Türk Ceza Kanunu uyarınca çeşitli suçlar işlendiğinde verilecek cezalar belirlenir. Kullanma hırsızlığı suçu ve cezası da 5237 sayılı yürürlükteki Türk Ceza Kanunu’nun 146 ıncı maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Bu suç basit hırsızlık suçundan farklıdır. Fail bu suçu işlerken karşısındaki kişinin rızası dışında hareket etmektedir.
Burada fail kendisine ya da bir başkasına yarar sağlamayı hedefler. Failin aldığı malda ulaşılmak istenen fayda geçici süre kullanıma bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Kullanma hırsızlığı suçu basit hırsızlıktan farklı bir suç tipi olarak değerlendirilmektedir. Şimdi, bahse konu suçu ne olduğuna daha yakından mercek tutalım. İlgili ziyaretçilerimizin dikkatle incelemesini tavsiye etmekteyiz.
Kullanma Hırsızlığı Suçu Ne Demek?
Kullanma hırsızlığı suçu işlendiğinde fail taşınır bir malı geçici süre ile kullanmak üzere alırken iade etmek amacı ile bu malı almaktadır. Yargıtay bu tür bir kullanımı kısa süreli kullanım olarak nitelendirmektedir. Bu suçta önemsenmesi gereken hususlardan biri failin kullandığı malı isteyerek iade etmesidir. Aksi takdirde basit hırsızlık suçu vuku bulur.
Bir başka ifadeyle, taşınır mal fail tarafından iade edilmek zorunda kaldığında bu suç kullanma hırsızlığı suçu olmaktan çıkar ve basit hırsızlığa dönüşür. Kullanılan mal hasarlı olarak iade edilirse failin işlediği suç, kullanma hırsızlığı suçu kapsamında değerlendirilir. Bu bahsin ardından kullanma hırsızlığı suçunun maddi unsurlarını inceleyeceğiz.
Kullanma Hırsızlığı Suçunun Maddi Unsurları
Kullanma hırsızlığı suçunda maddi ve manevi unsurlardan söz etmek gerekir. Maddi unsurlar fail, fiil ve mağdur olurken manevi unsurlar ise kast, yararlanma, zilyedine iade edilmek üzere bulunduğu yerden eşyanın alınmış olmadır. Kullanma hırsızlığı suçunda fiil maddi unsurlar arasında yer almaktadır. Yargıtay, geçici süre kullanımı kısa süreli kullanım olarak kabul eder.
Kullanma hırsızlığı suçunda fail kullandığı malın iadesini isteyerek yapar. Taşınır mal, fail tarafından kendiliğinden iade edilirse kullanma hırsızlığına dönüşen suç, failin iadeye zorunlu olmasında basit hırsızlık olarak değerlendirilir. Kullanma hırsızlığı suçunda maddi unsurlar arasında fail de yer alır. Bu suçta fail herkes olabilir.
Kanun kullanma hırsızlığı suçuna yönelik olarak açık bir özellik belirtmez. Bu sebeple suçun faili herkes olabilir. Suçun bir diğer unsuru ise mağdurdur. Mağdur, malı elinden alınan kimsedir. Mağdur bakımından kanun belirgin bir özelliğe yer vermediğinden tıpkı suçun faili herkes olabileceği gibi mağduru da herkes olabilmektedir.
Hırsızlık Suçu
TCK uyarınca hırsızlık suçunda zilyedin rızasının olmaması temel alınır. Hırsızlık suçunda genel kanaat, hırsızlık yapıldığında suçla ihlal edilen ve ceza vermek sureti ile de korunan hukuki değer ya da menfaat zilyetliktir. Suçun mağduru olan kimse, suçla ihlal edilen ve ceza uygulanmak sureti ile korunan hukuki değer ya da menfaate hamil olan kişidir. Fiil olarak tanımlanan, başkasının malının bulunduğu yerden alınmasıdır.
Mal ise kişinin malvarlığına dahil olan taşınır şeylerdir. Taşınmazlardan ayrılabilen ve ekonomik değere sahip olan her şey taşınır olarak değerlendirilmektedir. Hırsızlık suçunda icra hareketine gerek duyulur. Hırsızlık suçunda zilyedinin başkasına ait bir malın alınmasına rıza göstermemiş olması suçu serbest hareketli bir suç olarak ortaya çıkarmaktadır. Hırsızlık suçu ani bir suç kabul edilmektedir. Hırsızlık suçu sonucu olan bir suçtur.
Dolayısıyla da zarar suçu olarak kabul edilmektedir. Ekonomik değere haiz olmayan eyler kanunda mal olarak kabul edilmemektedir. Atılan, terk edilen şeyler sahipsiz mal hükmünde olur. Sahibinin üzerinde tasarruf edebildiği uzaktaki mallar, unutulmuş, kaybedilmiş eşyalar sahipsiz mal olarak kabul edilmemektedir. Hırsızlığa konu taşınır malın başkasına ait olması gerekir
Başkasına ait olan taşınır malın zilyedin rızası dışında alınmış olması hırsızlık suçunu oluşturmaktadır. Hırsızlık suçunu tek bir kişi de işleyebilir birden fazla kişi de bu suçu gerçekleştirebilir. Bu noktada özellikle belirtmekte fayda var ki kullanma hırsızlığı suçu çerçevesinde yürütülen soruşturma ve/veya kovuşturmalarda deneyimli bir ceza hukuku avukatından yardım almak oldukça faydalı olacaktır.
Kullanma Hırsızlığı Suçu
Kullanma hırsızlığı suçu, hukuki düzenlemelerde kendine yer bulan bir suç türüdür. Bu suç, daha az ceza gerektiren bir hırsızlık suçu olarak görülmektedir. Suçun en önemli özelliği failin başkasına ait bir taşınır malı bulunduğu yerden alırken malın sahibinin rızası dışında bu fiili gerçekleştirmiş olmasıdır. Fail bu malı aldıktan sonra kullanmak ve iade etmek gayesi ile hareket eder.
Bu suçta cezayı azaltan nedenler arasında failin aldığı malı bir süreliğine ve kullanma maksadı ile elde etmiş olması vardır. Bunun yanı sıra fail aldığı malı bir süre kullandıktan sonra geri verdiğinde daha az ceza ile cezalandırılmaktadır. Hırsızlık suçuna kıyasla kullanma hırsızlığı suçunda verilecek ceza yarı nispette uygulanır. Kullanma hırsızlığı suçunda failin ne aldıysa ne kadar aldıysa iade etmesi gerekir.
Alınan malın eksik ya da yerine farklı bir mal iadesi kullanma hırsızlığı suçunu hırsızlık suçuna çevirmektedir. Alınan malın aynen iadesinde kullanmadan kaynaklanan eskime söz konusu ise bu durumda da tazminat konusu gündeme gelir. Kullanmanın meşru olması gerekir. Kullanma hırsızlığı suçu malın kullanılmasının ardından iade edilmesi ile tamamlanmış olur.
Mal iade edildiği anda ve yerde bu suçun tamamlandığı kabul edilmektedir. Kullanma hırsızlığı suçu için teşebbüsün kabulü zorunlu kabul edilir. Suç kastı hırsızlıkla aynıdır. Fail başkasına ait olan taşınır malı bilerek ve isteyerek almalı, kullandıktan sonra da iade etme maksadına sahip olmalıdır. Hırsızlıkta verilecek cezadan az olarak kullanma hırsızlığı suçunda ceza yarı oranda düşürülmektedir.
Kullanma Hırsızlığı Suçu Manevi Unsurları
Kullanma hırsızlığı suçu manevi unsurlar arasında failin kasti olarak hareket etmiş olması vardır. Bunun yanı sıra fail, suçu işlerken yararlanma amacını güder. Ayrıca bulunduğu yerden kullanılmak üzere alınan mal, zilyedine iade edilmek amacı ile alınmalıdır. Alınan ve kullanılan mal, aynen iadesi yapılacak biçimde ya da alındığı miktarda iade olmalıdır.
Kullanılmak üzere bulunduğu yerden alınmış olan malın, eksik iadesi hırsızlık suçunun oluşmasına yol açar. Bunun yanında alınandan farklı bir şeyin iadesi de hırsızlık suçunun ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Kullanma hırsızlığına ilişkin yapılacak yargılama sırasında Yargıtay’ın dikkate alacaklarından biri failin aldığı malı iade etmek amacında olup olmadığıdır.
Ayrıca failin davranış biçimi, malın niteliği, failin nasıl yakalandığı gibi ayrıntılar üzerinde de durmaktadır. Kullanma hırsızlığı suçu işlenerek alınan şeyin hangi niyetle alındığı konusunda oluşacak şüphe durumunda şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanığın alınan şeyi iade etme maksadı taşıdığı kabul edilir. Kullanma hırsızlığı suçuna teşebbüs etmek konusunda hukuki açıdan iki görüşe göre değerlendirme yapılır.
Bu kapsamda fail malı iade edene değin hangi anda yakalanmış olursa olsun suç teşebbüs aşamasında kabul edilir. İkici görüş uyarınca da mal alınana dek teşebbüs mümkündür. Kullanma hırsızlığı suçunda iştirakin her hali geçerlidir. Bu kapsamda kanunda iştirake yönelik özel bir hal yer almaz. Türk Ceza Kanunu’nun 146 ıncı maddesinde hükme bağlanan kullanma hırsızlığı suçu şu şekilde düzenlemiştir:
“Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.”
Kullanma Hırsızlığı Suçu Konusu
Kullanma hırsızlığı suçu konusu hırsızlık suçundakine benzer bir haldir. Bu suçta başkasına ait taşınır bir mal alınarak ondan fayda elde edilmektedir. Geçici bir süre ile alıkonan taşınır bir malın varlığı kullanma hırsızlığı suçunda hırsızlık suçundan farklı bir durum ortaya koymaktadır. Bu mal iade etmeye elverişli taşınır bir maldır ve kullanma hırsızlığı suçunu işleyen kişi ondan geçici bir süre ile fayda elde etmektedir.
Kullanma hırsızlığı suçunun konusunu kullanıldığında tükenen mallar almaz. Bu sebeple suç işlendiğinde iadeye müsait olan taşınır malların kullanılıp tüketilmemesi gerekmektedir. Kullanma hırsızlığı suçuna ön görülen cezalar hırsızlık suçuna oranla daha az olur. Şimdi, kullanma hırsızlığı suçunun nitelikli hallerine daha yakından mercek tutacağız.
Kullanma Hırsızlığı Suçu Nitelikli Haller
Kullanma hırsızlığı suçu oluşabilmesi için malın sahibinin rızası dışında malın alınması ve bir süre kullanıldıktan sonra da iade edilmesi gerekmektedir. Bu suçun en temel koşulu kısa sayılabilecek bir süre kullanmanın devam etmesidir. Suç işlemek için kullanılmış bir malda hırsızlık suçundan verilecek cezada indirim yapılmamaktadır. Türk Ceza Kanunu 146. Madde uyarınca kullanma hırsızlığı suçu için verilecek cezalar belirlenmektedir.
Kullanma hırsızlığı suçunda şüpheli/sanık, hırsızlık suçuna teşebbüs ya da hırsızlık suçu ile de itham edilebilir. Bu suça yönelik yapılacak araştırma sırasında şüpheli ya da sanığın beyanı göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayın değerlendirilmesi sırasında şüpheli ya da sanığın amacının ne olduğunun doğru anlaşılması suçun hırsızlık veya kullanma hırsızlığı amacı ile işlenmesinin ayırt edilebilmesine yardımcı bir unsurdur.
Sıkça Sorulan Sorular
Kullanma Hırsızlığı Suçu Şikâyete Tabi Bir Suç mu?
Kullanma hırsızlığı suçu şikâyete tabi suçlardan biridir. Bu suça yönelik soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet şartı aranmaktadır.
Kullanma Hırsızlığı Suçu Nedir?
Fail, kendisine ya da başkasına yarar sağlamak amacı ile başkasına ait bir taşınır malı bulunduğu yerden alıp bir süre kullandıktan sonra iade ettiğinde kullanma hırsızlığı suçu işlemiş olur.
Kullanma Hırsızlığı Suçu ile Hırsızlık Suçu Aynı Ceza mı?
Kullanma hırsızlığı suçunda failin zilyedin rızası dışında aldığı taşınır malı bir süre kullandıktan sonra iade etmesi hırsızlık suçundan bu suçun ayrılmasına yol açar. Bu sebeple faile verilecek ceza hırsızlık suçuna oranla yarı nispette düşük olur.