1982 yılı anayasasının 76. Maddesinde tanım yapılmadan düzenlenen suçlardır. Aslında ceza hukukunda özel olarak düzenlenmiş ve tanımı yapılmış, yüz kızartıcı suçlar adıyla bir suç yoktur.
Ancak Bazı kanun maddelerinde yüz kızartıcı suçlar, detaylı bir şekilde tarif edilmiştir. Bu suçlar ve ilgili kanun maddeleri aşağıda sıralanmıştır:
- Dolandırıcılık,
- Hırsızlık,
- Görevi kötüye kullanma,
- Güveni kötüye kullanma,
- Rüşvet,
- İrtikap,
- Zimmet,
- Özel belgede sahtecilik,
- Resmi evrakta oynama ve sahtecilik,
- Sahte para basma (TCK madde 197),
- Kıymetli damgalarda sahtecilik (TCK madde 199),
- Mühürde sahtecilik (TCK madde 202),
- Hileli iflas (TCK madde 161)
Mühür bozma suçu ile ilgili ceza avukatından bu bağlantıdan, https://www.ahddurakhukuk.com/ceza-hukuku/muhur-bozma-sucu-ve-cezasi/ bilgi alabilirsiniz.
Yüz Kızartıcı Suçlar Hakkında Kısa Tanım
Türk toplumunun şiddetle tepki gösterdiği, kabul edilemez bulduğu ve utanç verici olan davranış ve suçlar olarak tanımlanmaktadır. Yüz kızartıcı suçlar olarak, cinsel taciz ve cinsel saldırı suçu da tanım kapsamında yer almaktadır.
Yüz Kızartıcı Suçların Tespiti Nasıl Yapılır?
Anayasa’nın 76. Maddesinde yüz kızartıcı suçlara değinilmiş ancak kesin bir tanım verilmemiştir. 76. Maddede özel kanunla bazı yüz kızartıcı suçlar sayılmış ve sonunda, “gibi yüz kızartıcı suçlar” ibaresi ile tamamlanmıştır. Oysa ki bir suçun gerçek anlamda suç sayılabilmesi için açıkça tanımlanması ve sayılması gerekir.
Yüz kızartıcı suçlar açıkça, Danıştay İDDGK Kararında belirtilmiş. İlgili karar aşağıdaki gibidir:
“Danıştay İDDGK Kararı: Daire kararında; 2802 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (h) bendinde yer alan, “…zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı …” ifadesindeki “gibi” sözcüğü ile, sayılan suçlar dışında başka suçların da yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı olabileceğinin düzenlendiği belirtilmiş ise de, burada yer verilen “gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suç” ibaresindeki “gibi” sözcüğü, yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suç olarak anılan Kanun’da sayma yoluyla belirtilen “zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçlarından biri”ni ifade etmek üzere kullanılmıştır. Nitekim, 29/03/2011 günlü, 6215 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle değiştirilen 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun`un ek 9. maddesinin 5. fıkrasının (d) bendi ile federasyon başkanı olabilmek için getirilen, “zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan hükümlü olmamak” koşulundaki “gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan” ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesince verilen 14/02/2013 günlü, E:2011/63, K2013/28 sayılı kararda da; “gibi” edatının, metinde sayılan “zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas” suçlarının yüz kızartıcı veya şeref veya haysiyet kırıcı birer suç olduklarını nitelemek için kullanıldığı, federasyon başkanı olabilmek için sadece maddede sayılan suçlardan mahkum olmamak şartının aranabileceğinin kabul edilmesi gerektiği, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi gereği, “gibi” kelimesine dayanarak “yüz kızartıcı suçlar” veya “şeref veya haysiyet kırıcı suçlar” kavramlarının kapsamını genişletmenin mümkün olmadığı belirtilmiştir (Danıştay İDDGK Kararı – Karar No: 2016/126).”
Yüz Kızartıcı Suçlar Kavramının Olduğu Kanunlar
Bazı özel kanunlarda yüz kızartıcı suçların neler olduğu açıkça belirtilmiştir. Birçok kanunlarda ise yapılan bazı düzenlemelerle, “yüz kızartıcı suçlar” ibaresi çıkarılmıştır.
Anayasanın 76. Maddesi
Rüşvet alma, hırsızlık, ihtilas, zimmete para ya da mal geçirme, sahtecilik yapma, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi suçlar bu kanun maddesinde yüz kızartıcı suçlar kapsamında ifade edilmiştir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu 48. Madde
Bu kanunun ilgili maddesinde önceden yüz kızartıcı suçlar kapsamı ile ifade ediliyordu. Yeni düzenlemede sadece devlet memuriyetine engel olan haller açıkça ifade edilmiş ve yalnızca bununla yetinilmiştir.
İlgili yasayı daha detaylı olarak, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.657.pdf bu bağlantıdan inceleyebilirsiniz.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 3/2. Madde
Sigortacılık kanununda yalnızca, anonim şirket olarak sigorta şirketi kurmak isteyenlerin; zimmet, rüşvet, irtikap, dolandırıcılık, sahtecilik gibi suçlardan hükümlü olmaması gerekir.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu 5/a Maddesi
Yeniden düzenlenen avukatlık kanununda yüz kızartıcı suçlar unsurları kaldırılmış ve onun yerine, avukatlık yapmaya engel suçlar eklenmiştir.
5532 Sayılı Adli Sicil Kanunu 12/1-b Maddesi
Anayasa 76. Madde, Türk Ceza Kanunun dışındaki diğer kanunlarda belirtilen, hak yoksunluğuna neden olan halleri düzenlemiştir. Bu kanuna göre adli sicil kaydının silinmesi zorlaştırılmış ve daha uzun sürelere yayılmıştır.
3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu
Bu kanunun 4/d maddesine göre yüz kızartıcı suçlar kapsam dışı bırakılmıştır.
5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun
Bu kanunda da yüz kızartıcı suçlar kapsam dışı bırakılmış ve özel güvenliğe engel suçlar tek tek sayılmıştır.
2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu 11/1 Madde
Dolandırıcılık, hırsızlık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma ve irtikap gibi suçlar kişilerin milletvekili olmasına engel teşkil etmiştir.
2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu 8/h Maddesi
Hakim ve savcı olabilmek için diğer kanunlarda tarif edilen yüz kızartıcı suçları işlememek gerekir. İlgili kanunda bu suçların neler olduğu detaylı bir şekilde sıralanmıştır.
6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun 7/7 Maddesi
Kesici ve delici aletler ile ateşli silahlarla suç işlemiş ve hüküm almış kişiler, affedilmiş olsalar bile, ateşli ve delici silah taşıma izni alamazlar.
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 8/d Maddesi
Diğer kanunlarda belirtilen yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymiş kişiler, bankalarda kurucu ortak olamazlar.
Adi Suçlar Nelerdir?
Adi suçlar kavramını, uygulamada “yüz kızartıcı suçlar” olarak bilinen suçlar şeklinde algılamak ve yorumlamak gerekir. Fakat, ceza hukukunda “yüz kızartıcı suçlar” şeklinde bir düzenleme veya suç kategorisi bulunmadığı için, hangi suçların yüz kızartıcı suç olduğu merak konusudur. Adi suçlar, yani yüz kızartıcı suçlar ceza hukuku bağlamında herhangi bir sonuç doğurmamakla birlikte, ceza hukuku dışındaki alanlarda çeşitli hususlarda ölçü olarak kullanılmaktadır.
Kişinin bir mesleğe, memuriyete vs. kabul edilmesinde, bir hak veya statüyü elde etmesinde ölçü olarak kullanılan adi suçlar; toplumun şiddetle tepki gösterdiği, ahlaken kabul edilemez bulduğu, utanç verici suçları ifade eder. Fakat, bu tanımda da hangi suçlara karşı toplumun şiddetle tepki gösterdiği, ahlaken kabul edilemez bulunduğu ve utanç verici olduğu hususu netlik kazanmaz. Bu nedenle, adi suçların belirlenmesinde özel kanun hükümlerine bakılır.
Yüz kızartıcı suçlar deyimi, yapılan yeni değişiklikler nedeniyle pek çok kanundan çıkarılmıştır. Bu deyimi kullanmak yerine hangi suçların hangi hakka engel teşkil ettiği açıkça ve tek tek düzenlenmiştir. Fakat, buna karşın, yürürlükteki pek çok özel kanunda yüz kızartıcı suçlar deyimine kullanılmaya devam etmektedir. Bahse konu kanunları tablo yardımıyla ifade etmek gerekirse;
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m.76 |
Zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli iflas. |
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m.3/2 |
İşbu madde metninde, anonim şirket olarak kurulan sigorta şirketinin kurucusu olabilmek için bazı suçlardan dolayı mahkum olmama koşulu aranır. Bahse konu suçlar şunlardır: basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, görevi kötüye kullanma. |
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.48 |
Söz konusu kanunda “yüz kızartıcı suçlar” deyimi yürürlükten kaldırılarak, hangi suçların devlet memuriyetine engel teşkil ettiği açıkça belirtilmiştir. |
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu m.12/1 – b |
İlgili hükümde; “Anayasanın 76’ıncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkumiyetler” ifadesiyle adi suç deyimine dolaylı şekilde atıfta bulunulmuş ve bu suçlara ilişkin adli sicil kaydının silinmesi için daha uzun bir süre öngörüldüğü ifade edilmiştir. |
1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.5/a |
Bahse konu kanunda yüz kızartıcı suçlar kategorisi kaldırılmış olup, avukatlık mesleğine kabulde engel teşkil eden suçlar açıkça ve tek tek belirtilmiştir. |
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu m.4/d |
İşbu madde metninde yer alan yüz kızartıcı suçlar deyimi kaldırılmıştır. |
2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu m.11/1 |
Basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli iflas gibi yüz kızartıcı suçları işleyenlerin milletvekili olamayacağı belirtilerek yüz kızartıcı suçlara yer verilmiştir. |
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun |
İşbu Kanun’da yer alan yüz kızartıcı suçlar deyimi kaldırılmış olup, bahse konu suçlar tek tek sayılmıştır. |
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu m.8/h |
İlgili Kanun’un söz konusu hükmünde zimmet, nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli iflas gibi yüz kızartıcı bir suç sebebiyle soruşturma ve kovuşturma altına bulunmamak, hakim veya savcı olarak mesleğe kabul edilebilmesi için şart olarak düzenlenmiştir. |
5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.8/d |
İlgili maddede düzenlenen suçları işleyenlerin, bankaların kurucu ortağı olamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu suçlar ise şunlardır: basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli iflas. |
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun m.7/7 |
İşbu maddenin ilgili fıkrasında; “ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hapis cezasına mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma ve bulundurma izni verilemez…” düzenlemesiyle adi suç ifadesinden daha kapsamlı bir yasaklama düzeni öngörülmüştür. |
Yüz Kızartıcı Suçlar Sicil Kayıtlarından Ne Zaman Silinir?
Özellikle yüz kızartıcı suçların memuriyete etkisi oldukça fazladır. Suç işlendiği zaman adli sicil kaydında da görülür. Suçlardan dolayı adli sicil kaydının silinmesi ise bazı şartlara tabidir. Yasada bildirilen bazı koşullar gerçekleştiğinde, mahkumiyet bilgileri silinir ve suçla ilgili bilgiler arşive alınır. Yine aynı şekilde belirli koşullar sağlandığında arşivdeki kayıtlarda silinebilir.
Ceza tamamlandıktan sonra hükümlünün başvurması halinde arşiv kayıtları silinebilir. İlgili mahkemenin bu konuda “Memnu Hakların İadesi” kararı vermesi gerekir. Suçun sabit görülmesinden 15 yıl sonrasında arşiv kayıtları tamamen silinir. Eğer, memnu hakların ibaresi mahkeme tarafından verilmemiş ise her ne koşulda olursa olsun arşiv kayıtları 30 yıl sonrasında tamamen silinir.
Eğer suçu işleyen kişi ölmüşse arşiv kaydı tamamen silinir.
Hükmün Geriye Bırakılması
Suçun mahkeme tarafından sabit görülmesi ve hükmün geriye bırakılması, memuriyet açısından olumsuz bir durumdur. Özellikle güvenlik soruşturmalarında bu kayıtlar görünecek ve memuriyete alınmaya engel olacaktır.
Suçun Affının Memuriyete Etkisi
Polislikte yüz kızartıcı suçlar ve diğer memuriyetlerde işlenen suçların affedilmesi durumunda, iki türlü yargıdan söz etmek mümkündür. Genel olarak aftan yararlanılmışsa bu affın memuriyete etkisi yoktur.
Ancak özel olarak aftan yararlanılmışsa, memuriyete olumsuz olarak etkisi vardır.
Mesela 657 sayılı kanun 48/a-5 maddesinde yer alan suçlardan birisi işlenmişse, af kararı olsa bile, memuriyetten çıkarılma ya da memuriyete alınmama gibi durumlar meydana gelecektir.
Suç İşlendiğinde İşten Çıkarma Meydana Gelir mi?
4857 sayılı kanunun 25/II-e maddesindeki tarif edilen suçlar, işverene haklı fesih durumunun ortaya çıkmasına nedendir. Yani burada tarif edilen suçlar, yüz kızartıcı suç olarak değerlendirilir ve işten çıkarma nedenidir. İşten çıkarılan işçi yine de ihbar tazminatını alacaktır.
Ancak yine de bu gibi durumlarda, gerçekleşen olay özel olarak incelenmelidir.
Yüz Kızartıcı Suçlar Danıştay Kararları
Aşağıda yüz kızartıcı suçlarla ilgili bazı örnek Danıştay kararları verilmiştir.
“T.C YARGITAY .Ceza Genel Kurulu Esas: 1996/ 3-144 Karar: 1996 / 171 Karar Tarihi: 02.07.1996 KAÇAK ORMAN EMVALİ SATIN ALMAK VE BULUNDURMAK – YÜZ KIZARTICI SUÇLAR – HAPİS CEZASININ PARAYA ÇEVRİLMESİNİN ZORUNLU OLMAMASI ÖZET: “Yüz kızartıcı suç”, yasalarda tanımlanmamış olup uygulamaya bırakılmıştır. Bu suçlar, ahlak düzeninin şiddetle reddettiği, toplumun çok büyük ahlaki tepkiler gösteren suçlardır. Bu niteliklere uyan “ırza tasaddi” suçu yüz kızartıcıdır. Bu nedenle, 3682 sayılı yasanın 8. maddesinde belirlenen süre geçse bile, bu suçtan sabıkalı olan, ancak buna bağlı olarak Adli Sicilden sabıkasının silinmesi mümkün olmayan sanığa tayin edilen 30 gün hapis cezasının, 647 sayılı yasanın 4/2. maddesine göre para cezasına çevirme zorunluluğu yoktur.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 25.06.1996 günlü birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 02.07.1996 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.”