun varlığından söz edebilmek için ilgili maddede yazılı hedeflerin gerçekleşmiş bulunmasına bakılmaz. Belirtilen hedeflere yönelik fiillerin işlenmiş olması yeterli bulunur. Bu suçun işlenmesi sırasında kişiler öldürülmüş, kasten yaralanmış ya da kişilerin veya kamu mallarına zarar verilmiş olması olasılıklardandır. Maddenin ikinci fıkrasında, bu suçlar sebebi ile ayrıca cezaya hükmedilebileceği kabul edilmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrası; “bir ve ikinci fıkrada bulunan suçların işlenmesi sebebi ile tüzel kişiler ile ilgili bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilecektir.” Şeklinde olup, 01.06.2005 tarihinden önce bu maddenin karşılığını oluşturan 765 sayılı TCK’nın 125. maddesinden farklı olarak, suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan da cezaya hükmolunması gerekeceği belirtilmiştir. Böylece TCK’nın 302. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen amaç suçun işlenmesi sırasında işlenen araç suçlardan dolayı TCK’nın 302. maddesinin ikinci fıkrası gereği ayrıca cezaya hükmolunacağına karar verilmiştir.
Her devlet siyasal fonksiyonlarına göre; ülke, egemenlik ve millet/ulus unsurlarını, anayasal düzenini ve bu düzenin işleyiş şeklini koruma altına alır. Anayasa’nın 3. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Kişi hak ve hürriyetlerinden hiçbirisi Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz (Anayasa madde 14). Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini korumak devletin/siyasal iktidarın temel amaç ve görevlerindendir (Anayasa madde 5). 5237 sayılı TCK’nın 302. maddesinde düzenlenen Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçu, bu temel görevin hukuki zeminini oluşturur.
Sıkça Sorulan Sorular
Devletin Birliğini Ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak Neyi İfade Eder?
Bir ülkenin temel taşı, o ülkenin bölünmez bütünlüğüdür. Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma Suçu, fiilin ülkenin bütünlüğüne kasteden bir suç teşkil etmesidir. Türk Ceza Kanunu’nun 302. maddesinde bu suça dair tüm detaylar düzenlenmiştir. Devletin egemenliği ve milli birliğini bozmaya yönelik fiilleri kapsayan madde, kesin hükümler içerir. Bu suçun faili herkes olabilir.
Anayasada 302. Maddesi Nedir?
302.madde, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu amaç suç olarak düzenlemiştir. Cebir ve şiddet suçun unsurlarını oluşturur. Bu suçu işlemek amacı ile örgüt mensupları tarafından araç suçlar da işlenebilir.
Devletin Güvenliğine Karşı İşlenen Suçlar Nelerdir?
Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar; Kamu Güvenine Karşı Suçlar, Parada Sahtecilik Suçu, Kıymetli Damgada Sahtecilik Suçu, Mühürde Sahtecilik Suçu, Mühür Bozma Suçu, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyanda Bulunma Suçu, Özel Belgede Sahtecilik Suçu’dur.