Ticarette çok sık karşılaşılan dava türlerindendir. Alacak davası, HMK’da düzenlenmiştir ve detaylandırılmıştır.
Alacak Davası Nedir?
Alacak, bir kimsenin yapmış olduğu alışveriş sonrasında elde ettiği ama henüz alamadığı mal ya da parayı ifade eder. Bu kapsamda açılan davalara da alacak davası adı verilir.
Kanunda alacak türleri sıralanmıştır:
- Senetler,
- Tahviller,
- İpotekli alacaklar,
- Borç senetleri,
- Avanslar,
- Peşin ödenen hesaplar,
- Depozitolar,
- Cari hesap türünde olan alacaklar ve diğerleri,
- Kısa vadeli,
- Uzun vadeli,
- Senetli alacaklar (mal ve hizmet satışı hariç olmak üzere),
- Senetsiz alacaklar
Aynı şekilde HMK’da borç kavramı detaylı bir şekilde anlatılmış ve sınıflandırılmıştır. İlgili kanuna göre borç türleri ikiye ayrılır.
Alacak Verecek Davası
Alacak verecek davası, borçludan alacağını tahsil edemeyen alacaklının hukuk yoluna başvurması, mahkemeler aracılığıyla alacağını tahsil etmek için açtığı davadır. Alacak verecek davasında en az bir alacaklı taraf; bir de borçlu taraf bulunur. Alacak verecek davasına konu edilen alacak hakkı, nispi ve bağımsız haklardandır. Alacak hakkı; kanundan, sözleşmeden, sebepsiz zenginleşmeden, haksız fiilden ve vekaletsiz iş görmeden kaynaklanabilir.
Muaccel Borçlar
Muaccel kelime anlamı olarak ödeme günü gelmiş anlamını taşır. Yani muaccel borçlarda belirli bir tarih söz konusudur. Vadesi gelen borçların vadesinde ödenmemesiyle ilgili bir durumdur. Alacaklı borçludan alacağını resmi olarak talep eder. Çünkü diğer yollarla borcunu tahsil edememiştir.
Müeccel Borç
Herhangi bir aciliyeti olmayan borç türüdür. Teminatlı ya da teminatsız olabilir. Kanuna göre borç ilişkisinin kaynağı:
- Sözleşmeler,
- Haksız fiillerin meydana gelmesi,
- Sebepsiz zenginleşme ve
- Vekaletsiz iş görme
Olarak tanımlanır.
Alacak Davası Nasıl Açılır?
Bölgeye en yakın Sulh Hukuk mahkemelerine dilekçe ile başvurarak, alacak davası açılabilir. Ayrıca mahkeme için gereken harçların da yatırılmış ve dava dilekçesinin ekine konmuş olması gerekir. Aynı zamanda Asliye Hukuk mahkemeleri de alacak davalarına bakar.
Eğer alacak belirli ise dava dilekçesine yazılır. Belirsiz alacak davası söz konusu ise dava dilekçesinde miktarın belirsiz olduğu açıkça ifade edilmelidir.
Bazı alacak davaları, iş mahkemelerinde görülür. Bu gibi davalar, işçi ve işveren arasındaki alacaklar için geçerlidir.
Mal varlığı konusunda ise HMK madde 2’de düzenleme yapılmıştır. İlgili kanun: “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” şeklinde hüküm beyan etmektedir.
Alacak Davası Hangi Hallerde Açılır?
Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre alacak davası belirli şartlar altında açılabilir.
Alacağa konu olan borcun muaccel yani takip edilebilir olması gerekir. Ayrıca borcun son ödeme tarihinin geçmesi gereklidir. Borç, daha öncesinden alacaklıya ödenmemiş olmalıdır. Alacağın ise dava dilekçesinde net olarak belirtilmesi gerekir.
Alacağın Belirlenebilir Olması
Bu tür davalarda alacağın belirli olması ve delillerin tam olarak mahkemeye sunulabilmesi, davanın hızlı sonuçlanması açısından önemlidir. Eğer alacağın miktarı belirsiz ise o zaman asgari oranda bir tutar belirlenir. Bu tür davalar belirsiz alacaklı davalar olarak gerçekleşir.
Mesela işçi davalarında ilk başta talep edilen tutar belirsizdir. Bilirkişi ve toplanan kanıtlar ışığında mahkeme sürecinde alacak tam olarak belirlenebilir. Aynı şekilde malvarlığı davalarında da, bilirkişi tarafından malların tespiti yapılır ve rapor halinde mahkemeye sunulur. Böylelikle alacak tam olarak belirlenmiş olur.
Senetsiz alacak davası, belirsiz alacak davalarına örnektir.
Zamanaşımı Süresi
Alacağı olan kişinin mağdur olmaması ve yasaların suiistimal edilmemesi adına yasa koyucu tarafından zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Zamanaşımı süreleri, Borçlar Kanununun 146-147 maddelerinde açıkça düzenlenmiştir. İlgili kanun maddelerine göre zamanaşımı süresi 5 yıldır.
Borçlar Kanunu madde 147’de 5 yıllık zamanaşımı süresine ilişkin haller açıkça belirtilmiştir. İlgili kanuna göre:
“Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır:
- Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.
- Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri,
- Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar,
- Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortağın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
- Vekalet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar.
- Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar (Borçlar Kanunu madde 147).
Yukarıda sayılan haller 5 yıllık zamanaşımına tabidir.
Belirsiz Alacak Davası
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. Maddesinde belirtilen alacak davası türüdür.
İlgili kanuna göre alacaklı olan kişi, alacağının tam değerini kesin olarak belirleyemez.
İlgili kanuna göre: “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir” denilmektedir.
Yani alacaklı olan kişi talep ettiği alacak miktarını artırabilir.
Belirsiz alacak davası açmanın yanı sıra, alacaklı tespit davası da açabilir.
Bu tür davaların açılabilmesi için alacağın belirsiz olması gerekir. Ayrıca alacaklı olan kişi dava dilekçesinde geçici talep sonucunu belirtmelidir.
Haksız Fiil Alacak Davası
Kanuna aykırı ve kusurlu bir eylem gerçekleştirerek, başka bir kişinin malına ya da kendisine zarar veren kişi, tazminat ödemekle yükümlüdür. Tazminat ödemediği takdire bu kişiye ya da kişilere haksız fiil alacak davası açılır.
Alacak davaları ile ilgili kanun metnine, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6100.pdf bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Alacak Davası Örnek Yargıtay Kararları
Alacak davaları ile ilgili örnek Yargıtay kararları aşağıda verilmiştir.
“Hukuk Genel Kurulu 2021/485 E. ; 2021/971 K.
- Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu anlaşılıyor ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmi dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır.
- Duruşmada beyanda bulunarak kısmi davayı belirsiz alacak davasına çevirmek mümkün değildir.
- Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olduğundan davasını belirsiz alacak olarak açan bunu açıkça belirtmelidir.”
Bir başka Yargıtay kararında:
“Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/7816 E. ; 2021/12378 K.
- Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilmez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere veya yargılama ile belirlenecek ise kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.”
Konuyla ilgili, https://www.ahddurakhukuk.com/gayrimenkul-hukuku/kira-tespit-davasi/ bu yazımızı da okumak isteyebilirsiniz.