İstihkak Davası

İstihkak Davası

İstihkak, kelime anlamı itibariyle ‘’hak etme, hak ediş’’ anlamına gelmektedir. İstihkak Davası bir mal üzerine hak iddia etme üzerine yürütülür. Uygulamada, istihkak özelinde yaşanan uyuşmazlıkların pek çoğu, haciz ve miras sebebiyle açılan istihkak davaları ile çözümlenir. İstihkak konusu mevzuatta ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup bu davalarda, İcra ve İflas Hukuku’na hakim bir avukattan hukuki yardım alınmadığı takdirde telafisi güç hak kayıplarına neden olabilir.

İstihkak davası ile malik, hukuki olarak haklı gerekçelere dayanmayan nedenlerle fiili olarak üzerinde olmayan malını dolaysız zilyetten alır. Malikin bir mal üzerinde fiili hakimiyetinin doğrudan sürdüremediği durumlarda malını üçüncü kişilerden istihkak davası ile alabilir. Mal sahibinin hukuki dayanağı temelde mülkiyet hakkıdır. Birinci kuşak haklardan olan mülkiyet hakkını koruduğu için bu dava türü büyük önem arz etmektedir. Mülkiyet hakkı sahibinin haklarının korunması, işbu davanın nihai amacıdır. 

İstihkak Davası Nedir?

Taşınır ya da taşınmaz bir malın mülkiyetinin çekişmeli olması durumunda asıl mal sahibinin tespit edilmesi için açılan davalara istihkak davası denir. Hukuk kurallarına göre haksız veya usulüne uygun olmayan bir biçimde alıkonulan malların asıl sahiplerine geri verilmesi amaçlanır. Niteliği itibariyle ayni hakları koruyan eda; bilinen diğer bir ismiyle edim davasıdır. Ayni hak, doğrudan hakimiyet kurma salahiyeti veren haktır ve böylelikle kişi malı üzerinde tasarrufta bulunma özgürlüğüne sahiptir. Bu dava türüyle kişinin bu özgürlüğüne yeniden kavuşturulması hedeflenir. İstihkak davası basit yargılama usulüne tabi bir davadır.

Türk Medeni Kanunu madde 683 ikinci fıkra ile mülkiyet hakkına dayalı istihkak davası düzenlenmiştir. Bu kanun maddesine göre; 

  • “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.” 

Zilyedin elden çıkış biçiminin davanın açılması açısından bir ehemmiyeti yoktur. Hukuki gerekçesi olmadan elden çıkan ve yeni malikin üzerine hakimiyet kurduğu malın varlığı, dava açmak için yeterlidir. Mülkiyet hakkına dayanarak açılan davalarda dikkat edilmesi gereken en önemli husus davayı sadece malikin açabileceğidir. Bu sebeple malikin mülkiyet üzerindeki hakkının devam edip etmediğine özellikle dikkat edilmelidir. 

Türk Medeni Kanunu 637 ile 639 arasındaki maddeler miras uyuşmazlıklarından doğan istihkak davası düzenlemiştir. Ölüm ya da mahkeme tarafından verilen gaiplik kararı sonrası geriye kalan tüm mal varlığı, kişinin mirasını oluşturur. Bu kanuna göre, miras malını fiili ya da hukuki olarak elinde bulunduran, yasal ya da atanmış mirasçılara karşı istihkak davası açılabilir. 

İcra İflas Kanunu 96. ile 99. arasındaki maddeler hacizden kaynaklanan istihkak davalarını düzenlemiştir. Haciz, taşınır ya da taşınmaz mallar üzerinde gerçekleştirilen bir işimledir. Bu işlem teoride açık görünse de işlemin uygulanması esnasında birtakım uyuşmazlıklar ortaya çıkabilir.

Hacizde İstihkak

Hacizde istihkak, istihkakı konu alan uyuşmazlıkların önemli bölümünü. Haciz işlemi sırasında işlemin konusu olan malın kime ait olduğu hakkaniyetin bir gereği olarak önemlidir. Üçüncü kişiye ait olduğu iddia edilen ve haciz işlemine konu olan bir malın varlığı hacizde istihkak davasını gündeme getirecektir. 

Hacizde istihkak davası, İcra ve İflas Kanunu 96. ve müteakip maddelerce düzenlemiş ve uygulamada kendisine sıkça yer bulmuştur. Malın haczi sırasında, üçüncü kişiye ait olduğu iddia edilen mallar tutanağa geçirilir; ancak o mal yine de haczedilir. Malın yine de haczedilmesinin sebebi suiistimallere karşı kişi ya da kurumların hukuki menfaatini korumaktır. Tahmin edileceği üzere, haciz sırasında malın üçüncü kişiye olduğu iddia edilip o malın hacizden kaçırılması istenebilir. Borçlunun kötü niyetli olma ihtimali ve alacaklının menfaati dikkate alındığında kanun ve uygulanma biçimi oldukça isabetlidir.

Hacizde istihkak davası ile hedeflenen malikin mutlak tayini değil, icra hukukunun sınırları ve ilgilendiği kadarıyla fiili hakimiyetin kimde olduğu ve bu fiili hakimiyeti sürdüren kişiden söz konusu malın icra edilip edilemeyeceğidir. 

İstihkak davası sürecinde üç farklı durum karşımıza çıkabilir. Bunlar;

  • Malın Borçlunun Elinde Bulunması
  • Malın Borçlu ile Üçüncü Kişinin Elinde Bulunması
  • Malın Üçüncü Kişinin elinde bulunması

Malın kime ait olduğu konusu İcra İflas Kanunu madde 97/a’ya göre düzenlenmiştir. Malı elinde bulundurmak malik sıfatı için yeterli görülmüştür. Malın borçlu ile alacaklının elinde olması durumunda kanun, malın, borçlunun olduğunu belirtmiştir. Bu sayede alacaklı haklarının genişletilmesi ve menfaatinin korunması amaçlanmıştır.

Malın borçlu ile üçüncü kişinin elinde bulunması durumunda haciz işlemi esnasında borçlu ya da üçüncü kişi, malın o üçüncü kişiye ait olduğunu iddia edebilir. Bu durum tutanaklara geçer fakat haczi durdurmaz. İddia edilen şey sadece aitlik olmayabilir. Ayni haklar; yani fiili hakimiyet kurma ve tasarrufta bulunma yetkinliği iddiasıyla da talepte bulunulabilir. Bu talebin süresi, haczin gerçekleştirildiğinin öğrenilmesinden itibaren 7 gün olarak belirlenmiştir.

Borçlu ya da alacaklı 7 gün içerisinde bu talebi ileri sürdükten sonra icra dairesi bu iddiaları alacaklı ve borçluya bildirmekle yükümlüdür. İcra dairesi tarafından yapılan tebliğe üç gün içerisinde herhangi bir itirazın bulunmaması durumunda icra dairesi iddiayı kabul eder. Somut olayın niteliğine göre icra müdürü gereğini yapar. 

Borçlu ya da alacaklının 3 gün içinde itiraz etmesi durumda ise, dosya icra müdürü tarafından icra mahkemesine gönderilir. İcra takibinin devam edip etmeyeceği kararı, mahkemenin dosya üzerinde yaptığı inceleme sonrasında belirlenir. Takibin ertelenmesi durumunda alacaklının zararının oluşabilme ihtimali mahkeme tarafından ayrıca göz önünde bulundurulur ve borçludan teminat istenebilir. Mahkemece verilen takip kararı, herhangi bir kanun yoluna başvurulamayacak suretle kesindir. 

Takip devam edip etmeyeceğine dair karar verildikten sonra taraflara tebliğ edilir. Tebliğ işleminden sonra üçüncü kişinin 7 gün içerisinde istihkak davası açma hakkı saklıdır. Bu hakkın yerine getirilmesiyle süreç istihkak iddiasından istihkak davası boyutuna geçmiş olur. İcra mahkemeleri, istihkak davalarına bakmakla görevlidir. Yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yeri yahut icra işleminin yapıldığı yere göre belirlenir. 

Davacı üçüncü kişinin ispat yükümlülüğü mevcuttur. Davacı hakkının üstünlüğünü ve hangi maksatla malının borçluda olduğunu ispat etmek zorundadır. İspat, yeminle olabileceği gibi tanıkla da olabilir. Davanın mahkeme tarafından reddedilmesi halinde takibe devam edilir. Mahkeme, alacaklının talebiyle borçlunun icra tazminatı ödemesine karar verilebilir. Borçlunun icra tazminatı, haczedilmiş malın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere belirlenir. Mal üzerindeki takibin kalkması davanın kabul edilmesiyle mümkündür. 

Malın üçüncü kişinin elinde bulunması, malın haczedilmesini engellemez. Mal haczedilmiştir; buna rağmen üçüncü kişinin elinde durmaya devam edebilir. Üçüncü kişi, yediemin sıfatıyla malı elinde tutma imkanına sahipken bunun yanı sıra haczedilmesi suretiyle malı teslim de edebilir. Bu durumda ispat yükümlülüğünü borçludan alacaklıya geçer.

7 gün içerisinde alacaklı dava açma hakkına sahiptir. Bu hakkının gereğini yerine getirmediği takdirde üçüncü kişinin iddiası kabul edilir ve mal üzerinden haciz kalkmış olur. Bu durum takibi kendiliğinden durdurur ve ayrı bir dava için mahkemeye başvurma zorunluluğu doğurmaz. Ayrıca malın üçüncü kişinin elinde kalması halinde tazminat sorumluluğunun gerçekleşmeyeceğini belirtmekte yarar var. 

Miras Sebebiyle İstihkak Davası

Miras sebebiyle istihkak davası, kişinin ölümü ya da hakkında verilen gaiplik kararının ardından geriye kalan tüm mal varlığının sahibi mirasçılarının menfaatini koruyan bir davadır. Kişinin bu davayı açılabilmesi için mirasçı sıfatını haiz olması gerekmektedir. Bu yönüyle mülkiyet hakkına dayanan istihkak davasından ayrılır.

Miras sebebiyle istihkak davası, terekenin tüm unsurlarını kapsar. Mirasçılar terekenin üçüncü kişilerin elinde bulunması durumunda istihkak davası açabilir. Mahkeme, bu davayla mirasçılara ilişkin diğer uyuşmazlıkları da ortadan kaldırır. 

Dava açma süresi, iyi, niyetli ve kötü niyetli zilyedin varlığına göre değişiklik göstermektedir. Davacı, davayı iyi niyetli zilyede karşı mirasçı sıfatı olduğunu öğrenmesinden ya da davalının zilyet olduğunu fark etmesinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Öğrenilemediği durumlarda miras ya da varsa vasiyetnamenin açılmasından itibaren 10 yıl içinde dava açılmalıdır. Davanın açılmaması durumunda zaman aşımına uğrayacaktır. İyi niyetli zilyede karşı zaman aşımı süresi 10 yıl iken, kötü niyetli zilyede karşı bu süre 20 yıldır. 

Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren istihkak davalarına bakmakla yetkili mahkeme, murisin son yerleşim yeri mahkemesidir. Miras malının nerede veya kimin elinde olduğuna bakılmaksızın yetkili mahkeme miras bırakan kişiye göre belirlenir. 

İstihkak Dava Süresi

İstihkak dava süresi, haciz ve miras yoluyla ortaya çıkan uyuşmazlıklara göre farklılık gösterir. Hacizde istihkak iddia ve dava açma süreleri daha kısayken mirasta bu süre kıyasla daha uzundur.  Haczin öğrenilmesinden itibaren istihkak iddiasında 7 gün içinde bulunulabilir. Bu iddianın taraflara tebliğinde sonraki 3 gün istihkak iddiasına itiraz süresini kapsar.

Bu süreç sona erdiğinde eğer takibin devamına karar verilmişse 7 gün içinde istihkak davası açılabilir. İstihkak Davası mirasa dayanıyorsa iyi niyetli zilyede karşı dava açma süresi 1 yıl, zaman aşımı 10 yıl; kötü niyetli zilyede karşı zaman aşımı süresi ise 20 yıldır.

İstihkak Davası Sonuçları

İstihkak davası, Medeni Kanun ve İcra ve İflas Kanunu ile hukuk dünyasında kendisine yer bulmuş bir dava türüdür. Bu davanın dayanağı, Medeni Kanun’da mülkiyet ve miras iken İcra ve İflas Kanununda haciz işlemleridir. İstihkak davası ile üzerinde hak iddia edilen malın malikinin somut olayın özelinde belirlenmesi ve o malın icra edilip edilemeyeceği açığa kavuşturulur.

Süreler, hacizde istihkaktan kaynaklandığında daha kısayken, buna karşılık miras uyuşmazlıklarından doğan istihkak davası süreleri oldukça uzundur. Hacizde istihkakta sürelere ve tebliğlere azami dikkatin gösterilmesi davanın sağlıklı bir şekilde sonuçlanması için büyük önem arz edecektir.

Sıkça Sorulan Sorular

Hacizde istihkak davasının icra mahkemelerinde açılması gerekir.
Haciz nedeniyle istihkak davası; icra mahkemesinin erteleme veya takibin devamına dair kararını tebliğ etmesiyle birlikte, yedi gün süre ile açılabilir.
Haczin öğrenilmesiyle birlikte, 7 gün süre ile, borçlu yahut üçüncü kişi, hacze konu mal üzerindeki üstün hak iddiasını icra dairesine yapmalıdır.
İletişim