Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Cezası (TCK Madde 158)

nitelikli dolandırıcılık suçu

Toplum nezdinde bireylerin malvarlığına yönelik en ağır tehditlerden biri olarak kabul edilen dolandırıcılık suçu, kanun koyucu tarafından basit ve nitelikli haller olarak iki ayrı düzlemde ele alınmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 158. maddesi, suçun işleniş biçimi, kullanılan araçların niteliği veya mağdurun içinde bulunduğu özel koşullar nedeniyle eylemin yarattığı haksızlığı ve toplumsal tehlikeyi daha ağır kabul ederek “Nitelikli Dolandırıcılık” suçunu düzenlemiş ve bu suç tipi için caydırıcı ve ağır yaptırımlar öngörmüştür.

Bu makalede, nitelikli dolandırıcılık suçunun kanuni tanımından başlayarak, suçun tüm nitelikli halleri tek tek ve emsal Yargıtay kararları ışığında incelenecek; ceza ve infaz rejimi, yargılama sürecindeki kritik müesseseler ve mağdurların hak arama yolları en kapsamlı şekilde ele alınacaktır.

Dolandırıcılık Suçunun Hukuki Çerçevesi: Temel Kavramlar

Nitelikli hali anlamak için öncelikle suçun temel yapısını ve basit halden farkını kavramak gereklidir.

Suçun Maddi ve Manevi Unsurları (Hile, Aldatma, Kast)

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için üç temel unsurun bir arada bulunması zorunludur:

  1. Hileli Davranış: Failin, mağdurun iradesini fesada uğratacak, gerçeği olduğundan farklı gösterecek ve denetim yeteneğini ortadan kaldıracak nitelikte aldatıcı eylemlerde bulunmasıdır. Yargıtay, hileyi “nitelikli bir yalan” olarak tanımlamakta ve basit bir yalanı bu suç için yeterli görmemektedir.
  2. Aldatma ve Zarar Sonucu: Hileli davranış neticesinde mağdurun aldanarak, kendisinin veya bir başkasının malvarlığında zarara yol açacak bir tasarrufta bulunması gerekir.
  3. Kast ve Haksız Yarar: Fail, bu eylemleri bilerek ve isteyerek (kasıtlı olarak) işlemeli ve bu eylemler sonucunda kendisine veya bir başkasına haksız bir menfaat temin etmelidir.

Basit Dolandırıcılık (TCK 157) ve Nitelikli Dolandırıcılık (TCK 158) Arasındaki Temel Farklar

İki suç tipi arasındaki ayrım, yargılamanın seyri ve sonuçları açısından hayati önem taşır.

Kriter Basit Dolandırıcılık (TCK 157) Nitelikli Dolandırıcılık (TCK 158)
Temel Ceza 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası. 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası.
Görevli Mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi Ağır Ceza Mahkemesi
Uzlaşma Kapsamı Uzlaşmaya tabidir. Uzlaşmaya tabi değildir.
Soruşturma Usulü Kural olarak şikayete tabidir. Şikayete tabi değildir, re’sen (kendiliğinden) soruşturulur.
Dava Zamanaşımı 8 Yıl 15 Yıl

TCK 158 Kapsamında Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Halleri

Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi, nitelikli dolandırıcılığın hangi hallerde oluşacağını tek tek saymıştır. Ancak bu kanun metinlerinin somut olaylara nasıl uygulanacağı, hangi eylemin hangi bende girdiğinin tespiti ve suçun unsurlarının nasıl yorumlanacağı konusunda en önemli yol gösterici, Yargıtay içtihatlarıdır. Bu nedenle, nitelikli dolandiricilikta emsal kararlar, hem savunma stratejisi geliştiren avukatlar için hem de adil bir karar vermeye çalışan mahkemeler için vazgeçilmez birer kaynaktır. Aşağıda, kanunda sayılan nitelikli haller, açıklamaları ve Yargıtay’ın konuya ilişkin yaklaşımlarıyla birlikte tek tek incelenmektedir.

1. Dini İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi (TCK 158/1-a)

Bu hal, failin, mağdurun manevi dünyasına, dini inançlarına ve bu inançlardan kaynaklanan hassasiyetlerine sızarak, bu durumu bir aldatma aracı olarak kullanmasıyla oluşur. Fail, mağdurun dini duygularına olan saygısını ve güvenini kötüye kullanarak haksız menfaat temin eder.

Örnekler: “Muska yazma”, “cin çıkarma”, “kutsal bir emaneti satma” vaadiyle para almak; gerçekte olmayan bir cami veya dini bir kurum için “zekat”, “fitre” veya “bağış” adı altında yardım toplamak bu suç kapsamındadır.

Emsal Yargıtay Kararı: Sanığın, mağdurlara kendisini “ermiş” veya “hoca” olarak tanıtarak, “üzerinizdeki büyüyü bozacağım” veya “sizi manevi sıkıntılarınızdan kurtaracağım” şeklinde hileli vaatlerde bulunup para ve ziynet eşyası alması eyleminin, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna hükmedilmiştir.

2. Kişinin İçinde Bulunduğu Tehlikeli Durum veya Zor Şartlardan Yararlanma (TCK 158/1-b)

Bu nitelikli hal, mağdurun fiziksel veya ruhsal olarak savunmasız olduğu, normalde göstermeyeceği bir teslimiyeti veya güveni göstermeye yatkın olduğu anlardan faydalanılarak işlenir. Kanun koyucu, bu anlarda kişinin aldatılmasının daha kolay ve eylemin daha haksız olduğunu kabul etmiştir.

Örnekler: Trafik kazası geçirmiş bir kişiye veya yakınına, “avukat masrafları” veya “hastane masrafları” için acil para gerektiği yalanıyla para istemek; deprem, sel gibi bir doğal afetten etkilenmiş kişilere sahte yardım vaatleriyle menfaat sağlamak.

Emsal Yargıtay Kararı: Yargıtay, bu bendin uygulanabilmesi için her hastalığın veya kazanın “zor şart” sayılamayacağını belirtmiştir. Mağdurun içinde bulunduğu durumun, olayın anlık şoku, yaralanmanın veya hastalığın ciddiyeti ve kişinin o anki çaresizliği gibi faktörler göz önüne alınarak, muhakeme yeteneğini etkileyip etkilemediğinin somut olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

3. Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanma (TCK 158/1-c)

Bu halde fail, mağdurun yaşlılık, zihinsel engel, tecrübesizlik, sarhoşluk veya ağır hastalık gibi nedenlerle olayları normal bir insan gibi kavrama, anlama ve sonuçlarını öngörme yeteneğindeki zayıflıktan faydalanır.

Örnekler: İleri yaştaki bir kişiye karmaşık bir sözleşmeyi “kira sözleşmesi” diyerek imzalatarak evini sattırmak; zihinsel engelli bir bireye değersiz bir eşyayı değerliymiş gibi göstererek para almak.

Emsal Yargıtay Kararı: Sanığın, algılama yeteneği zayıf ve %99 engelli olan mağdurun özürlü maaşını, “seni evlendireceğim” vaadiyle kandırarak PTT’den çektirip alması eylemini, TCK 158/1-c kapsamında nitelikli dolandırıcılık olarak kabul etmiştir.

4. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması (TCK 158/1-d)

Bu suçun oluşması için failin, kamu kurumlarının (belediye, valilik, adliye vb.) veya kanunda sayılan diğer kuruluşların (siyasi parti, vakıf, dernek) maddi varlıklarını hileli eylemlerinde bir araç olarak kullanması gerekir. Bu kullanım, mağdurda eylemin resmi veya meşru olduğu algısını yaratmalıdır.

Örnekler: Sahte bir belediye ruhsatı, sahte bir mahkeme kararı, sahte nüfus cüzdanı veya sahte bir dernek makbuzu kullanarak mağduru aldatmak.

Emsal Yargıtay Kararı: Sanığın, sahte olarak düzenlenmiş bir nüfus cüzdanı ile bankaya başvurarak kredi çekmeye çalışması eyleminde Yargıtay; bankanın değil, Nüfus Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan nüfus cüzdanının araç olarak kullanıldığını belirterek, eylemin TCK 158/1-f (Banka) değil, TCK 158/1-d (Kamu Kurumu) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir.

5. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık (TCK 158/1-e)

Bu halde, dolandırıcılık eylemi doğrudan devletin veya bir kamu kurumunun malvarlığına zarar verme kastıyla işlenir. Mağdur, doğrudan kamu tüzel kişiliğidir.

Örnekler: Sahte belgelerle hak etmediği bir sosyal yardım veya emekli maaşı almak; devlete ait bir malı hileli yollarla ucuza almak; usulsüz vergi iadesi sağlamak.

UYARI: Bu suçun cezasının alt sınırı 4 yıldır ve adli para cezası, elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

6. Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması (TCK 158/1-f)

Günümüzde en sık karşılaşılan nitelikli haldir. Fail, hileli eylemlerini gerçekleştirmek için teknolojinin sağladığı imkanları kullanır. Bilişim sistemleri (internet siteleri, sosyal medya, e-posta) veya bankacılık sistemleri (internet bankacılığı, EFT/havale, kredi kartları) suçun işlenmesinde bir araç olarak kullanılır.

Örnekler: Sahte e-ticaret siteleri (phishing), Forex dolandırıcılığı, sosyal medya üzerinden “ödül kazandınız” yalanları, sahte yatırım danışmanlığı, banka hesap bilgilerini ele geçirme.

Emsal Yargıtay Kararı: Yargıtay; sanığın, popüler bir internet sitesine emsallerine göre ucuz bir araç ilanı vererek, kendisini arayan mağdurdan kapora adı altında para almasını, bilişim sisteminin sağladığı kolaylıktan faydalanarak suçu işlediği için TCK 158/1-f kapsamında nitelikli dolandırıcılık olarak kabul etmiştir.

UYARI: Bu suçun cezasının alt sınırı 4 yıldır ve adli para cezası, elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

7. Basın ve Yayın Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Yararlanma (TCK 158/1-g)

Bu nitelikli hal, suçun gazete, dergi, radyo, televizyon gibi geleneksel kitle iletişim araçları veya internet haber siteleri gibi geniş kitlelere ulaşan yayınlar aracılığıyla işlenmesidir. Buradaki temel unsur, bu araçların sağladığı güven ve yaygın erişim kolaylığının kötüye kullanılmasıdır.

Örnekler: Gazeteye sahte iş ilanı vererek başvuru ücreti toplamak; bir televizyon programında sahte bir ürün tanıtımı yaparak sipariş toplamak.

8. Ticari veya Kooperatif Faaliyeti Sırasında İşlenmesi (TCK 158/1-h)

Bu suç, tacir veya şirket yöneticilerinin ticari faaliyetleri esnasında veya kooperatif yöneticilerinin kooperatif faaliyetleri kapsamında işlenir. Kanun, ticari hayata ve kooperatifçiliğe duyulan güveni korumayı amaçlamıştır.

Örnekler: Bir müteahhidin aynı daireyi birden fazla kişiye satması; bir şirket yöneticisinin sahte bilançolarla şirketin malvarlığını hileli olarak devretmesi.

9. Serbest Meslek Sahibinin Güveni Kötüye Kullanması (TCK 158/1-i)

Failin avukat, doktor, mali müşavir gibi mesleğinden dolayı kendisine duyulan özel güveni kötüye kullanarak dolandırıcılık yapmasıdır. Burada, mesleğin sağladığı bilgi, statü ve güven ilişkisi istismar edilmektedir.

Örnek: Bir avukatın, müvekkilinden “dava masrafı” adı altında aldığı parayı zimmetine geçirmesi.

10. Tahsis Edilmemesi Gereken Krediyi Sağlamak (TCK 158/1-j)

Failin, sahte belgeler (sahte maaş bordrosu, sahte tapu, sahte kimlik vb.) kullanarak banka veya kredi kurumlarını aldatması ve normalde alamayacağı bir krediyi almasını sağlamasıdır.

UYARI: Bu suçun cezasının alt sınırı 4 yıldır ve adli para cezası, elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

11. Sigorta Bedelini Almak Maksadıyla İşlenmesi (TCK 158/1-k)

Failin, sigorta şirketini aldatarak haksız bir şekilde sigorta tazminatı alması veya almaya teşebbüs etmesidir.

Örnekler: Kasten bir kaza senaryosu oluşturarak (anlaşmalı kaza) hasar tazminatı talep etmek; yanmış bir işyerindeki mal miktarını abartarak sigortadan para almaya çalışmak.

UYARI: Bu suçun cezasının alt sınırı 4 yıldır ve adli para cezası, elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

12. Kamu Görevlisi veya Banka Çalışanı Olarak Tanıtma (TCK 158/1-l)

Telefon dolandırıcılığının en yaygın şeklidir. Fail, kendisini polis, savcı, asker, banka güvenlik görevlisi, sigorta çalışanı olarak tanıtarak veya bu kurumlarla ilişkili olduğu izlenimi vererek mağdurda bir korku, panik veya güven oluşturur ve bu şekilde menfaat temin eder.

Emsal Yargıtay Kararı: Sanığın, mağduru telefonla arayarak kendisini polis olarak tanıttığı ve “adınız terör soruşturmasına karıştı, paranızı güvence altına alacağız” diyerek para talep etmesi eyleminin, TCK 158/1-l kapsamında görevsizlik kararı verilerek dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi gerektiğine hükmedilmiştir.

UYARI: Bu suçun cezasının alt sınırı 4 yıldır ve adli para cezası, elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası paraya çevrilir mi?

Hayır. Verilen hapis cezasının alt sınırı (3 veya 4 yıl) nedeniyle, nitelikli dolandırıcılık suçundan hükmedilen hapis cezası, TCK m. 50 uyarınca adli para cezasına çevrilemez.

Dolandırıcılıktan 3 yıl 4 ay ceza alan ne kadar yatar?

3 yıl 4 ay, toplam 40 ay hapis cezası demektir. Nitelikli dolandırıcılık suçunun infaz oranı 1/2 olduğundan, bu cezanın “yatarı” teorik olarak 20 aydır. Bu sürenin bir kısmı denetimli serbestlik kapsamında infaz edilebilir. Ancak net hesaplama için bir avukata danışılmalıdır.

Nitelikli dolandırıcılıkta zarar giderilirse (etkin pişmanlık) dava düşer mi?

Hayır, dava düşmez. Zararın giderilmesi sadece cezada TCK m. 168 uyarınca ciddi bir indirim sağlar. Suç şikayete tabi olmadığından kamu davası devam eder.

Dolandırıcılık davası ne kadar sürer?

Bu süre mahkemenin iş yüküne, delillerin toplanma sürecine, sanık ve tanık sayısına göre değişmekle birlikte, nitelikli dolandırıcılık davaları Ağır Ceza Mahkemelerinde görüldüğünden ortalama 1.5 ila 3 yıl arasında sürebilmektedir.

Nitelikli dolandırıcılık hangi tip cezaevinde yatılır?

İlk kez suç işleyen hükümlüler genellikle açık veya kapalı ceza infaz kurumlarında cezalarını çekerler. Kurum tipi, cezanın süresi ve hükümlünün disiplin durumuna göre idare tarafından belirlenir.

Nitelikli dolandırıcılıktan beraat edilir mi?

Evet. Suçun unsurlarının (özellikle kasıt ve nitelikli hile) oluşmadığı, delillerin yetersiz olduğu veya eylemin hukuki bir uyuşmazlık (örn: ödenmeyen bir borç) olduğu ispatlanırsa beraat kararı verilebilir. Özellikle “delil yetersizliği” önemli bir beraat sebebidir.

Mağdur, dolandırılan parasını nasıl geri alır?

Mağdur, ceza davasının yanı sıra hukuk mahkemelerinde “alacak davası” açarak parasını talep edebilir. En etkili yol, ceza şikayeti ile birlikte derhal “ihtiyati haciz” talep ederek şüphelilerin malvarlığını dondurmaktır.

Nitelikli dolandırıcılıktan 5 yıl ceza alan ne kadar yatar?

5 yıl (60 ay) hapis cezasının infazı, genel infaz kurallarına göre hesaplanır. Nitelikli dolandırıcılık suçunun infaz oranı genellikle 1/2’dir. Bu durumda, koşullu salıverilme süresi 30 aydır (2.5 yıl). Hükümlü, cezaevinde iyi halli olduğu takdirde, bu sürenin son 1 yılını denetimli serbestlik kapsamında dışarıda geçirebilir. Dolayısıyla, nitelikli dolandırıcılıktan 5 yıl ceza alan ne kadar yatar sorusunun cevabı, diğer olumsuz bir durum (başka suç, disiplin cezası vb.) olmadığı varsayıldığında yaklaşık 18 ay (1.5 yıl) kapalı/açık cezaevinde kalacağı şeklindedir. Bu hesaplama genel bir bilgi olup, kişinin durumuna ve infaz kanunundaki güncel değişikliklere göre değişebilir.

Nitelikli dolandırıcılıkta denetimli serbestlik kaç yıl?

Nitelikli dolandırıcılık suçunda denetimli serbestlik, ayrı bir ceza değildir; hapis cezasının infazının bir parçasıdır. Hükümlü, cezasının kanunda belirtilen bir kısmını (genellikle yarısını) cezaevinde geçirdikten ve iyi halli olduktan sonra, koşullu salıverilmesine belirli bir süre kala denetimli serbestliğe ayrılabilir. 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesi uyarınca bu süre, kural olarak 1 yıldır. Ancak, hükümlünün durumuna ve cezanın toplam süresine göre bu sürelerde değişiklikler olabileceğinden, net bir bilgi için bir avukata danışmak en doğrusudur.

Sonuç

Sonuç olarak, nitelikli dolandırıcılıktan ceza alanlar, TCK 158’in öngördüğü ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalırlar. Bu kişiler, Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanır, aldıkları hapis cezaları adli para cezasına çevrilemez ve cezanın infazı aşamasında genel infaz kurallarına tabi olurlar. Suçun niteliği ve cezanın ağırlığı, bu fiilleri işleyenlerin toplumsal düzene verdikleri zararın ciddiyetini ve kanun koyucunun bu konudaki tavizsiz tutumunu açıkça ortaya koymaktadır.

AHD Durak Hukuk Bürosu

Bu makale, AHD Durak Hukuk Bürosu tarafından genel bilgilendirme amacıyla kaleme alınmıştır. Büromuz, avukatlık faaliyetlerini ağırlıklı olarak Ceza Hukuku, Ağır Ceza Hukuku ve Aile Hukuku (Boşanma, Velayet, Mal Paylaşımı vb.) alanlarında sürdürmektedir. Burada yer alan içerikler, Türkiye Barolar Birliği'nin Reklam Yasağı Yönetmeliği'ne uygun olarak hazırlanmış olup, hukuki tavsiye niteliği taşımaz ve avukat-müvekkil ilişkisi kurma amacı gütmez.

İletişim