Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesinde yer aldığı üzere, murisin mallarının nasıl paylaştırılacağı belli değilse, miras paylaşımı davası açılabilir. Bunun yanında hukukta mirasın nasıl paylaşılacağı ile ilgili pek çok farklı taksim imkanı bulunduğu için, en uygun yöntem uygulanmaya çalışılmaktadır. Ancak bu yöntemler ile mal paylaşımı yapılamıyorsa, bu durumda miras paylaşılması davası açılabilir. Biz de içeriğimizde bu konunun tüm detaylarından bahsedeceğiz.
Miras Paylaşımı Nedir?
Muris tarafından kalan malların, vasiyetnameye uygun olarak ya da vasiyetname bulunmuyorsa, kanunda belirtilen pay oranlarında varislere dağıtılmasını içeren bir süreçtir. Mal paylaşımı murisin ölümünden sonra yapılır. Ayrıca muris, yasal varisler dışında atanmış varislere de mirasını bırakabilir. Bunun vasiyetname ile belirtilmesi gerekmektedir. Diğer detaylar aşağıdaki gibidir:
- Murisin sahip olduğu mal varlığı ile borçlarının toplamına tereke adı verilmektedir.
- Muris mal varlığını yasal mirasçıların yanı sıra atanmış mirasçılara da bırakabilir.
- Miras paylaşımı davası; varislerin mal paylaşımı konusunda anlaşamaması ve ortak bir çıkar yol bulamaması durumunda açılmaktadır.
- Mirasta paylaşım hakkı olduğu müddetçe davanın açılma hakkı da devam etmektedir.
Mal paylaşımı, murisin ölümünden sonraki en önemli aşamalar arasında yer almaktadır. Bu nedenle mirasın paylaşılması davası ile eşit bir paylaşımın yapılması hedeflenecektir.
Miras Paylaşımı Davası Nedir?
Yasal olan ya da atanmış mirasçılar arasında muristen kalan mal varlığının paylaşılması için açılan davaya miras paylaşımı davası adı verilmektedir. Terekenin tespiti için normal şartlarda bir davanın açılması gerekse de miras paylaşımı davası açıldığında buna gerek kalmaz. Dava ile terekenin tespiti de sağlanacaktır. Atanmış ya da yasal mirasçıların tereke üzerinde ne kadar paya sahip olduğu dava ile tespit edileceği için bununla ilgili yeni bir dava açılmasına da gerek kalmayacaktır.
Mirasçı, diğer mirasçıları davalı olarak göstererek, mirasın paylaşılması davasını açabilir. Bunun için davalıların tekrar bir dava açmasına gerek olmaz. Davalılar haklarını davalı olarak da beyan edebilirler. Ayrıca bazı durumlarda davacı feragat edebilir. Bu durumda davalılardan biri davaya devam etmek isterse, dava düşmeden sürecektir.
Miras Paylaşımı Davası Nasıl Açılır?
Muristen kalan malın paylaştırılması için varisler kendi aralarında anlaşma sağlamaları durumunda, herhangi bir davaya gerek olmadan, noter eşliğinde mal paylaşımını gerçekleştirebilirler. Ancak bazı durumlarda varisler arasında çıkan anlaşmazlıklar, miras paylaşımı davası açılmasını gerektirir. Dava ile ilgili olarak öne çıkan detaylar aşağıdaki gibidir:
- Davayı mirasçılardan biri açarak, diğer mirasçıları davalı olarak gösterebilir. Diğer mirasçıların davalı olarak gösterilmesinde, haklarını beyan etme noktasında herhangi bir eksiklik ortaya koymaz.
- Açılan mal paylaşımı davasında mahkeme vasiyetname varsa onu inceleyecek, yasal ve atanmış mirasçılar arasındaki pay oranlarına göre tereke üzerinden mal paylaşımını yapacaklardır.
- Mal paylaşımında murisin yalnızca sahip olduğu mallar değil, borçları da dava içerisinde yer alır.
- Miras paylaşımı davasında süre ise değişiklik gösterir. Dava yalnızca mal paylaşımı üzerine olursa kısa sürede sonuçlanır. Ancak bazı durumlarda davanın süresi diğer davalarla ilişkilendirildiği için artmaktadır.
Miras paylaşımı davasının süreci genel hatlarıyla bu şekilde ilerlemesine karşın, süreçte açılan davalar farklılıklara yol açabilmektedir. Bu nedenle mutlaka miras hukuku alanında uzman bir avukattan süreç hakkında yardım alınmalıdır.
Miras Mal Paylaşımı Davası Ne Kadar Sürer?
Açılan davalar, hangi mahkemelerde görülüyorsa, o mahkemenin yoğunluğuna göre süresinde bazı değişiklikler ortaya çıkacaktır. Miras mal paylaşımı davası da bu süreçlere tabii olan bir davadır. Pek çok davanın ortalama süresi göz önünde bulundurulduğunda 2 sene olarak tanımlansa da bu rakam sadece bir ortalamanın getirdiği sonuçtur.
Miras mal paylaşımı davaları ile açılan pek çok farklı dava da olabilir. Bu davalar sürecin uzamasına doğrudan etki eder ve süreç beklenenden daha uzun sürer. Mahkemede davanın görüldüğü sırada yaşanan çelişkiler ve ifadelerdeki sapmalar, davanın seyrinin daha da sürmesine ve hatta davanın reddedilmesine bile sebep olabilir.
Miras hukukunda en fazla görülen davalardan bir tanesi olan “Miras Paylaşımı Davası” ile ilgili pek çok konudan içeriğimizde bahsetmeye çalıştık. Ancak mutlaka uzman bir avukattan destek alınarak sürecin yönetilmesi, hak kayıplarının önlenmesi için önemli olacaktır.