Kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişine duyulan saygının temelini, kamu görevlilerinin görevlerini kanunların çizdiği sınırlar içerisinde, tarafsız ve dürüst bir şekilde yerine getirmesi oluşturur. Bu ilkenin ihlali, görevi kötüye kullanma suçu olarak tanımlanmakta ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 257. maddesinde ciddi yaptırımlara bağlanmaktadır. Genel ve tamamlayıcı (sussidiar) nitelikte bir suç tipi olan görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin yetkilerini keyfi bir şekilde kullanarak kişileri mağdur etmesi, kamuya zarar vermesi veya üçüncü kişilere haksız menfaat sağlaması gibi geniş bir yelpazedeki eylemleri kapsar.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Tanımı ve Yasal Dayanağı (TCK 257)
Bu suç, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiş olup, iki temel hareket biçimiyle işlenebilir: icrai (yapma) ve ihmali (yapmama).
Kanun Metni ve Gerekçesi
TCK Madde 257 – Görevi Kötüye Kullanma:
(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
…
Kanun metninin tamamına Mevzuat.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Maddenin gerekçesinde, kamu görevlisinin sahip olduğu yetkileri, kanunun çizdiği sınırlar dışına çıkarak keyfi bir şekilde kullanmasının önlenmesi ve dolayısıyla kamu idaresine duyulan güvenin korunması amaçlandığı belirtilmiştir. “Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında” ifadesi, bu suçun tamamlayıcı (tali) niteliğini vurgular. Yani, eğer kamu görevlisinin eylemi rüşvet, zimmet gibi daha özel bir suçu oluşturuyorsa, fail o suçtan cezalandırılır; görevi kötüye kullanma suçu ayrıca oluşmaz.
Suçun Unsurları (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Manevi Unsur)
Bir eylemin TCK 257 kapsamında değerlendirilebilmesi için belirli unsurların bir arada bulunması zorunludur.
- Fail: Bu suçun faili ancak bir kamu görevlisi olabilir. TCK m. 6/1-c’ye göre “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” kamu görevlisidir. Bu tanıma memurlar, seçilmişler (belediye başkanı, muhtar), bilirkişiler, avukatlar (belirli durumlarda) ve kamusal bir görevi ifa eden herkes dahildir.
- Mağdur: Suçun doğrudan mağduru, güvenilirliği ve işleyiş düzeni bozulan kamu idaresi, yani toplumun kendisidir. Bununla birlikte, suçun işlenmesiyle hakları ihlal edilen veya zarara uğrayan gerçek ve tüzel kişiler de “suçtan zarar gören” sıfatıyla davaya katılabilirler.
- Fiil (Hareket): Suç iki farklı hareketle işlenebilir:
- İcrai Hareket (TCK 257/1): Kamu görevlisinin, görev tanımına, yönetmeliklere veya kanunlara açıkça aykırı bir eylemi bilerek ve isteyerek yapmasıdır. (Örn: Usulsüz bir ruhsat vermek.)
- İhmali Hareket (TCK 257/2): Kamu görevlisinin yapmakla yükümlü olduğu bir görevi hiç yapmaması (ihmal) veya zamanında yapmamasıdır (gecikme). (Örn: Bir şikayet dilekçesini keyfi olarak işleme koymamak.)
- Netice (Zorunlu Sonuç): Yukarıdaki fiillerden birinin işlenmesi tek başına yeterli değildir. Eylem sonucunda şu üç neticeden en az birinin meydana gelmesi zorunludur:
- Kişilerin mağduriyetine neden olunması,
- Kamunun zararına yol açılması,
- Kişilere haksız bir menfaat sağlanması.
- Manevi Unsur (Kast): Bu suç, taksirle işlenemez. Failin, görevinin gereklerine aykırı davrandığını bilmesi ve bu sonucu istemesi, yani doğrudan kast ile hareket etmesi gerekir.
Görevi Kötüye Kullanma ve İlişkili Diğer Suçlar Arasındaki Farklar
Görevi kötüye kullanma suçu, sıkça “güveni kötüye kullanma” veya “görevi ihmal” gibi kavramlarla karıştırılmaktadır. Aralarındaki farkların bilinmesi, hukuki sürecin doğru işletilmesi açısından elzemdir.
Kriter | Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257) | Güveni Kötüye Kullanma (TCK 155) |
---|---|---|
Fail | Yalnızca Kamu Görevlisi olabilir. | Herhangi bir kişi olabilir. (Örn: Kiracı, vasi, şirket çalışanı) |
Korunan Hukuki Değer | Kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi. | Kişilerin mülkiyet hakkı ve güven ilişkisi. |
Konu | Kamu görevinin kendisi, yetkilerin kullanımı. | Başkasına ait olup, zilyetliği devredilmiş olan mal. |
Bilgi Notu: Görevi İhmal Suçu: Eskiden ayrı bir suç olan “görevi ihmal”, yeni TCK ile birlikte TCK 257/2’nin içine dahil edilmiştir. Artık “görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermek” suretiyle işlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.
TCK 257 Kapsamında Yaptırımlar ve Sonuçlar
Hapis Cezası ve Adli Para Cezasına Çevrilme
- İcrai hareketle işlenen suç (TCK 257/1) için ceza 6 aydan 2 yıla kadar hapistir.
- İhmali hareketle işlenen suç (TCK 257/2) için ceza 3 aydan 1 yıla kadar hapistir.
Hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya daha az süreli ise, TCK m. 50 uyarınca hakim tarafından adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilebilir.
Memuriyete Etkisi ve Hak Yoksunlukları (TCK Madde 53)
Kamu idaresinin temelini oluşturan güvenin korunması amacıyla, görevi kötüye kullanma suçundan ceza alanlar hakkında TCK Madde 53 uyarınca belirli hak yoksunlukları uygulanır. Bu durumun en ciddi sonucu ise kamu görevlileri açısından ortaya çıkar. Zira 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, kasıtlı bir suçtan belirli bir sürenin üzerinde hapis cezası almak memuriyete engeldir. Bu nedenle, görevi kötüye kullanma cezası alan memur, yargılama sonucunda aldığı cezanın kesinleşmesiyle birlikte mesleğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. Nihayetinde, bu durum görevi kötüye kullanma memuriyetten çıkarma sonucunu doğurabilir ki bu, fail için en ağır idari yaptırımlardan biridir.
Yüz Kızartıcı Suç Değerlendirmesi ve Sicile İşlemesi
Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlar arasında “görevi kötüye kullanma” açıkça yer almasa da, bu suçun niteliği itibarıyla disiplin hukuku ve özel kanunlar kapsamında “memuriyet onuruyla bağdaşmayan” bir eylem olarak değerlendirilmesi mümkündür. Kesinleşen her mahkumiyet kararı gibi, görevi kötüye kullanma suçu da adli sicil kaydına (sabıka kaydı) işlenir.
Yargılama Süreci ve Usul Hükümleri
Şikayet, Uzlaşma ve Zamanaşımı
- Şikayet: Bu suç, takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Savcılık, suçu öğrendiği anda herhangi bir şikayet olmasa dahi re’sen (kendiliğinden) soruşturma başlatır.
- Uzlaşma: Görevi kötüye kullanma suçu, CMK kapsamında uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almaz.
- Zamanaşımı: Suçun dava zamanaşımı süresi, TCK m. 66 uyarınca 8 yıldır.
Soruşturma İzni ve Görevli Mahkeme
- Soruşturma İzni: 4483 sayılı Kanun kapsamında olan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında bu suçtan soruşturma yapılabilmesi için, kural olarak ilgili idari merciden (vali, kaymakam, bakanlık vb.) soruşturma izni alınması gerekir.
- Görevli Mahkeme: Görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu (TCK m. 257): Yargıtay’ın “Netice” ve “Fail” Yorumu
Görevi kötüye kullanma, bir kamu görevlisinin, kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan fiiller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket ederek görevini yapması veya yapması gerekeni ihmal etmesidir. Ancak bu suçun oluşması için sadece göreve aykırı bir davranış yeterli değildir. Yargıtay, bu eylemin somut bir sonuca yol açmasını zorunlu bir unsur olarak görmektedir.
1. Suçun Olmazsa Olmaz Şartı: Somut Bir “Netice”
Yargıtay‘ın yerleşik uygulamasına göre, bir kamu görevlisinin görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılabilmesi için, göreve aykırı davranışının mutlaka şu üç sonuçtan en az birini doğurmuş olması gerekir:
- Kişilerin Mağduriyeti: Göreve aykırı davranış nedeniyle bir veya daha fazla kişinin somut bir hak kaybına uğraması veya zor durumda bırakılmasıdır.
- Kamunun Zarara Uğraması: Devletin veya bir kamu kurumunun maddi bir zarara uğratılmasıdır.
- Kişilere Haksız Bir Menfaat Sağlanması: Göreve aykırı davranış sonucunda birilerine hak etmedikleri bir çıkar veya avantaj sağlanmasıdır.
Yargıtay, bu üç “netice” unsurundan herhangi birinin gerçekleştiği kesin delillerle ispatlanamazsa, ortada göreve aykırı bir davranış veya ihmal olsa dahi suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ve sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmetmektedir.
2. Suçun İşleniş Biçimleri: Aktif Davranış ve İhmal
Bu suç, iki farklı şekilde işlenebilir:
- İcrai Hareketle (Aktif Davranışla): Kamu görevlisinin, yapmaması gereken bir işi yaparak görevini kötüye kullanmasıdır.
- İhmali Hareketle (Görevi İhmal Etmekle): Kamu görevlisinin, yapmakla yükümlü olduğu bir görevi kasten yapmaması veya geciktirmesidir. Yargıtay’a göre, bu ihmalin de yukarıda sayılan üç neticeden birine yol açması gerekir. Örneğin, bir okul müdürünün, okulda yaşanan ve adli bir nitelik taşıyan bir yaralanma olayını derhal ilgili makamlara bildirmemesi, soruşturmanın gecikmesine ve delillerin kaybolma riskine yol açar. Bu durum, kamunun “adaletin sağlanması” yönündeki menfaatini zarara uğrattığı için ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.
3. Suçun Faili: Kimler “Kamu Görevlisi” Sayılır? (“Vasi” Örneği)
Görevi kötüye kullanma suçu, sadece kanunda “kamu görevlisi” olarak tanımlanan kişiler tarafından işlenebilir. Her devletle ilişkili görev, bu tanıma girmez. Yargıtay, bu konuda önemli bir ayrıma gitmiştir.
Örneğin, mahkeme tarafından kısıtlı bir kişiye malvarlığını yönetmesi için atanan vasi, TCK’nın bu maddesi anlamında bir kamu görevlisi sayılmaz. Vasi ile kısıtlı arasındaki ilişki, kamusal bir görev ilişkisi değil, özel hukuka dayalı bir “güven” ilişkisidir. Bu nedenle, vasinin, vesayeti altındaki kişinin malvarlığını kendi çıkarı için kullanması eylemi, görevi kötüye kullanma suçunu değil, daha farklı bir suç olan “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” (TCK m. 155/2) suçunu oluşturur. Bu ayrım, bir eylemin doğru bir şekilde nitelendirilmesi için failin hukuki statüsünün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği
Feragatname: Bu dilekçe taslağı, yalnızca genel bir bilgilendirme amacı taşır ve hukuki danışmanlık değildir. Görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin şikayetler genellikle CİMER üzerinden veya doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılabilir. Sürecin karmaşıklığı nedeniyle bir avukattan destek alınması hak kaybını önleyecektir.
CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM MERKEZİ'NE (CİMER) (Veya [İLGİLİ ŞEHİR] CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA) ŞİKAYETÇİ : [Adınız Soyadınız], (TCKN: ...) ADRES : [Adresiniz] ŞÜPHELİ : [Şikayet Edilen Kamu Görevlisinin Adı, Unvanı ve Görev Yeri] SUÇ : Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257) KONU : Şüpheli kamu görevlisinin eylemleri nedeniyle soruşturma başlatılması talebidir. AÇIKLAMALAR : 1- [Tarih]'te, [ilgili kamu kurumu]'na [yaptığınız başvurunun veya işlemin konusu] amacıyla müracaat ettim. 2- Bu müracaatım esnasında, şüpheli [Unvanı ve Adı Soyadı], kanunen yapması gereken [yapması gereken işlem] işlemini yapmayı keyfi olarak reddetmiş / geciktirmiş / kanuna aykırı bir şekilde [yaptığı usulsüz işlem] yapmıştır. 3- Şüphelinin bu eylemi neticesinde, [yaşadığınız mağduriyeti veya uğradığınız zararı detaylıca anlatın. Örn: "yasal hakkım olan ruhsatı alamadım ve ticari zarara uğradım", "haksız bir şekilde ceza kesildi", "bir başkasına haksız menfaat sağlandı".] 4- Şüphelinin görevinin gereklerine açıkça aykırı olan bu eylemi, TCK m. 257'de tanımlanan görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. TALEP : Yukarıda açıklanan nedenlerle, şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak eylemine uyan suçtan kamu davası açılması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim. [Tarih] [Adınız Soyadınız] [İmza]
Hukuki Süreçte Uzman Avukat Desteğinin Stratejik Önemi
Görevi kötüye kullanma suçunun ispatı, genellikle kamu idaresinin iç işleyişine, mevzuata ve idari teamüllere hakimiyet gerektirir. Suçun unsurlarının (özellikle kamu zararı veya kişi mağduriyeti) somut delillerle ortaya konulması, soruşturma izni prosedürünün takibi ve dava sürecinin yönetilmesi teknik bilgi gerektirir. Gerek mağdurun hakkını en etkin şekilde araması, gerekse haksız bir suçlamayla karşı karşıya kalan kamu görevlisinin kendini savunabilmesi için, idare ve ceza hukuku alanlarında tecrübeli bir avukatın profesyonel desteği kritik öneme sahiptir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Görevi kötüye kullanmanın cezası nedir?
Suçun icrai hareketle (TCK 257/1) işlenmesinin cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis, ihmali hareketle (TCK 257/2) işlenmesinin cezası ise 3 aydan 1 yıla kadar hapistir.
Görevi kötüye kullanan polis nereye şikayet edilir?
Görevi kötüye kullandığını düşündüğünüz polis memuru, doğrudan görev yaptığı yerin bağlı olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Kaymakamlığa, Valiliğe veya CİMER üzerinden İçişleri Bakanlığı’na şikayet edilebilir.
Görevi kötüye kullanma suçu memuriyete engel mi?
Evet. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, kasıtlı bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreli hapis cezası almak memuriyete engeldir. Görevi kötüye kullanma suçundan alınacak mahkumiyet kararı, memuriyetin sona ermesine neden olabilir.
Bu suç uzlaşmaya tabi midir?
Hayır. Görevi kötüye kullanma suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sayılan uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almaz.
Şikayet süresi ne kadardır?
Bu suç şikayete tabi olmadığından, belirli bir şikayet süresi yoktur. Ancak suçun 8 yıllık dava zamanaşımı süresi içinde savcılığa bildirilmesi gerekir.
Görevi kötüye kullanma ve güveni kötüye kullanma aynı şey midir?
Hayır. Görevi kötüye kullanma suçunu sadece kamu görevlileri işleyebilir ve kamu idaresinin güvenilirliği korunur. Güveni kötüye kullanma (TCK 155) suçunu ise herhangi bir kişi işleyebilir ve kişilerin mülkiyet hakkı korunur. Örneğin bir vasi, kamu görevlisi sayılmadığı için kısıtlının malını kötüye kullanırsa TCK 155’ten yargılanır.