Suçun mağduru ve faili arasında iletişim kurulması ile neticelenen uzlaşma sırasında tarafsız bir uzlaştırmacı arada olur. Tarafsız bir kimse fail ve mağdur arasında uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak hareket eder. Uzlaşma, iletişim sürecinin ardından ortaya çıkan anlaşmayı tanımlar. Uzlaşma anlaşması soruşturma veya kovuşturma aşamasında yapılabilir. Bu anlaşmanın yapılabilmesi için şartların varlığına bakılır.
Arabuluculuk müessesesi ile uzlaşma farklıdır. Arabuluculukta bir suçla bağlantısı olmayan özel hukuk uyuşmazlıkları mahkeme süreci başlatılmadan çözülmeye çalışılır. Adli makamların denetiminde ve yargı dışı yollarla çözülmek istenen uyuşmazlıklar uzlaştırma kurumu aracılığı ile fail ve mağdur arasında iletişim kurularak sonuçlandırılmaya çalışılır.
Uzlaşma kapsamına giren suçlar söz konusu olduğunda fail ve mağdurun suç sebebi ile oluşan zararı gidermesi yönünde anlaşma sağlandığında devlet de ceza soruşturması ya da kovuşturmasını sonlandırır. Bu sayede de suç işlenmesi sebebi ile bozulan kamu düzeni yeniden tesis edilmiş olur.
Uzlaşma Nedir?
Toplumsal barışın sağlanmasında bazı hukuki düzenlemelere gerek duyulmaktadır. Bunlar arasında yer alan uzlaşma da toplumsal barışın kısa sürede tesis edilmesi için uygulanır. Alternatif çözüm yollarından biri olan uzlaşma ile mağdur ve fail arasında iletişim kurulmaya çalışılır. Uzlaşma aynı zamanda onarıcı adalet sisteminin de bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Uzlaştırma, özel hukukta kullanılan arabuluculuk sistemi ile benzer yanlara sahiptir. Uzlaştırmacıları Cumhuriyet savcısı görevlendirir. Uzlaştırmanın kural olarak soruşturma safhasında gerçekleşmesi gerekirken kovuşturma evresine geçildiğinde de uygulanabilmektedir.
Özel ceza kanunlarındaki suçların takibi şikayete bağlı olduğunda uzlaştırma kapsamında yer alır. İstisnai haller de söz konusu olabileceğinden bazı suçlarda örneğin karşılıksız çek keşide edildiğinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
Uzlaştırmaya Tabi Suçlar Ne Demektir?
Ceza hukuku kapsamında mağduriyetin giderilmesi sürecinde çeşitli yöntemler denenebilir. Uzlaştırma kapsamında olan suçlar gündeme geldiğinde alternatif çözüm yollarından biri olan uzlaşma ile failin topluma kazandırılması sağlanırken mağdurun da zararı giderilir. Zararın giderilmesi haksızlığın da ortadan kalkmasına imkan tanır.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olan suçlar için öncelikle uzlaşma yolu tercih edilir. Şikayete tabi suçlarda şikayetten vaz geçme de bir yöntem olurken şikayete tabi olmayan suçlarda şikayetten vaz geçilmiş olması ceza davasının düşmesine yol açmaz.
Diğer kanunların yanı sıra Türk Ceza Kanunu’nda açıkça belirtilmediği takdirde uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Özel kanunlarda belirlenmiş olan suçların arasında takibi şikayete bağlı olmayanlar için uzlaşma hükümleri uygulanabilirken bunun da bazı istisnaları söz konusu olmaktadır.
Suçtan zarar gören ya da suçun mağduru gerçek kişi olmalıdır. Özel hukuk tüzel kişileri için de uzlaşma hükümleri uygulanabilir. Kamu tüzel kişileri ise uzlaştırma kapsamında yer almaz. Uzlaşma ile mağdurun zararı giderilmeye çalışılırken failin de ceza infazından kurtulması söz konusu olur.
Aynı zamanda suç sebebi ile ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesi de hedeflenir. Bu sayede de toplumsal barışın yeniden ve hızlı bir biçimde oluşturulması amaçlanır. Mağduriyet giderildiği takdirde eylemin yol açacağı zarar giderilerek fiilin haksızlığına son verilir. Mağdura koruma sağlayan bu uygulama suçun failini de topluma kazandırması bakımından oldukça işlevseldir.
Uzlaştırmaya Tabi Suçlar CMK
Uzlaşma aracılığı ile suçun faili ve mağduru arasında iletişim kurulur. Tarafsız bir uzlaştırmacının arada bulunduğu uygulama sırasında suçun faili ve mağduru bir araya gelir. Uygulamanın amacı aradaki uyuşmazlığın mahkeme sürecine geçilmeden önce kısa yoldan çözümlenmesidir. Bu sayede toplum düzeninde ortaya çıkan bozulma da giderilmek istenir.
Uzlaşma, soruşturma veya kovuşturma aşamalarından herhangi biri sırasında başvurulabilecek hukuki yollardan biridir. Uzlaşma müessesesi ile arabuluculuk müessesesi arasında fark vardır. Uzlaşmada suç sebebi ile ortaya çıkan uyuşmazlık giderilmeye çalışılırken arabuluculukta suçla bağlantısı bulunmayan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesi amaçlanır.
Uzlaşmanın gerçekleşmesi için birtakım koşulların sağlanması gerekir. Öncelikle suça istinaden ortaya çıkan zararın giderilmesi söz konusu olur. Bu sayede de ceza soruşturması veya kovuşturması başlamış ise sonlandırılır. Kamu düzeninin yeniden sağlanması bu yolla tesis edilir.
Toplumsal barışın temini için yararlanılan hukuki yollardan biri uzlaşmadır. Uzlaşma aynı zamanda alternatif bir çözüm yolu olarak da kullanılır. Bu sayede mahkeme sürecine geçilmeden önce fail ve mağdur arasında iletişim kurulmak sureti ile sorun çözülmeye çalışılır.
Uzlaştırmacıyı görevlendiren merci savcılıktır. Uzlaşma uygulanabilen suç türleri de birbirinden farklıdır. Özel ceza kanunlarında yer verilen suçların takibi şikayete bağlı ise bunlar uzlaşma kapsamındadır. Bazı istisnai durumlarda ise uzlaşma prosedürleri uygulanmaz.
Soruşturma ve kovuşturma süreci şikayete tabi olan suçlarda uzlaşmaya gidilir. TCK’da açıkça belirtilmediğinde uzlaşma hükümlerinden yararlanılmaz. Uzlaştırmaya tabi suçlarda suçun mağdurunun gerçek kişi olması gerekir. Özel hukuk tüzel kişilerine yönelik olarak da uzlaşma hükümleri uygulanabilir. Kamu tüzel kişileri uzlaşma hükümlerinden faydalanamaz.
Uzlaşmadan yararlanılan suçlar birbirinden farklıdır. Özel kanunlar aracılığı ile bir suçun şikayete tabi tutulmadığı hallerde bu suçun uzlaşma kapsamında olması özel kanunda yer verilecek bir hüküm uyarınca uzlaşmanın düzenlenmesine bağlıdır.
- Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda soruşturma ve kovuşturma şikayete bağlı olsa bile uzlaşma hükümleri uygulanmamaktadır.
- Mağdurun aynı olduğu birden fazla suçun biri uzlaşma kapsamında olsa da diğer suç uzlaşma kapsamında değilse uzlaşmadan yararlanılamamaktadır.
- Çok sayıda failin olduğu bir suçta faillerden biri ile uzlaşmaya gidilebilir. Bu durumda diğer faillerin yargılaması devam eder.
- Çok sayıda mağdurun olduğu bir suçta tüm mağdurlarla uzlaşma sağlanmalıdır.
- Uzlaşma sağlandıktan sonra maddi ve manevi tazminat davası açılamaz.
- Uzlaşma teklifinin şüpheli, sanık, müşteki, suçtan zarar görene karşı bizzat yapılması gerekir.
- Uzlaşmanın muhatabı başka bir yerde ise tebligat yapılmak zorundadır.
Uzlaştırma Kapsamında İşlenen Suçlar Nelerdir?
CMK 253. Madde kapsamında olan suçlarda uzlaştırmaya gidilir. Bir suç işlendiğinde savcılık makamı şikayet şartı varsa şikayetin ardından yoksa kendiliğinden soruşturma başlatır. Soruşturma sırasında yeterli oranda suça işaret eden delil tespit edilirse bu defa iddianame hazırlanarak dava açılır.
Savcılık uzlaştırma bürosuna hazırladığı soruşturma dosyasını göndererek uzlaşma prosedürlerinin uygulanmasını talep ettiğinde uzlaştırma bürosundaki görevliler tarafından bu işlemler takibe alınır. Uzlaşmanın gerçekleşmediği hallerde savcılık iddia makamı sıfatı ile kamu davasını açar ve dava sonuna kadar da olayın müdahili olarak davayı takip eder.
Bir suçla ilgili yargılama aşamasına geçilmiş ise ve mahkeme suçun uzlaşma prosedürleri için uygun olduğunu tespit ederse aynı prosedürler doğrultusunda uzlaşma hükümleri uyarınca hareket edilir.
Tarafların mahkeme hükmü verilmeden uzlaşma sağlaması durumunda mahkemeye bunu yazılı ya da sözlü olarak beyan etmesi gerekir. Her iki durumda da uzlaşma sağlanmış kabul edilir. Uzlaşmanın sağlanması ceza davasının düşmesi anlamına gelir.
Uzlaşma teklifi iletildikten sonra muhatabın buna 3 gün içinde cevap vermesi gerekir. Bu süre içinde yanıt verilmediği takdirde teklif reddedilmiş kabul edilir. Mağdur ya da suçtan zarar gören birden fazla sayıda ise hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir. Failin birden fazla olduğu hallerde uzlaşmayı kabul eden faillere hüküm uygulanabilir.
Uzlaşmaya tabi suçlar şikayet şartı olan suçlardır. Bazı istisnalar hariç şikayete tabi suçlarda uzlaşma hükümleri uygulanabilir. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar şikayete tabi olsa da uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Uzlaşma kapsamında olan suçlar şu şekilde sıralanabilir:
- Kasten yaralama (ihmali davranışlarla işlenen)
- Basit kasten yaralama,
- Bankacılık, ticari, müşteri sırlarının açıklanması,
- Çocuk kaçırma, alıkoyma,
- Tehdit,
- Taksirli adam yaralama,
- Konut dokunulmazlığının ihlali,
- Basit hırsızlık,
- İş hürriyetinin ve çalışmanın ihmali,
- Güveni kötüye kullanma,
- Dolandırıcılık,
- Suç eşyasının satın alınması ya da kabulü,
- İcra-iflas suçu,
- Kişi huzur ve sükununu bozma,
- Hakaret,
- İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme,
- Kişi hatırasına hakaret,
- Bedelsiz senet kullanma,
- Hileli iflas,
- Taksirli iflas,
- Özel hayatın gizliliğini ihlal etme,
- Mala zarar verme,
- Kullanma hırsızlığı,
- Karşılıksız yararlanma,
- Bilgi vermeme,
- Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması,
- Açığa atılan imzayı kötüye kullanma,
- Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin ihlali,
- Hakkı olmayan yere tecavüz.
Uzlaşma Şartları Nelerdir?
Uzlaştırma kapsamında olan suçlar; mağdurun gerçek kişi olduğu suçlardır. Suçtan zarar görenin özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olması durumunda da uzlaştırma kapsamında yer alan suçlardan söz edilebilir. Kamu tüzel kişiliklerine karşı işlenmiş olan suçlarda uzlaştırma hükümleri uygulanamamaktadır. Soruşturulması ve kovuşturulması konusunda şikayet şartı aranan suçlar için uzlaştırma kurumundan yararlanılabilir.
Özel kanunlar söz konusu ise ve bir suç bu kanunlarda şikayete tabi tutulmamışsa uzlaşma kapsamında kabul edilebilmesi için özel kanunda yer verilen bir hükümle uzlaşma düzenlenmiş olmalıdır. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların soruşturulması ya da kovuşturulması şikayet şartına bağlı olsa dahi uzlaştırmadan yararlanılamamaktadır.
Aynı mağdura karşı işlenecek olan uzlaşma kapsamındaki bir suçla uzlaşma kapsamında olmayan bir suç sebebi ile uzlaşma yoluna gidilememektedir. Bir suça dair çok sayıda fail olması halinde mağdur bir veya birden fazla faille uzlaşma sağlayabilir. Uzlaşma sağlanmayan diğer failler içinse soruşturma ya da kamu davası devam eder.
Bir suçun çok sayıda mağduru olması durumunda şüpheli ya da sanığın bütün mağdurlarla uzlaşması zorunludur. Taraflar arasında sağlanacak bir uzlaşmanın ardından maddi ve manevi tazminat davası açılamayacağı gibi açılmış olan bir davadan da feragat edilmesi söz konusudur. Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin konu hakkında vermiş olduğu 09.04.2018 tarihli kararı şu şekildedir:
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca, üst sınırı üç yılı geçmeyen atılı suçun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; anılan Kanunun 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve suça sürüklenen çocuk … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, başka yönleri incelenmeksizin, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/04/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
Olay:
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 15.05.2013 gün 2013/1943 İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 15.05.2013 gün 2013/1943 sayılı iddianame ile suça sürüklenen çocuk …’un 02.05.2013 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için memura direnme suçundan TCK 265/3, 31/3 maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davası açmıştır.
İzmir 2. Çocuk Mahkemesi 24.05.2013 tarihinde iddianamesinin kabulüne karar vermiş ve 12.11.2013 tarihinde suça sürüklenen çocuğu TCK 265/1, 3, 43, 31/3, 50/3 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu karar süresi içerisinde suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 09.04.2018 gün ve 2018/5193 sayılı kararı ile suçun uzlaşmaya tabi olduğunu belirterek hükmün oy çokluğuyla bozulmasına karar vermiştir.
Yüksek Dairenin bozma karar gerekçesine katılmıyorum.
Nedenler:
Uzlaşma hükümlerinin uygulanması için uzlaşma kapsamına giren bir suçun bulunması gerekir, uzlaşma kurumu tüm suçlar bakımından değil sadece belli suçlar ve suça sürüklenen çocuklar açısından üst sınırı 3 yılı geçmeyen suçlar açısından kabul edilmiştir.
Suça sürüklenen çocuklar açısından kanun koyucu CMK 253/1-a ve 253/1-b maddelerinde yazılı suçlarla yetinmemiş, bu suçların dışında CMK 253/1-c maddesi ile ek uzlaşmaya tabi suçlar yaratmıştır. Başka bir anlatımla CMK 253/1-a maddesi uyarınca şikayet koşulu, suçun adı veya türüne bakılmaksızın mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Şüpheli veya suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaşma imkanı CMK 253/3 maddesi ile sınırlandırılmıştır. Soruşturma ve kovuşturması şikayeti bağlı olsa bile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaşma yoluna gidilemez. Uzlaşma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmesi halinde 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir.
Sorun :
TCK 265/1-3 maddesinin uygulanması veya başka bir ifade ile nitelikli görevi yaptırmamak için direnme suçunun işlenmesi halinde suça sürüklenen çocuk açısından uzlaşma yönteminin uygulanmasının mümkün olup olmadığına ilişkindir.
CMK 253/1-c maddesi ile üst sınırı 3 yıl hapis cezasını gerektiren suçlar uzlaşma kapsamına alınmıştır. TCK 265/1 maddesine aykırılık halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis, TKC 265/3 maddesine aykırılık halinde verilecek ceza 1/3 oranında artırılır hükmü gereğince 9 aydan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Kanun koyucu CMK 253/1-b maddesinde şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın TCK’da yer alan bazı suçları tek tek sayarak uzlaşma kapsamına alınmış bununla da yetinmeyerek ilgili Kanun maddesinde parantez içinde madde metnine eklemeler yapmıştır. Kanun koyucunun tercih ettiği düzenleme ile suçun nitelikli halinin gerçekleştiği durumlarda öngörülen cezanın üst sınırı 3 yıl hapis cezasını aşıyorsa uzlaşma kapsamında olmadığı sonucuna ulaşmak gerekir.
Ceza Genel Kurulu 03.03.2010 gün ve 43/71 sayılı kararında bu hususu belirtmiştir.
Suça sürüklenen çocuklar açısından ise CMK 253/1-c maddesi uyarınca üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar kriterine bakmak ve buna göre uzlaşma hükümlerinin uygulanma imkanı olup olmadığını tespit etmek gerekir.
Sonuç:
Tüm bu nedenlerle suça sürüklenen çocuk açısından nitelikli kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK 265/1-3 maddelerinin uygulanmış olması nedeniyle CMK 253/1-c maddesi kapsamında kalmadığı için uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı ve bu nedenle bozma kararı verilemeyeceği düşüncesindeyiz.
Uzlaşma Teklifi
Soruşturma ya da kovuşturmaya taraf olanlara uzlaşma teklifi yapılacağı zaman bizzat bu işlemin gerçekleştirilmesi gerekir. Tarafların avukatlarına yapılacak olan uzlaşma teklifinde avukatın vekaletnamesinde uzlaşmayı kabul ya da redde yönelik açık bir ibare olmalıdır.
Kural olarak uzlaşma teklifi bizzat taraflara yapılır. Şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören veya müşteki, sanığa karşı uzlaşma teklifi bizzat yapılır. Uzlaşmaya muhatap olanın askerde veya başka bir yerde olması halinde tebligat yapılması zorunludur. Uzlaşma teklifi bizzat yapılırken telefon yolu ile bu işlem yapılamamaktadır.
Soruşturma Aşamasında Uzlaşma
Ceza davaları kamu davası olarak da bilinen davalardır. Ceza davalarında şikayete tabi olmayan suçlarda Cumhuriyet savcısının soruşturmayı kendiliğinden başlatması gerekir. Savcılık makamı soruşturma yaparken tüm delilleri toplar. Suç işlendiği yönünde yeterli suç şüphesi toplaması durumunda da iddia makamı sıfatı ile bir iddianame hazırlayarak kamu davası açar.
Savcılık soruşturma aşamasında mağdur, tanık ve şüphelilerin ifadelerini almak sureti ile hareket eder. Soruşturmayı ilgilendiren her merhale savcılık makamı tarafından takip edilir. Bu kapsamda da bilirkişi raporları, keşif gibi işlemler gerekli ise tamamlanır.
Savcılık makamı yeterli suç şüphesi elde ettiğinde dava açmadan önce uzlaştırma bürosuna soruşturma dosyasını gönderir. Bundan sonraki işlemleri uzlaştırma bürosunda görevli olanlar takip eder. Uzlaşma gerçekleşmediğinde ise savcılık makamı kamu davası açmak sureti ile iddia makamı olarak davaya müdahil olur.
Savcılık kamu davası açmadan önce uzlaştırma prosedürlerini yerine getirmek sureti ile sosyal ilişkilerin tamir edilmesi amacını güder. Soruşturma sırasında mağdur ya da suçtan zarar gören, fail de uzlaşma talebinde bulunabilir.
Soruşturma aşamasında uzlaşma hükümleri uygulanacağı zaman şüpheli edimini bir seferde yerine getirdiği takdirde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir. Edim ileri tarihte yerine getirilecekse şüpheliye yönelik açılacak olan kamu davası ertelenir. Erteleme söz konusu olduğunda ise dava zamanaşımı işlemeyecektir.
Ayrıca bu şartlar hasıl olduğunda kamu davasının açılmasının ertelenmesi için aranacak olan koşullara da bakılmamaktadır. Uzlaşmaya karar verildikten sonra kamu davasının açılması ertelenir fakat uzlaşmanın gerekleri yerine getirilmediğinde kamu davası açılacaktır. Uzlaşma sağlandığında ise maddi ve manevi tazminat davası açılamayacağı gibi açılmış olan davadan da feragat edilmiş sayılır.
Mahkemede Uzlaşma
Bir suça istinaden yargılama yapılırken mahkemenin suçun uzlaştırma kapsamında olduğunu görmesi halinde taraflar arasında uzlaşma sağlanabilmesi için savcılığın işletmiş olduğu prosedüre göre hareket edilir.
Uzlaştırma bürosundan görevlendirilecek bir uzlaştırmacı taraflar arasında uzlaşma sağlanamamışsa ve mahkemenin hüküm vereceği zamana kadar taraflar aralarında uzlaştığına yönelik belgeyi mahkemeye sunduğunda uzlaşma gerçekleşmiş sayılacaktır. Tarafların mahkemeye gelmek sureti ile beyanda bulunması da uzlaşmanın geçerli olabilmesi için yeterlidir. Uzlaşmanın sağlanamadığı hallerde ise yargılama sürer.
Uzlaşma sağlanır ve uzlaşma konusu yükümlülükler eksiksiz olarak yerine getirilirse ceza davası düşer. Uzlaşmaya ilişkin anlaşma kapsamında şartların yerine getirilmesi ileri bir tarihe ertelenmiş ise ya da taksitlendirme söz konusu olduğunda sanıkla ilgili olarak HAGB kararı verilir. Bu karar uyarınca da sanık hakkında hükmün açıklanması geri bırakılmış olur.
HAGB kararı verildiğinde geri bırakma süresince dava zamanaşımı süresi de işlememektedir. Sanık uzlaşma kararı verildikten sonra anlaşmanın gereklerini yerine getirmediği takdirdeyse mahkeme hükmü açıklar.
Kovuşturma evresine geçildiğinde uzlaştırmanın uygulanabilmesi söz konusu ise uzlaşma teklifi reddedilmiş olsa da hüküm verilene kadar sanık ve mağdur aralarında anlaşırsa tarafların bir uzlaşma belgesi düzenlemek sureti ile hareket etmesi gerekir. Bu durumda hakim uzlaşma belgesini inceleyerek ona göre hüküm kuracaktır.
Uzlaştırma Bürosunun Görevleri
Uzlaştırma bürosunun görevleri mağdur ve fail arasında iletişim kurulmasını sağlamaktır. Uzlaştırmacıları Cumhuriyet savcısı belirler. Uzlaştırma kapsamında kabul edilen suçlar için kamu davası açılması yönünde yeterli suç şüphesi olması halinde dava dosyası uzlaştırma bürosuna gönderilecektir.
Uzlaşma bürosu bu noktada tarafları bir araya getirmek için uzlaştırmacılar vasıtası ile hareket eder. Mağdur ya da suçtan zarar görenin reşit olmadığı durumlarda uzlaştırmacı uzlaşma teklifini kanuni temsilcilere yaparken tarafların reşit olması halinde teklif bizzat kendilerine yapılır.
Uzlaşmanın sonuçsuz kaldığı hallerde yeniden uzlaşma yolu uygulanmamaktadır. Uzlaştırma neticelendiğinde verilen karara karşı da kanun yoluna başvurma hakkı taraflara tanınmıştır. Bu noktada değinilmesinde fayda bulunan bir diğer konu ise ceza avukatından hukuki destek almanın, uzlaşma prosedüründe yarar sağlayacağıdır.
Uzlaşma ve Uzlaştırmacı
Uzlaşma fail ve mağdur arasında iletişim kurularak yasal yoldan bir sonuca varılmasını hedefleyen müessese olarak hukuk sisteminde kendisine yer bulur. Uzlaşmayı uzlaştırmacı yapar. Uzlaştırmacı bu görevi yerine getirirken uzlaşmanın içeriği hakkında tarafları oluşabilecek hukuki sonuçlar bakımından eksiksiz ve tam olarak bilgilendirirken tarafsız bir tutum sergilemelidir.
Uzlaştırmacı sıfatı ile görev alan avukatın daha sonra vekil veya müdafi olması mümkün değildir. Uzlaşma belgeleri hazırlanıp taraflara teslim edilirken teslim tarihlerinin de üzerine yazılması gerekir. Uzlaştırma süresi belgelerde yer alan teslim tarihi baz alınarak başlatılır.
Taraflara belgeler teslim edildikten sonra en geç 30 günlük süresi içerisinde uzlaştırma işlemleri sonlanır. Sürenin yetmediği durumlarda ise uzlaştırma bürosunun süreyi uzatabilme yetkisi bulunur. Uzlaşma süreleri en fazla 20 gün olarak uzatılabilirken bu iki defa tekrar edilebilir. Uzlaştırmacı müzakerelerin yürütümünü gizli olarak yaparken tarafların izin vermemesi durumunda da bu bilgiler açıklanmamaktadır.
Uzlaştırmacının hazırlayacağı raporda ise tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı konular, edim, edimin nasıl yerine getirileceği gibi bilgilere yer verilir. Uzlaştırma teklifi yapılırken açıklamalı tebligat yapılır. Tarafların beyanında yer alan adreslerine yapılan bu tebligat eğer taraflara ulaşmaz ise uzlaşma yapılmadan soruşturmanın sonlandırılması söz konusu olmaktadır.
Uzlaşma teklifi iletilen kişinin 3 gün içinde bu teklife yanıt vermesi gerekir. Tebliğ günü dikkate alınmadan hesaplanacak olan 3 günlük cevap verme süresinde taraflar yanıt vermezse teklifi kabul etmemiş sayılırlar. Uzlaşma teklifi tarafların her ikisi tarafından kabul edilmiş olmalıdır. Bir kişinin teklifi kabul etmemesi uzlaşmanın sağlanması yönünde engel teşkil eder. Uzlaşma kapsamında fail beyanları delil olarak kullanılmaz.
Mağdurların ya da suçtan zarar görenlerin hepsi uzlaşmayı kabul etmediğinde hükümler uygulanamaz fakat fail birden fazla sayıda ise uzlaşmayı kabul edenlere hükümler uygulanabilir.
Uzlaşma Kapsamında Olan Suçlar
Uzlaşma kapsamında olan suçlar öncelikle şikayete tabi olan suçlardır. Şikayete tabi suçlar arasında bazı istisnalar olmakla birlikte örneğin cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaşma hükümleri uygulanmamaktadır. Uzlaştırma kapsamında yer alan ve şikayete tabi olup olmadığına bakılmayan suçlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- İhmali davranışlarla işlenen kasten yaralama suçu,
- Basit kasten yaralama suçu,
- Taksirli şekilde adam yaralama suçu,
- Tehdit suçu,
- Konut dokunulmazlığının ihlal edilmesi suçu,
- Çalışma ve iş hürriyetini ihlal etme suçu,
- Basit hırsızlık suçu,
- Dolandırıcılık suçu,
- Güvenin kötüye kullanılması suçu,
- Suç eşyasını satın alma veya kabul edilmesi suçu,
- Çocuğun kaçırılması, alıkonulması suçu,
- Bankacılık sırlarını ticari sırlar veya müşteri sırlarının açıklanması suçu.
Bazı suçların takibi şikayete tabidir. Bununla birlikte takibi şikayete tabi olan suçlar arasında da uzlaşma kapsamında yer alanlar vardır. Bu örnekler de aşağıdaki biçimde sıralanabilir:
- Kişiler arasında konuşmaları dinleme ve kayda alma suçu,
- İbadethane ve mezarlıklara zarar verme suçu,
- İcra-iflas suçu,
- Kişi huzurunu ve sükununu bozan suçlar,
- Hakaret etme suçu,
- Kişinin hatırasına Hakaret etme suçu,
- Haberleşme gizliliğinin ihlal edilmesi suçu,
- Özel hayatın gizliliği ihlali suçu,
- Bedelsiz senedi kullanma suçu,
- Dolandırıcılık suçunda daha az ceza gerektiren haller de uzlaşma kapsamında yer alır,
- Hileli iflas suçu,
- Taksirli iflas suçu,
- Kullanma hırsızlığı suçu,
- Mala zarar verme suçu,
- Hakkı olmayan yere tecavüz suçu,
- Karşılıksız yararlanma suçu,
- Şirket ya da kooperatif hakkında yanlış bilgi verme suçu,
- Bilgi vermeme suçu,
- Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu,
- Aile hukukundan kaynaklanmış olan yükümlülüğün ihlali suçu.
Uzlaşma Kapsamında Olmayan Suçlar
Uzlaşma kapsamında olmayan bazı suçlar bulunur bu suçların soruşturulması veya kovuşturulması şikayete tabi olsa bile uzlaşma prosedürleri uygulanmaz. Bu suçlar özel olarak ayrıca belirtilir. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar uzlaştırma kapsamında yer almayanlardan biridir. Bunun yanı sıra ısrarlı takip suçunun da uzlaştırma hükümleri dışında bırakıldığı görülmektedir.
Uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil eden bazı haller de mevcuttur. Örneğin uzlaştırma kapsamında olan bir suç ile uzlaşma kapsamına girmeyen başka bir suç birlikte işlendiği takdirde uzlaştırma hükümleri uygulanamamaktadır.
Uzlaşma kapsamında yer alan bir suçla uzlaşma kapsamında yer almayan bir suç birlikte işlendiğinde bu suçların mağdurları farklı olduğu takdirde uzlaşma kapsamında yer alan suç için uzlaşma prosedürleri uygulanabilmektedir.
Aynı davayı ilgilendiren ve uzlaştırma kapsamında bulunmayan bir suça istinaden beraat kararı verildiğinde uzlaştırma kapsamındaki suçlar bakımından uzlaştırma bürosunun uzlaştırma işlemlerini başlatması gerekir.
Çocukları İlgilendiren Uzlaşma Şartları
18 yaşından küçük çocukların karıştığı suçlarda üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis cezalarında ve adli para cezası kapsamında uzlaştırma hükümleri uygulanabilir. Uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasındaki koşul ise suçun kamu tüzel kişilerine karşı işlenmemiş olmasıdır.
Çocukların işlediği suçlar için uzlaşma prosedürleri uygulanacağı zaman çocuğun işleyeceği suçun şikayete tabi olup olmamasının önemi olmaz. Üst sınırı uzlaşmaya elverişli ise ve suç kamu tüzel kişisine karşı işlenmediği takdirde uzlaşma hükümleri uygulanabilir.
Uzlaşma Konuları
Ceza davaları kamu davası olarak bilinen dava türleri arasında olurken kamu düzeninde oluşacak bozulmaların engellenmesi amacı ile açılır. Bir suç işlendiğinde kamuyu ilgilendiren olumsuz sonuçları varsa ve işlenen fiil yasalar kapsamında hukuka aykırı kabul ediliyorsa ceza davası yani kamu davası savcılık tarafından açılır.
Ceza davaları şikayete tabi olan ya da şikayet kapsamında yer almayan suçlar için açılırken savcılık makamı re ’sen yani kendiliğinden hareket edeceği zaman şikayet şartı aranmayan suçlardan söz edilmesi gerekir. Şikayete bağlı suçlarda şikayetin ardından savcılık makamı harekete geçer.
Kişisel hakların ihlalinin yanı sıra kamu düzeninin bozulması suç işlenmesi ile ortaya çıkan bir sonuçtur. Uzlaşma prosedürleri uygulandığında suçun sebep olduğu tüm olumsuzluklar giderilmek istenir.
Kamu düzeninin yeniden tesis edilmesinde uzlaşma prosedürleri oldukça etkili sonuçlar vermesi bakımından uygulanmaktadır. Uzlaşma konuları tarafların üzerinde mutabakat sağlayacağı hususları kapsar. Aşağıdaki örnekler uzlaşma konuları arasında sayılabilir:
- Soruşturma konusu olan fiilin yol açacağı maddi ve manevi zararların tazmininde uzlaşma sağlanabilir.
- Sanık ya da şüphelinin kamunun yarar sağlayacağı bir kurumda çalışması üzerinde anlaşma sağlanabilir.
- Uzlaşma anlaşması şüpheli ya da sanığın topluma kazandırılabilmesi amacıyla bir programa katılmasını sağlamak sureti ile gerçekleştirilebilir.
- Herhangi bir kurum veya kişiye bağış yaptırılmak sureti ile şüpheli ya da sanıkla uzlaşma sağlanabilir.
- Uzlaşma sözleşmesi kapsamında sanık ya da şüphelinin yol açacağı itibar kaybının giderilmesi, marka ya da isme verilen zararların giderilmesi gibi anlaşmalar yapılabilir.
Hükümlüler Uzlaşma Yasasından Yararlanabilir mi?
Uzlaşma prosedürleri uygulanacağı zaman bundan hükümlüler de istifade edebilmektedir. Yargılaması yapılmış olup cezası kesinleşenler için de uzlaşma prosedürleri geçerli olmaktadır. Bu yasadan yararlanacak olan hükümlünün cezaevinde olması koşulu aranmamaktadır.
Mahkeme bir mahkumiyet kararı verdiğinde ve ceza kesinleştiği takdirde cezasının cezaevinde infaz edilip edilmemesi önemli olmaz. Hükümlüye ait dava dosyası uzlaştırma bürosuna gönderilerek uzlaştırma prosedürleri uygulanır.
Uzlaşma Kararı Adli Sicil Kaydına İşler mi?
Uzlaşma kararı uygulandığında sabıka kaydına bu bilgiler işlenmemektedir. Bu sebeple adli sicil kaydı alınacağı zaman kişinin uzlaşma prosedürlerinden yararlanmış olması durumunda sicil belgesinde bu bilgilere yer verilmeyecektir.
Uzlaşma neticesinde verilmiş olan kararlar örneğin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ya da uzlaşma kararı bu prosedürleri ilgilendiren bir sistemde kayıt altında olur. Bu bilgilere hakim, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme ulaşabilirken kişi hakkında bir soruşturma veya kovuşturma açıldığı durumlarda bu verilere erişim sağlanabilir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin uzlaşma kurumuna dair vermiş olduğu 10.04.2018 tarihli kararı şu şekildedir:
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Hükümden sonra 02/12/2006 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca, üst sınırı üç yılı geçmeyen atılı suçun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; anılan Kanunun 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince suça sürüklenen çocukların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak, başka yönleri incelenmeksizin, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/04/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
Olay: İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 14/06/2013 gün 2013/2317 sayılı iddianame ile suça sürüklenen çocuk … hakkında 21/05/2013 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK 265/1-3, 31/3 maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davası açmıştır.
İzmir 2. Çocuk Mahkemesi 22/10/2013 tarihli duruşmada müştekiler …, … ve…’ın ve tanık …’ın beyanlarını aldıktan sonra duruşmanın 12/12/2013 tarihine bırakılmasına karar vermiş, suça sürüklenen çocuk …’in 25/10/2013 tarihinde savunmasını tespit etmiş ve 12/12/2013 tarihinde TCK 265/1-3, 31/3,50 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu karar suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından temyiz edilmiş.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 10/04/2018 tarihinde 2018/5293 sayılı kararıyla uzlaşma hükümlerinin uygulanması açısından değerlendirme yapılması için hükmün oy çokluğuyla bozulmasına karar vermiştir.
Yüksek Dairenin bozma karar gerekçesine katılmıyorum.
Nedenler: Suça sürüklenen çocuk hakkında direnme suçundan TCK 265/1-3 maddeleri uyarınca hüküm kurulmuştur.
Uzlaşma hükümlerinin uygulanması için uzlaşma kapsamına giren bir suçun bulunması gerekir, uzlaşma kurumu tüm suçlar bakımından değil sadece belli suçlar ve suça sürüklenen çocuklar açısından üst sınırı 3 yılı geçmeyen suçlar açısından kabul edilmiştir.
Suça sürüklenen çocuklar açısından kanun koyucu CMK 253/1-a ve 253/1-b maddelerinde yazılı suçlarla yetinmemiş, bu suçlar dışında CMK 253/1-c maddesiyle ek uzlaşmaya tabi suçlar yaratmıştır. Başka bir anlatımla CMK 253/1-a maddesi uyarınca şikayet koşulu, suçun adı veya türüne bakılmaksızın mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Şüpheli veya Suça sürüklenen çocuk açısından uzlaşma imkanı CMK 253/3 maddesiyle sınırlandırılmış. Soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı olsa bile ” Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda” uzlaşma yoluna gidilemez. Uzlaşma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde 26/06/2009 gün ve 5918 sayılı yasanın 8. maddesi uyarınca uzlaşma hükümleri uygulanamaz.
Sorun; TCK 265/1-3 maddesinin uygulanması veya başka bir ifadeyle nitelikli görevi yaptırmamak için direnme suçunun işlenmesi halinde suça sürüklenen çocuk açısından uzlaşma yönteminin uygulanmasının mümkün olup olmadığına ilişkindir.
CMK 253/1-c maddesiyle üst sınırı 3 yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlar uzlaşma kapsamına alınmıştır. TCK 265/1 maddesine aykırılık halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis, TCK 265/3 maddesine aykırılık halinde verilecek ceza 1/3 oranında arttırılır hükmü gereğince 9 aydan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Kanun koyucu CMK 253/1-b maddesinde şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın TCK’da yer alan bazı suçları tek tek sayarak uzlaşma kapsamına almış, bununla da yetinmeyerek ilgili kanun maddesinde parantez içinde madde metnine eklemeler yapmıştır.
Kanun koyucunun tercih ettiği düzenleme ile suçun nitelikli halinin gerçekleştiği durumlarda öngörülen cezanın üst sınırı 3 yıl hapis cezasını aşıyorsa uzlaşma kapsamında olmadığı sonucuna ulaşmak gerekir.
Ceza Genel Kurulu 03/03/2010 gün ve 43/71 sayılı kararında bu husus kabul edilmiştir.
Suça sürüklenen çocuklar açısından ise CMK 253/1-c maddesi uyarınca üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar kriterine bakmak ve buna göre uzlaşma hükümlerinin uygulanma imkanı olup olmadığını tespit etmek gerektiği anlaşılmaktadır.
Sonuç: Tüm bu nedenlerle;
Suça sürüklenen çocuk açısından nitelikli kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK 265/1-3 maddelerinin uygulanmış olması nedeniyle CMK 253/1-c maddesi kapsamında kalmadığı için uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, düşüncesindeyim.
Sıkça Sorulan Sorular
Uzlaşma Nedir?
Hukuki prosedürlerden biri olan uzlaşma, toplumsal barışın temin edilmesine katkı sunarken fail ile mağduru bir araya getirerek iletişim kurmasını sağlayan bir hukuki müessesedir. Hukuki açıdan alternatif çözüm yolları arasında yer alır. Onarıcı adalet sistemi olarak da uzlaşma prosedürleri işlevsel özelliklere sahiptir.
Uzlaşma Nasıl Yapılır?
Uzlaşma teklifi taraflara bizzat yapılmak zorundadır. Taraflardan biri örneğin askerde ise kendisine tebligat yapılması icap eder. Bunun yanı sıra reşit olmayan kişilere uzlaşma teklifi yapılacağı zaman yasal temsilcisine iletilir. Telefon yolu ile uzlaşma teklifi iletilemez. Bu sebeple uzlaşma teklifinin taraflara bizzat yapılmış olması gerekir.
Uzlaşma Şartları Nelerdir?
Uzlaşma yapılacağı zaman mağdur gerçek kişi olmalıdır. Özel hukuk tüzel kişilerinin mağdur olması durumunda da uzlaşma yapılabilirken kamu tüzel kişilikleri için uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarda uzlaşma hükümleri uygulanabilir. Kovuşturma aşamasına geçilmesi halinde tarafların hüküm verilene kadar anlaşma yapabilmesi mümkündür. Zarar belirlenmeden düzenlenecek uzlaşma raporu usule aykırı kabul edilir.
Uzlaşma Hangi Aşamada Olur?
Uzlaşma ile taraflar arasında mahkeme sürecinden önce iletişim kurulması hedeflenir. Bununla birlikte soruşturma ya da kovuşturma aşamasında uzlaşma prosedürlerinden yararlanılabilir.
Uzlaşma Sağlanırsa Ne Olur?
Uzlaşma sağlandığında kamu düzeninin tesis edilmesi söz konusu olurken fail ve mağdur arasında anlaşma sağlanmış olur. Bu sayede mahkeme sürecine geçilmeden ya da dava sırasında taraflar iletişim kurarak anlaşır. Soruşturma aşamasında uzlaşma sağlanırsa takipsizlik kararı verilir. Yargılama aşamasında uzlaşma sağlandığında ise dava düşer.
Kamu Davasında Uzlaşma Olur mu?
Kamu davaları ceza davası olarak da bilinir. Kamu davası savcılık tarafından açılırken bir suça binaen kamuda oluşacak düzensizlik giderilmek istenir. Uzlaşma prosedürleri kamu davalarında uygulanabilmektedir.
Uzlaşmada Ne Kadar Para İstenir?
Uzlaşma sırasında devlet para talep etmez. Uzlaşma için herhangi bir ücret ödenmez. Bunun yanı sıra uzlaşılan kişi para talep edebilir. Talep edilen bu ücret her olayda farklılık gösterebilir. Bir ücret ödenecek ise uzlaşma bürosu aracılığı ile ödeme yapılması ileride karşılaşılabilecek problemleri önlemek açısından önem taşır.
Cinsel Suçlar Uzlaşmaya Tabi mi?
Cinsel suçlar şikayete tabi olsa bile uzlaşmaya tabi değildir. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda uzlaşma prosedürleri uygulanmamaktadır.
TCK 89 1 Uzlaşmaya Tabi mi?
Taksirle bir kimsenin vücuduna acı veren ya da sağlığını bozan kişi hapis cezası ya da adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Taksirle yaralama suçunda uzlaşma hükümleri uygulanabilmektedir.
142 Madde Uzlaşmaya Tabi mi?
TCK 141 kapsamında hırsızlık suçunun basit hali yer alır ve uzlaşma prosedürleri buna uygulanabilmektedir. TCK 142 ise nitelikli hırsızlık suçunu içerir ve bu suçta uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
Taksirle Yaralamada Uzlaşma Nasıl Olur?
Taksirle yaralama suçu işlendiğinde fail ve mağdur arasında uzlaşma prosedürleri uygulanabilmektedir. CMK 253/1-b, 2. Madde kapsamında uzlaşma hükümleri uyarınca hareket edilebilmektedir.
Kesinleşmiş Cezada Uzlaşma Olur mu?
Mahkumiyet kararının kesinleşmesi halinde taraflar arasında uzlaşma sağlanmış ise uzlaşma prosedürlerinin uygulanabileceğini Yargıtay kabul eder.