“Millete ve Devlete Karşı Suçlar” kategorisinde yer alan görevi kötüye kullanma suçu, yalnızca kamu görevlilerinin işleyebileceği bir suçtur. Bu nedenle bir diğer tabirle, özgü suçlar kategorisinde yer almaktadır. Kişinin görevini tam anlamıyla yerine getirmemesi ya da eksik olarak yerine getirmesi gibi haller, görevi kötüye kullanma suçunun içeriğini oluşturmaktadır. Peki, görevi kötüye kullanma suçu ve cezası nedir? Size içeriğimizde tüm bu detaylardan bahsedeceğiz.
Görevi Kötüye Kullanma Nedir?
Kamu görevlisinin, görevinin gereklerine uygun olarak hareket etmemesi, görevini yapmaması ya da eksik yapması durumunda, kişi görevini kötüye kullanma suçunu işlemiş olacaktır. Bu suç yalnızca kamu görevlileri için Türk Ceza Kanunu’nda yer almaktadır. Ayrıca suç üç farklı şekilde işlenebilmekte ve bunlar aşağıdaki gibi sınıflandırılmış durumdadır:
- Kamu görevlisinin, yapması gerektiğini görevini yapmaması,
- Kamu görevlisinin, görevini kanunda yer aldığı gibi gerçekleştirmemesi ve
- Kamu görevlisinin, görevini yapmakta geç kalması ya da görevini ihmal etmesi, görevi kötüye kullanma suçunun farklı şekilde gerçekleştirilmesidir.
Görevi ihmal ederek kötüye kullanmak da görevi kötüye kullanmak suçunun aynı maddesinde düzenlenmiştir. Her iki suçun düzenlenen maddesi de 257. maddedir.
Kamu Görevlisi Nedir?
Atama ya da seçilme sonucunda, kamusal bir faaliyetin gerçekleştirilmesi için geçici ya da sürekli olarak görevlendirilen kişi, kamu görevlisi olarak adlandırılmaktadır. Memur kavramından daha geniş bir kavram olarak nitelendirilebilecek kamu görevlisi, kamu işlerini gerçekleştirmekle görevlidir ve görevini gerçekleştirmemesi, kasten hata yapması ya da geç bir şekilde gerçekleştirmesi durumunda, görevi kötüye kullanma suçu ortaya çıkacaktır.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Maddi Unsurları
Bir suç işlendiğinde, Türk Ceza Kanunu’nca belirlenmiş çeşitli unsurlar ortaya çıkar ve bu unsurlardan hangileri işlendi ise, kişi o çerçevede bir cezai uygulama ile karşı karşıya kalır. Bu kapsamda görevi kötüye kullanma suçunun ilgili maddi unsurları aşağıdaki gibidir:
- Kamu görevlisinin gerçekleştirdiği iş ya da ortaya koyduğu hareketinin, sorumlu olduğu görevinin temel hususlarına karşıtlık oluşturması,
- Kamu görevlisinin gerçekleştirdiği iş ya da ortaya koyduğu hareketinin, görevi ile ilgili olması ve
- Kamu görevlisinin gerçekleştirdiği iş ya da ortaya koyduğu hareketinin kamu zararı oluşturması, mağduriyet oluşturması ya da haksız kazanç doğurması, görevi kötüye kullanma suçunun maddi unsurlarını ortaya çıkarmaktadır.
Kanunda yukarıdaki haller ilgili maddelerce düzenlenmiş olup, ilgili kamu görevlisine verilecek olan cezalar da yine aynı maddelerce belirlenmiştir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Şartları
İlgili suçun işlenmesi durumunda, suçun hangi şekillerde işlendiğinin belirlenmesi, kanuni bir gerekliliktir. Çünkü bu gerekliliklere göre cezai düzenlemeler yapılacak ve uygulanacaktır. Bu nedenle görevi kötüye kullanma suçunun şartları aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:
- Suçu işleyen kişinin kamu görevlisi olması gerekir.
- Kamu görevlisi dışındaki bir kişi bu suçu işlemişse, bu durumda suç görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilmez. Farklı bir suç kapsamına dahil olacaktır.
- Suç kasten işlenen bir suç olup, taksirle işlenmesi mümkün değildir.
- Suçun ortaya çıkabilmesi için, kamu görevlisinin görevini kötüye kullanması ve bunun sonucunda bir zararın ortaya çıkması gerekir.
- Görevi kötüye kullanma suçu aynı zamanda mağduriyete sebep olarak da işlenebilen bir suçtur.
- Kişinin haksız bir rekabet elde etmesi halinde suç yine görevi kötüye kullanma kapsamında yer alacaktır.
Yukarıdaki şartlar çerçevesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu, içerisinde pek çok fiili barındırmakta ve ona göre cezai uygulamalar gerçekleştirilmektedir.
Görevi Kötüye Kullanma Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesi çerçevesinde düzenlenmiş olan görevi kötüye kullanma suçu, yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilen ve tüm unsurları kanunca belirlenmiş bir suç durumundadır. Cezai uygulamaları ise aşağıdaki gibidir:
- Kamu görevlisi görevi tam anlamıyla gerçekleştirmemiş, görevini gerçekleştirirken eksiklik yapmış ve bir mağduriyetin oluşmasına sebep olmuşsa, bu durumda kişi 6 aydan 2 yıla kadar hapis ile cezalandırılması gerekir.
- Kamu görevlisi görevini gerçekleştirmekte gecikmiş ve görevini ihmal etmişse, bu durumda kişiye 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir.
Yukarıdaki cezalar, kamu görevlisinin görevini gerçekleştirmekte gecikmesi, gerçekleştirmemesi ve eksik gerçekleştirmesi durumunda verilmektedir.
Görevi Kötüye Kullanma Şikayet Tabii Mi?
Şikayete bağlı bir suç olmayan görevi kötüye kullanma suçu tespit edildiğinde, direkt olarak soruşturma başlatılmaktadır. Kamu görevlisinin görevini hakkıyla yerine getirmemesi durumunda, savcılıkla beraber kolluk kuvvetleri de soruşturma başlatma yetkisine sahiptir. Bu nedenle şikayete bağlı bir suç sınıfında yer almamaktadır.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Zamanaşımı
Şikayet ile işleme alınan bir suç olmadığı için suçla ilgili belirlenmiş bir şikayet süresi de bulunmamaktadır. Her ne kadar şikayete bağlı suçlar kategorisinde yer almamasına rağmen, 8 yıl içerisinde soruşturma başlatılmamışsa, 8 yılın sonunda ilgili kamu görevlisi hakkında soruşturma başlatılamayacaktır. İlgili kişiye verilmiş bir hapis cezası var ve kişi bu cezayı henüz çekmemiş ise, infaz cezanın verildiği günden itibaren 10 yıl sonra iptal olacaktır. Cezanın Ertelenmesi isimli içeriğimizi inceleyebilirsiniz.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda İlgili Mahkeme Hangisidir?
Görevi kötüye kullanma suçunun görüldüğü ilgili ve yetkili mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesi olarak bilinmektedir. İlgili suç kapsamındaki davalar bu mahkemede görülmekle beraber, soruşturma açılan kişi hakkında beraat kararı ortaya çıkarsa, bu durumda kişinin temyiz yoluna gitme hakkı ortaya çıkmaktadır.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Şikayet Dilekçesi
Belirli bir görevi kötüye kullanma suçu olduğu açık ve ortaya konulabiliyorsa, bu durumda Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi, yani suç duyurusu yapılabilir. Suç duyurusu dilekçesinde aşağıdaki bilgilerin yer alması gerekir:
- Müştekinin Adı, Soyadı, TC Kimlik Numarası ve Adres Bilgisi
- Vekilinin Adı, Soyadı ve Adres Bilgisi
- Şüphelinin Adı, Soyadı ve Adres Bilgisi
- Suçun Adı: Görevi Kötüye Kullanma Suçu
- Konu: Suçun Konusu
- Açıklamalar: Suç ile ilgili Açıklamalar
- Hukuki Sebepler
- Deliller
- Sonuç ve İstek
Yukarıdaki bilgilerin görevi kötüye kullanma suçunun suç duyurusu dilekçesinde yer alması ve suç duyurusunu müştekinin vekili olan avukatın yapması çok önemlidir.
Kamu görevlilerinin görevlerini gerçekleştirmede yaptıkları hatalar, eksiklikler ya da ihmaller, görevi kötüye kullanma suçunun temelini oluşturmaktadır. Biz de bu kapsamda size “Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası” ile ilgili tüm detaylardan bahsetmeye çalıştık.
Görevi Kötüye Kullanma Memuriyetten Çıkarma
Görevi kötüye kullanma memuriyetten çıkarmaya sebebiyet verir mi? sorusu uygulamada merak konusudur. Görevi kötüye kullanma suçu sebebiyle hakkında 1 yıldan daha az bir hapis cezasına hükmolunan kişi, aldığı hapis cezasının süresi sebebiyle memuriyet bakımından engelle karşılaşmaz. Fakat 1 yıl ya da daha fazla süreli hapis cezasına mahkum edildiği takdirde kişinin memuriyetten çıkarılması söz konuşu olur.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Yargıtay Kararları
Görevi kötüye kullanma suçu, 5237 sayılı yürürlükteki Türk Ceza Kanununun 257. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Bu suç sebebiyle yargılanan veya yargı süreci ile yakından ilgilenen kişiler sürecin nasıl seyredeceği ve sonuçta nasıl bir karar verileceğini merak ettiğinden, Yargıtay kararları ile benzerlik göstereceğinden hareketle Yargıtay kararlarını merak eder.
15. Ceza Dairesi 2017/31450 E. , 2021/2981 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi Kötüye Kullanma, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kulanma
HÜKÜM : Görevi kötüye kullanma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı beraat
Görevi kötüye kullanma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, Cumhuriyet savcısı ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılan … vekili sıfatıyla, davalı … aleyhine Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/84 esasına kayden açtığı ve kısmen kabulüne karar verilen tazminat davasında, kararda belirtilen tutarı tahsil ettiği halde katılana bilgi vermediği gibi çeşitli tarihlerde katılandan masraflar ve vekalet ücreti karşılığında ödemeler aldığı ve katılanın tahsil edilen miktardan haberdar olup, tarafına ödeme yapılmasını istemesi üzerine vekalet ücreti alacağından kaynaklanan yasal hapis hakkını kullandığını söyleyerek belirtilen miktarı uhdesinde tutmaya devam etmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın görevi kötüye kullanma suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeter derecede, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, güveni kötüye kullanma suçu açısından da Avukatlık Kanunundaki avukatların hapis hakkına ilişkin özel düzenlemeler ve Borçlar Kanunundaki genel hükümler değerlendirildiğinde sanığın hapis hakkını kullanmasının haklı ve kanuni gerekçelere dayandığı, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleriyle verilen mahkemenin beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı beraatine karar verildiği halde gerekçeli karar başlığında güveni kötüye kullanma suçunun yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Cumhuriyet savcısının, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği sabit olduğu halde sanığın beraatine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin, katılanın ise sanığa disiplin cezası verildiğine, beraat etmesinin Anayasaya ve hukuka aykırı olduğuna ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 15/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.