Miras hukuku kapsamında değerlendirilmesi gereken mirastan mal kaçırma, muris muvazaası olarak da bilinir. Muris vefat eden kişidir. Muris mirasçısını mirasından yoksun bırakmak isterse mirastan mal kaçırma yoluna gidebilir. Bu durumda mirasçıların hukuk yoluna başvurması gerekir. Muris eğer mirasçısının mirasından mahrum bırakmak isterse karşılıksız kazandırmalar yapmak sureti ile hareket edebilir. Bu durumda satış sözleşmesi ya da ölünceye kadar bakma sözleşmeleri varmış gibi göstermek sureti ile taşınmaz malları devreder.
Muris mirasçılarından herhangi birini mirasından mahrum bırakmak isterse bu yola başvurabilir. Miras Hukuku incelendiğinde muris miras bırakan kişi olurken mirasçılar da yasal ve atanmış mirasçı olarak ifade edilir. Yasal mirasçılar miras bırakana kan bağı ile bağlı olanlardır. Miras Hukuku’nda zümre sisteminden yararlanılır. Zümre sistemi de derecelendirme sistemi olarak bilinir. Bu sistemde murise birinci, ikinci ve üçüncü dereceden kan bağı ile bağlı olan yasal mirasçılar yer alır.
Mirastan Mal Kaçırma ve Miras Hukuku
Mirastan mal kaçırma ve Miras Hukuku birbirinden ayrı düşünülmemesi gereken konulardır. Hukuk kuralları ile kişiler ve kurumlar arasındaki ilişkiler düzenlenir. Miras Hukuku da mirasla ilgili konuları kapsar. Muris miras bırakan kişi olurken tereke olarak adlandırılan miras bırakanın mal varlığıdır. Mirasçılar tereke üzerinde yasal haklarını kullanacakları zaman Miras Hukuku’na başvurulması gerekir. Mirasçılar yasal ve atanmış mirasçılar olabileceği gibi evlatlıklar da mirasçı olabilir.
Miras Hukuku incelendiğinde ise zümre sisteminin varlığından bahsedilmesi gerekir. Gerçek kişinin ölümü ile birlikte ölene ait olan mallar ve devredilmesi söz konusu olmayan hakların kime geçeceğinin belirlenebilmesi için Miras Hukuku’na ihtiyaç duyulur. Mirastan mal kaçırma davaları sırasında görünürdeki işlemin yanında muvazaa anlaşmasının da incelenmesi gerekir.
Miras bırakan açısından ölüm tarihine bağlı olarak terekesi el birliği ile mülkiyete tabi olur. Mirastan mal kaçırma ya da muris muvazaası olarak adlandırılan davalar tapu iptali ve tescili davalarını da ilgilendirdiğinden oldukça kapsamlıdır. Bu tür bir dava açılacağı zaman tarafların hukuki destek almasında her zaman için yarar vardır. Gayrimenkul avukatı aracılığı ile alınacak bir hukuki danışmanlık hizmeti hak kayıplarının önlenebilmesi açısından gereklidir.
Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma) Davası
Muris muvazaasındaki amaç 3. Kişilerin kandırılmasıdır. Koşullar sağlandığında muris muvazaasından söz edilebilir. Bu işlemler sırasında tarafların muvazaaya yönelik olarak anlaşma sağlamış olması icap eder. Tarafların gerçek amaçları ile yapılan işlemler arasında uyumsuzluk olması gerekir. Bu tür işlemler incelendiğinde tarafların iradesinin gerçeği yansıtmadığı görülür.
Murisin amacı gerçek mirasçılardan mal kaçırmak olur. Mirasçılar mirastan mahrum bırakılmak istendiğinden mirasçıların bu tür bir durumla karşılaşması durumunda dava açması gerekir. Miras hakkı çiğnenenler muris muvazaasına yönelik olarak dava açar. Dava açma hakkına sahip olanlar yasal mirasçılar olabileceği gibi atanmış mirasçılar ya da evlatlıklar da olabilir. Her mirasçı kendi payı oranında tapu iptali ve tescil davası açabilir.
Ayrıca mirasçılar bireysel olarak ya da birlikte bu tür bir davayı açma hakkına sahiptir. Taşınmazın bulunduğu Asliye Mahkemeleri bu konuda görevlidir. Muris muvazaası davası açılabilmesi için miras bırakanın vefat etmiş olması gerekir. Davada taraflar ispat yükümlülüğündedir. Dava açılacağı zaman muristen kötü niyete bağlı olarak taşınmazı devralan 3. Kişiler veya mirası devralanlar muhatap alınır.
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Nedir?
Muris muvazaası olarak da bilinen mirastan mal kaçırma işlemi bazı şartların oluşmasını gerekli kılar. Bu koşullar ortaya çıkmadığında mirastan mal kaçırmadan söz edilemez. Görünüşte meydana gelen bir işlem olması gerekirken bu işlem murisin gerçek iradesi ile örtüşmemelidir. Muris mirasçıların haklarından mahrum etmek amacı gütmelidir. Ayrıca muris bir muvazaa sözleşmesi yapmış olmalıdır. Muvazaa sözleşmeleri sözlü olarak da yapılabilir.
Yazılı bir belge olmadan da mirastan mal kaçırma işlemi yapılabilir. Muris 3. Kişileri aldatma amacı güderek görünüşteki işlemi yapar. Muris muvazaasını ilgilendiren koşullardan biri de gizli bir işlemin varlığıdır. Tarafların gerçek iradesini yansıtan bu işlem gizli olarak yapıldığında mirastan mal kaçırma şartlarından biri daha ortaya çıkmış olur. Genellikle gizli işlem olarak yapılan bağışlama uygulaması olur. Gizli işlemin kanunda yer alan şekil şartını karşılaması gerekmektedir. Aksi durumda ise geçersiz kabul edilir.
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Unsurları
Mirastan mal kaçırma durumu söz konusu ise bazı unsurların varlığı olmalıdır. Bunlardan biri görünürdeki sözleşmedir. Bir diğer unsur ise muvazaa sözleşmesi olurken miras bırakan mirasçıları aldatma amacı güderek gizli bir işlem yapmış olmalıdır. Görünüşteki sözleşme murisin mirasçılarını aldatma amacı güderek yaptığı bir işlemdir. Bu sözleşmede yer alanlar murisin gerçek iradesi ile örtüşmez.
Muris muvazaasında görünüşteki işlem tapu memurunun önünde yapılan satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleridir. Bu anlaşmayı yapan taraf miras bırakana taşınmazın bedelini ödemez ya da gerçek bedelin çok altında bir ücret öder. Sözleşme ile üçüncü şahıslar kandırılmış olur ve sözde bir bedel ödenmiş gibi gösterilerek alışveriş yapıldığı ifade edilir. Bu yolla mirasçıların ileride bir tenkis davası açılması engellenmek istenir. Muvazaa sözleşmesi ise yazılı olma şartına dayanmaz. Bu sözleşmeler sözlü olarak da yapılabilmektedir.
Görünüşteki sözleşmeler yapılırken muvazaa sözleşmesi de yapılabilir. Bunun yanında görünüşteki sözleşme yapılmadan önce de muvazaa sözleşmesi yapılabilmektedir. Muris muvazaasını ilgilendiren önemli unsurlardan biri de miras bırakanın mirasçıları aldatma amacı gütmesidir. Miras bırakan mirasçıları kandırma yolu ile mirastan mal kaçırmayı hedefler.
Miras bırakanla ilgili olarak bilinmesi gerekenlerden biri de muvazaalı işlem yapıldığı tarihte herhangi bir mirasçısı olmaması durumunda mirasçılarını aldatma amacı güttüğü söylenememektedir. Miras bırakan diğer mirasçılarından gizli olarak bir sözleşme yaptığında bu gizli işlem olarak değerlendirilir. Karşı tarafla miras bırakanın gerçek iradesini açıkladığı ve diğer mirasçılardan gizli tutulan bağış sözleşmesi gizli işlem kapsamında yer alır.
Muris Muvazaası Hukuki Yol
Muris muvazaası varsa mirasçıların hak kayıplarının engellenebilmesi için hukuk yoluna başvurmak gerekecektir. Hak kaybı yaşadığını düşünen tüm mirasçılar için geçerli olan bu durum için yasalar karşısında hak aranabilir. Bu durumda mirasçılar muvazaa ile ilgili olarak yapılmış olan satış sözleşmelerinin veya ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin geçersizliğini talep edebilir.
Mirasçılar satış sözleşmeleri veya ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin iptalini talep ettikten sonra ise bu sözleşmelere bağlı olarak yapılmış olan tapu kaydının iptalini istemelidir. Bu durumda mirasçıların alanında deneyim sahibi bir miras avukatı ile çalışması hak kayıplarının kısa sürede giderilebilmesi açısından önemlidir. Saklı pay sahibi mirasçılar veya saklı paya sahip olmayan ve miras hakkı ihlal edilen her mirasçının dava açma hakkı bulunur.
Muvazaa işleminin varlığı dava açıldığında maddi deliller ile ispatlanmalıdır. Dava açılacağı zaman yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar ya da evlatlıklar hak arayabilir. Bu tür bir davayı açma hakkı olmayanlar ise mirası reddeden ya da miras hakkından feragat edenlerdir. Ayrıca mirastan çıkarılan kişilerin de dava açma hakkı yoktur.
Muris Muvazaası Nedeni ile Tapu İptal ve Tescil Davası
Muris muvazaası sebebi ile tapu iptal ve tescil davası açıldığında hukuka aykırı yoldan düzenlendiği iddia edilen tapu kaydı düzeltilmek istenir. Tapu devrinin yolsuz olarak yapıldığı ispatlandığında iptal edilmesi mümkün hale gelir. Muris muvazaasının varlığı söz konusu ise miras bırakanın hukuka uygun olmayan bir şekilde hareket ettiği kabul edileceğinden hak kayıplarının engellenebilmesi için tapu iptal ve tescil davası mirasçı tarafından açılabilir.
Dava açıldığında ise murisin genel iradesinin araştırılması gerekli olur. Bu tür bir dava sırasında dikkate alınacaklar arasında murisin ve miras bıraktığı kişinin ekonomik durumu yer alır. Ayrıca aile içinde var olan sosyal ve beşerî ilişkiler, olayların olağan akışı ve yöreye özgü gelenekler de dikkate alınır. Miras bırakan sözleşmeyi haklı bir nedenle mi yaptı? konusu da incelenecekler arasındadır. Ayrıca satış bedeli ve sözleşme arasındaki gerçek değer farkına da bakılacaktır.
Muris muvazaası davasında en temel amaç miras bırakan yönünden mirasçılardan mal kaçırma amacının olup olmadığıdır. Bu davalarda tespit işlemine gerek duyulurken mevcut verilere göre hareket edilir. Yapılacak tespitin doğru olabilmesi için mahkemenin tüm koşulları bir arada değerlendirmesi gerekli olur. Bu nedenle de dava açıldığında yöresel gelenekler, ülkenin gelenekleri, taraflar ve miras bırakan arasında var olan insani ilişkilerin boyutu, davalı tarafın alış gücü gibi birçok unsur dikkate alınmak zorundadır.
Aksi durumda tarafsız bir değerlendirme yapılması zorlaşır. Taşınır mallar söz konusu ise muris muvazaası ile ilgili olarak bilinmesi gerekenlerden biri taşınır malların mülkiyetinin devri yapılırken Borçlar Kanunu’na göre hareket edildiğidir. Taşınır mallar elden bağışlanacağı zaman şekil şartına uyulması gerekmez. Bu kanuna göre taşınır mallar bağışlayan kişi tarafından bağışlanan tarafa teslim edildiğinde taşınırın mülkiyetinin alıcıya geçtiği görülmektedir.
Taşınır malları ilgilendiren bu tür durumlarda görünürdeki işlemin geçersiz olması gerçek işlemin geçerli olmasına engel teşkil etmemektedir. Bunda etkili olan unsur ise taşınır mallarda elden bağışlama yapılırken şekil şartına uyma zorunluluğunun olmamasıdır.
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası Süresi
Mirastan mal kaçırma ya da muris muvazaası olarak bilinen işlemler gerçekleşmiş ise muvazaa sözleşmelerinin ispatlanması hukuki açıdan gereklidir. Mirasçıların haklarının korunması ve iade edilebilmesi bu sayede mümkün olur. Mirastan mal kaçırma davası süresi bakımından somut olayın durumuna bağlı olarak şekillenir. Bundan dolayı da her davanın kapsamı farklı olacağından belli bir süre tayin etmek hatalı olur. Bu tür bir dava açılacağı zaman zamanaşımı ve hak düşürücü süreler de bulunmaz.
Muris öldükten sonra mirastan mal kaçırma olduğunu düşünen mirasçılar istediği zaman dava açma hakkına sahiptir. Mirasçılardan herhangi biri bu tür bir davayı açabilir. Mirasçılar muris muvazaasının varlığı sebebi ile tapu kaydının iptali ve tescil davası açar. Miras Hukuku ve Gayrimenkul Hukuku muris muvazaası ile ilgili olarak başvurulan hukuk dallarıdır.
Mirastan mal kaçırma işlemleri söz konusu ise pay sahipleri kendi payları oranında söz sahibidir. Muris muvazaası davası açılacağı zaman maddi delillerle iddianın ispatlanması gerekecektir. Bu durumda da hukuki danışmanlık alınması daima hak kayıplarının önlenebilmesi açısından önem taşır.
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası Hangi Mirasçılar Açabilir?
Mirastan mal kaçırma davası açılması gerekli olduğunda hukuki yararı olan her mirasçı dava açma hakkına sahiptir. Bu durumda mirasçılar tapu kaydının iptali ve tescil davası açar. Dava açan mirasçı yasal mirasçı olabileceği gibi atanmış mirasçı da olabilir.
Mirasçı dava açma sürecinde diğer mirasçıların onayını almak zorunda değildir. Dava açan mirasçının kendi payı nispetinde dava açma hakkı bulunur. Bunun yanında mirasçı taşınmaz terekeye dönsün istiyorsa diğer mirasçıların olurunu almalıdır. Muris muvazaası davasını açma hakkı olmayan mirasçılar ise şunlardır:
- Mirası reddedenler
- Mirastan feragat edenler
- Mirastan çıkarılanlar