Kasten Yaralama Suçu ve Cezası [TCK Madde 86, 87, 88]

kasten yaralama suçu ve cezası

Kasten yaralama suçu, toplumsal yaşamda en sık karşılaşılan suç tiplerinden biridir ve bir başkasının vücuduna kasten acı verilmesi veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunmasıyla oluşur. Bu suç, basit bir tokat atmadan, hayati tehlikeye yol açan ağır eylemlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Türk Ceza Kanunu (TCK), bu eylemleri, sonuçlarının ağırlığına ve işleniş biçimine göre farklı maddelerde düzenlemiş ve farklı ceza yaptırımları öngörmüştür.

Kasten Yaralama Suçu Nedir? (TCK Madde 86)

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi, kasten yaralama suçunun temel halini düzenler. Maddeye göre, kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bu suçun faili olur.

Suçun Unsurları Nelerdir?

  • Maddi Unsur: Failin, mağdurun vücut bütünlüğüne zarar veren bir eylemde bulunmasıdır. Bu eylem; yumruk atmak, iteklemek, tokat atmak, boğaz sıkmak, bir cisimle vurmak, tırnakla çizmek, hatta birini korkutarak ruhsal sağlığını bozmak gibi çok çeşitli hareketlerle işlenebilir. Önemli olan, eylemin mağdurun vücuduna acı vermesi, sağlığını bozması veya algılama yeteneğini etkilemesidir.
  • Manevi Unsur (Kast): Failin, bu sonucu bilerek ve isteyerek hareket etmesidir. Kast, doğrudan kast veya olası kast şeklinde olabilir.
    • Doğrudan Kast: Failin neticeyi öngörerek ve isteyerek hareket etmesidir. (Örn: Birine yumruk atıp yaralamayı hedeflemek).
    • Olası Kast: Failin, eyleminin belirli bir sonuca yol açabileceğini öngörmesine rağmen “olursa olsun” diyerek kayıtsız kalması ve eylemi gerçekleştirmesidir. (Örn: Kalabalığın içine doğru hızla araba sürerken birilerini yaralayabileceğini öngörmesine rağmen devam etmesi).
  • Fail ve Mağdur: Suçun faili herhangi bir gerçek kişi olabilir. Mağdur ise, eylemden etkilenen ve yaşayan bir insandır.

Kanun Koyucunun Amacı (TCK Madde 86 Gerekçesi):
Madde gerekçesinde, “etkili eylem” gibi eski ifadeler yerine doğrudan “yaralama” kavramının benimsendiği belirtilmiştir. Buna göre, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her türlü davranış, hukuken yaralama olarak kabul edilmiştir. Bu geniş tanım, vücut dokunulmazlığının en üst düzeyde korunmasını amaçlamaktadır.

Kasten Yaralama Suçunun Cezası Ne Kadar? (Basit Hali)

Vatandaşların en çok merak ettiği konuların başında “adam yaralamanın cezası nedir 2025 yılı itibarıyla ne kadar?” sorusu gelmektedir. Kasten yaralama suçunun cezası, eylemin basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceğine, nitelikli hallerin varlığına ve özellikle de kullanılan alete göre büyük farklılıklar gösterir. Özellikle silahla adam yaralamanın cezası, suçun temel haline göre kanun gereği daha ağırdır. Yargıtay’ın geniş yorumuyla sopa, taş veya şişe gibi cisimlerin dahi silah sayıldığı göz önüne alındığında, halk arasında silahla adam vurma cezası olarak bilinen bu nitelikli halin uygulanma alanı oldukça geniştir ve ciddi yaptırımlar öngörülür.

Yaralama Türü (TCK 86) Öngörülen Ceza Şikayet Durumu Uzlaşma Durumu
Kasten Yaralamanın Temel Hali (TCK 86/1)
(Basit tıbbi müdahale ile GİDERİLEMEYECEK yaralama)
1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası. Şikayete tabi DEĞİLDİR. Uzlaşmaya TABİDİR.
Basit Yaralama (TCK 86/2)
(Basit Tıbbi Müdahale – BTM ile GİDERİLEBİLECEK yaralama)
4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası.
(Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı 6 aydan az olamaz.)
Şikayete TABİDİR (6 ay içinde). Uzlaşmaya TABİDİR.

Kasten Yaralama Suçunun Nitelikli Halleri ve Cezaları (TCK 86/3 ve 87)

Suçun belirli koşullar altında işlenmesi, cezanın ciddi oranlarda artırılmasına neden olur. Bu haller şikayete tabi değildir ve uzlaşma kapsamında da değildir.

Cezayı Yarı Oranında Artıran Haller (TCK 86/3)

  • Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi,
  • Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi (çocuk, yaşlı, engelli vb.),
  • Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi (doktor, polis, öğretmen vb.),
  • Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi,
  • Silahla işlenmesi: Yargıtay kararlarında “silah” kavramı çok geniş yorumlanır. Bıçak, tabanca gibi klasik silahların yanı sıra; sopa, taş, şişe, tornavida, kemer, hatta kalem dahi silahtan sayılabilmektedir.

Cezayı Bir Kat Artıran Hal (TCK 86/3-f)

  • Suçun canavarca hisle işlenmesi halinde ceza bir kat artırılır.

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama (TCK Madde 87)

Failin yaralama kastıyla hareket etmesine rağmen, eylemin sonucunda öngördüğünden daha ağır ve kanunda özel olarak belirtilmiş bir neticenin meydana gelmesi durumudur. Bu hallerde cezalar kademeli olarak ağırlaşır.

Meydana Gelen Ağır Sonuç (TCK 87) Ceza Artırımı / Miktarı
Duyu/organ işlevinde sürekli zayıflama, konuşmada sürekli zorluk, yüzde sabit iz, yaşamı tehlikeye sokan durum, gebe kadında erken doğum. Temel ceza bir kat artırılır. (Ceza 3 yıldan, nitelikli hallerde 5 yıldan az olamaz).
İyileşemez hastalık, bitkisel hayat, duyu/organ işlevinin yitirilmesi, konuşma/çocuk yapma yeteneğinin kaybı, yüzün sürekli değişikliği, gebe kadında çocuğun düşmesi. Temel ceza iki kat artırılır. (Ceza 5 yıldan, nitelikli hallerde 8 yıldan az olamaz).
Vücutta kemik kırılması veya çıkığına neden olması. Kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre ceza yarısına kadar artırılır. (Adli Tıp raporuyla belirlenir).
Yaralama sonucu ölüm meydana gelmesi. 8 yıldan 12 yıla kadar hapis. (Eğer suç TCK 86/3’teki nitelikli hallerden biriyle işlenmişse 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilir.)

Önemli Detay: Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılır mı?
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre diş, kemik olarak kabul edilmez. Bu nedenle diş kırılması halinde TCK 87/3 (kemik kırığı) uygulanmaz. Diş kırığı, genellikle yaralanmanın niteliğine göre TCK 86/1 (basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek yaralama) kapsamında değerlendirilir ve temel cezanın belirlenmesinde TCK 61. madde uyarınca alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak kabul edilir.

Kasten Yaralama Suçunun Özel Görünüş Şekilleri

Ceza hukukunda bir suçun her zaman tamamlanmış ve tek bir kişi tarafından işlenmesi söz konusu olmayabilir. Teşebbüs, iştirak ve içtima gibi özel durumlar cezanın belirlenmesinde kritik rol oynar.

1. Suça Teşebbüs (TCK m. 35)

Failin, yaralama amacıyla icra hareketlerine başlamasına rağmen, elinde olmayan nedenlerle (mağdurun kaçması, bir başkasının engel olması vb.) suçu tamamlayamaması halidir. Bu durumda, tamamlanmış suçun cezası üzerinden, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirim yapılır.

Failin, yaralama amacıyla icra hareketlerine başlamasına rağmen, elinde olmayan nedenlerle (mağdurun kaçması, bir başkasının engel olması vb.) suçu tamamlayamaması halinde suça teşebbüs söz konusu olur. Bu durumda, kasten yaralamaya teşebbüs cezası, tamamlanmış suç için öngörülen ceza üzerinden, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre TCK Madde 35 uyarınca dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirim yapılarak belirlenir.

2. Suça İştirak (TCK m. 37-39)

Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesidir. İştirakin farklı türleri vardır:

  • Faillik (TCK m. 37): Suçu doğrudan doğruya birlikte işleyen kişilerin her biri fail olarak sorumlu tutulur ve tam ceza alır.
  • Azmettirme (TCK m. 38): Bir başkasını suç işlemeye teşvik eden kişidir. Azmettiren, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
  • Yardım Etme (TCK m. 39): Suçun işlenmesine yardım eden (örn: silah temin eden, gözcülük yapan, mağduru tutan) kişiye, işlenen suçun cezasından indirim yapılır.

3. Suçların İçtimaı (TCK m. 42-44)

Failin tek bir eylemle birden fazla suç işlemesi veya birden fazla eylemle farklı suçlar işlemesi durumudur.

  • Bileşik Suç (TCK m. 42): Bir suçun, başka bir suçun unsuru olması halidir. En ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilir.
  • Zincirleme Suç (TCK m. 43): Bir suç işleme kararıyla aynı suçun aynı kişiye karşı farklı zamanlarda birden fazla kez işlenmesidir. Ancak kanundaki özel düzenleme gereği, kasten yaralama suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Her bir yaralama eylemi ayrı bir suç olarak kabul edilir.
  • Fikri İçtima (TCK m. 44): İşlenen bir fiil ile kanunun birden fazla farklı hükmünün ihlal edilmesidir. Bu durumda, en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı ceza verilir. Örneğin, bir kişiye hem hakaret edip hem de aynı eylemle yaralamak.

Kasten Yaralama ve Kasten Öldürmeye Teşebbüs Ayrımı

Uygulamada en çok karıştırılan ve savunma açısından en kritik olan konulardan biri, failin kastının “yaralamaya” mı yoksa “öldürmeye” mi yönelik olduğunun tespitidir. Yargıtay, bu ayrımı yaparken bir dizi objektif kritere bakar:

  • Fail ile Mağdur Arasındaki Husumet: Olay öncesine dayanan, öldürmeyi gerektirecek nitelikte ciddi bir husumetin varlığı, öldürme kastına işaret edebilir. Anlık tartışmalar genellikle yaralama kastı olarak yorumlanır.
  • Kullanılan Suç Aleti: Bıçak, tabanca gibi öldürmeye elverişli bir silahın kullanılması öldürme kastını gösterebilirken; yumruk, tokat gibi eylemler genellikle yaralama kastına işaret eder.
  • Darbe Sayısı ve Şiddeti: Çok sayıda ve şiddetli darbenin varlığı öldürme kastını düşündürür. Tek bir darbe ise genellikle yaralama olarak kabul edilir.
  • Hedef Alınan Vücut Bölgesi: Baş, göğüs, karın gibi hayati organların bulunduğu bölgelere yönelen saldırılar öldürme kastının en önemli göstergesidir. Kol, bacak gibi bölgelere yönelen saldırılar ise yaralama kastına işaret eder.
  • Failin Eylem Sonrası Davranışları: Failin, mağduru ölüme terk edip kaçması öldürme kastını güçlendirirken; eylemine kendiliğinden son vermesi, ambulans çağırması veya pişmanlık göstermesi yaralama kastına işaret edebilir.

Mahkeme, bu kriterleri bir bütün olarak değerlendirerek failin gerçek niyetini tespit etmeye çalışır. Bu ayrım, verilecek cezanın miktarını astronomik düzeyde değiştireceği için davanın en önemli noktasıdır.

Soruşturma ve Yargılama Sürecindeki Önemli Kavramlar

Gözaltı ve Tutuklama Tedbirleri

Basit yaralama suçlarında (TCK 86/2) genellikle gözaltı veya tutuklama kararı verilmez. Ancak suçun nitelikli halleri (TCK 86/3, TCK 87) söz konusu olduğunda, özellikle kaçma şüphesi veya delilleri karartma tehlikesi varsa, savcılık gözaltı, sulh ceza hakimliği ise tutuklama kararı verebilir.

Uzlaşma Mümkün müdür?

Evet, ancak sadece belirli hallerde. Kasten yaralamanın temel (TCK 86/1) ve basit (TCK 86/2) halleri ile ihmali davranışla işlenmesi (TCK 88) uzlaşma kapsamındadır. Soruşturma veya kovuşturma aşamasında dosya, bir uzlaştırmacıya gönderilir. Taraflar anlaşırlarsa ceza davası açılmaz veya açılmış olan dava düşer. Ancak kasten yaralamanın nitelikli halleri (TCK 86/3 ve TCK 87) uzlaşma kapsamında DEĞİLDİR.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) ve Cezanın Ertelenmesi

Sanığa verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması gibi şartlar varsa, mahkeme HAGB kararı verebilir. Bu durumda sanık 5 yıl denetime tabi tutulur ve bu sürede kasıtlı yeni bir suç işlemezse ceza kararı tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar. Benzer şekilde, şartları varsa cezanın ertelenmesi de mümkündür. Ancak bu kararlar hakimin takdirindedir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise genellikle Asliye Ceza Mahkemesi‘dir. Ancak, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmesi (TCK 87/4) halinde görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi‘dir.

Kasten Yaralama Suçu ve Diğer Hukuki Süreçler

Sağlık Çalışanlarına Karşı İşlenen Suçlar

3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na eklenen özel bir madde ile kamu veya özel sağlık kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama suçlarında cezalar yarı oranında artırılır. Ayrıca, bu suçlarda hükmedilen hapis cezaları ertelenemez.

Ruhsatsız Silahla Yaralama

Eğer suç, ruhsatsız bir tabanca veya tüfekle işlenmişse, fail hem kasten yaralama suçundan (TCK 86/87) hem de 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.

Maddi ve Manevi Tazminat Davası

Kasten yaralama suçu, aynı zamanda bir haksız fiildir. Bu nedenle ceza davasından bağımsız olarak, mağdurun, Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde fail aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır. Bu davada; hastane masrafları, tedavi giderleri, ilaç paraları, çalışılamayan günler için uğranılan kazanç kaybı gibi maddi zararlar ile çekilen acı, elem ve üzüntü için manevi tazminat talep edilebilir.

Kasten Yaralama Suçu (TCK m. 86-87): Yargıtay’ın “Silah”, “Kırık” ve “Ceza” Yorumu

Kasten yaralama, bir başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan bir fiildir. Bu suçun cezası, eylemin basit bir müdahale olup olmamasından, kullanılan alete ve yol açtığı sonuçların ağırlığına kadar birçok faktöre göre değişir. Yargıtay, bu faktörlerin nasıl değerlendirileceğine dair önemli ilkeler belirlemiştir.

1. Suçu Ağırlaştıran “Silah” Kavramının Geniş Yorumu

Kasten yaralama suçunun bir silahla işlenmesi, cezayı artıran temel nitelikli hallerden biridir. Yargıtay, ceza hukuku uygulamasında “silah” kavramını son derece geniş yorumlamaktadır. Buna göre silah, sadece ateşli silahlar veya bıçak gibi kesici-delici aletlerden ibaret değildir.

Yüksek Mahkeme’ye göre, saldırıda kullanılmaya elverişli ve yaralama potansiyeli taşıyan her türlü sert cisim silah sayılır. Örneğin;

  • Cam veya bira şişesi,
  • Taş, tuğla,
  • Sopa, demir çubuk,
  • Sandalye, tabure,
  • Anahtar veya tornavida

gibi nesnelerin yaralama eyleminde kullanılması, suçun silahla işlenmiş kabul edilmesini ve cezanın kanunda öngörülen oranda artırılmasını gerektirir.

2. Yaralanmanın Sonuçları ve Cezaya Etkisi

Yaralama eyleminin mağdurun vücudunda bıraktığı izler, cezanın belirlenmesindeki en önemli kriterlerdendir.

  • Diş Kırığı ve Kemik Kırığı Ayrımı: Yargıtay, bu iki durum arasında net bir ayrım yapar. Mağdurun bir veya daha fazla dişinin kırılması, yaralamanın şiddetini gösterir ve temel cezanın belirlenmesinde (TCK m. 61) dikkate alınır. Ancak diş kırığı, hukuken “kemik kırığı” olarak kabul edilmez. Bu nedenle, kemik kırıkları için öngörülen özel ceza artırım maddesi (TCK m. 87/3), diş kırıkları için uygulanamaz.
  • Kemik Kırıklarında “Orantılı” Ceza Artırımı: Bir yaralama eylemi mağdurun vücudunda kemik kırığına yol açmışsa, ceza kanun gereği artırılır. Ancak Yargıtay, bu artırımın keyfi olamayacağını, kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre orantılı olması gerektiğini belirtir. Adli tıp raporuyla kırığın derecesi (hafif, orta, ağır) tespit edilir. Mahkemenin yapacağı artırım da bu dereceyle uyumlu olmalıdır. Örneğin, “orta” dereceli bir kırık için en üst sınırdan (1/2 oranında) artırım yapılması, orantısız kabul edilir ve Yargıtay tarafından bozulur.

3. Birden Fazla Ağırlaştırıcı Nedenin Varlığı

Bir yaralama eylemi, bazen birden fazla ağır sonuca (nitelikli hale) yol açabilir. Örneğin, aynı eylem hem mağdurun yaşamını tehlikeye sokmuş hem de bir organının işlevini zayıflatmış olabilir.

Yargıtay, bu gibi durumlarda “cezaların toplanması” gibi bir yönteme gidilemeyeceğini, yani her bir nitelikli hal için cezanın ayrı ayrı artırılamayacağını belirtir. Bunun yerine, hâkimin, temel cezayı belirlerken (TCK m. 61 uyarınca) bu durumu göz önünde bulundurması gerekir. Yani, birden fazla nitelikli halin bir arada bulunması, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak daha yüksek bir seviyeden belirlenmesi için bir gerekçe olarak kabul edilir.

Kasten Yaralama Suçunda Avukat Desteğinin Önemi

Görüldüğü üzere kasten yaralama suçu, basit bir eylemden ölüme varan ağır sonuçlara kadar uzanan, içerisinde onlarca teknik detay barındıran son derece karmaşık bir hukuki alandır. Suçun hangi madde kapsamında değerlendirileceği, cezanın miktarını belirleyecek nitelikli hallerin, haksız tahrik veya meşru müdafaa gibi indirim sebeplerinin olup olmadığı, usul işlemlerinin doğru yürütülüp yürütülmediği gibi hususlar, ciddi bir hukuki uzmanlık gerektirir. Sürecin başından sonuna kadar tüm hukuki detaylara hakim olmak, delilleri doğru yorumlamak, etkili bir savunma stratejisi kurmak ve hak kayıplarını önlemek için bir ceza avukatından profesyonel destek almak kritik öneme sahiptir. Yapılacak küçük bir hata, telafisi imkansız sonuçlara yol açabilir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Kavgada burun kırmanın cezası nedir?
Burun kemiği kırıldığı için TCK 87/3 uygulanır. Kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre (hafif, orta, ağır) cezada artırım yapılır. Eğer kırık, yüzde “sabit iz” veya “sürekli değişikliğe” de neden olmuşsa daha ağır olan TCK 87/1 veya 87/2’deki nitelikli haller uygulanır.
Tokat atmanın cezası nedir?
Tokat atmak, TCK 86 kapsamında kasten yaralamadır. Genellikle “basit tıbbi müdahale ile giderilebilir” kabul edilir ve TCK 86/2’den (4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası) cezalandırılır ve şikayete tabidir.
Karşılıklı kavgada ceza ne olur?
Karşılıklı kavgada, ilk haksız hareketin kimden geldiği tespit edilemiyorsa, Yargıtay genellikle her iki taraf için de TCK m. 29’daki haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğini kabul etmektedir. Bu durumda her iki tarafın da cezasında indirim yapılır.
Kasten yaralama suçu memuriyete engel mi?
Evet, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası alan bir kişi, 657 Sayılı Kanun uyarınca devlet memuru olamaz veya memur ise görevi sona erer.

Kasten yaralama cezası kaç yıl?

Kasten yaralama cezasının süresi, olayın niteliğine göre büyük farklılık gösterir:

  • Basit Hali (TCK 86/2): Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralamalarda 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
  • Temel Hali (TCK 86/1): Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek yaralamalarda 1 yıldan 3 yıla kadar hapistir.
  • Nitelikli Haller (TCK 86/3, TCK 87): Suçun silahla, eşe karşı işlenmesi veya kemik kırığı, yüzde sabit iz gibi ağır sonuçlara yol açması durumunda bu cezalar kanunda belirtilen oranlarda ciddi şekilde artırılır. Ölümle sonuçlanması halinde ceza 8 yıldan 18 yıla kadar çıkabilir.

Ruhsatsız silahla adam yaralamanın cezası nedir?Eğer kasten yaralama suçu, ruhsatı olmayan bir ateşli silah (tabanca, tüfek vb.) ile işlenmişse, fail hakkında ‘içtima’ kuralları uygulanır. Bu durumda fail, hem TCK 86/87 maddeleri uyarınca silahla kasten yaralama suçundan hem de 6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanuna Muhalefet suçundan ayrı ayrı olmak üzere iki farklı suçtan cezalandırılır. Cezalar toplanarak infaz edilir.

AHD Durak Hukuk Bürosu

Bu makale, AHD Durak Hukuk Bürosu tarafından genel bilgilendirme amacıyla kaleme alınmıştır. Büromuz, avukatlık faaliyetlerini ağırlıklı olarak Ceza Hukuku, Ağır Ceza Hukuku ve Aile Hukuku (Boşanma, Velayet, Mal Paylaşımı vb.) alanlarında sürdürmektedir. Burada yer alan içerikler, Türkiye Barolar Birliği'nin Reklam Yasağı Yönetmeliği'ne uygun olarak hazırlanmış olup, hukuki tavsiye niteliği taşımaz ve avukat-müvekkil ilişkisi kurma amacı gütmez.

İletişim