Geçici olarak uygulanan koruma tedbiri tutuklama olarak adlandırılır. Şüpheli ya da sanığın kaçmaması, delillerin muhafaza edilmesi gibi çeşitli nedenlerle başvurulan bu yol bir koruma tedbiri olarak tercih edilir. Tutuklama kararını yalnızca hâkim verebilir. Hâkim soruşturma ya da kovuşturma aşamasında tutuklama kararı verebilir. Tutuklama kararı verileceği zaman soruşturma aşamasında ise Sulh Ceza Hakimliği bu kararı verir.
Kovuşturma aşamasına geçilen durumlarda ise ceza davasının açıldığı mahkeme bu kararı vermekle yetkilidir. Tutuklama şartlarından biri kuvvetli suç şüphesidir. Bir diğer koşul ise tutuklama nedeninin olmasıdır. Tutuklama yapılabilmesi bir nedene dayandırılmak zorundadır. Koşulların sağlanmadığı durumlarda tutuklama yapılamaz.
Tutuklama Nedir?
Tutuklama geçici bir koruma tedbiri olurken somut olayın aydınlatılabilmesi için bu yola başvurulur. Vakıanın ortaya çıkmasının ardından sanık ya da şüphelinin kaçmasını engellemek, delilleri korumak tutuklamaya başvurulmasındaki en temel nedenler arasında yer alır. Savcılık makamı soruşturma ya da kovuşturma yapabilir.
Bununla birlikte tutuklama kararı vermeye yetkili değildir. Tutuklama kararını hâkim verebilir. Sanığın ya da şüphelinin kaçmasına yönelik somut olguların varlığı durumunda tutuklama yapılabilir. Şüpheli ya da sanığın delilleri karartma ihtimali ortaya çıkmışsa bu durum da tutuklama nedeni olarak kabul edilir. Şimdi, CMK m.100 çerçevesinde tutuklamaya değineceğiz.
CMK 100 (Ceza Muhakemesi Kanunu m.100 Madde Metni)
Tutuklama, 5271 sayılı yürürlükteki Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100 üncü maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Tutuklamaya ilişkin hüküm altına alınan düzenlemeleri incelemek için buraya tıklayınız. Bu noktada ayrıca belirtmek gerekir ki tutuklama ve sonrası süreçte hak kaybı yaşamamak adına yetkin bir ceza avukatından yardım almak son derece önemlidir.
Tutuklu Ne Demek?
Hâkim tarafından verilebilen tutuklama kararı bir somut olayın sanığı ya da şüphelisi için verilir. Sanık olarak tanımlanan kişiler ceza davası başlaması ile hükmün kesinleşmesine kadar geçecek olan sürede suç şüphesi altında olanları ifade eder. Şüpheli ise soruşturma evresinde kullanılan bir tanımlamadır.
Soruşturma evresindeki suç şüphelisi şüpheli olarak adlandırılmaktadır. Tutuklama ile delillerin korunması sağlanmaya çalışılırken sanık veya şüphelinin kaçması yönünde bir endişe varsa bu engellenir.
Tutuklama Şartları
Tutuklamayı yalnızca hâkim yapabilir. Tutuklamanın gerçekleşmesi koşulların sağlanması ile mümkündür. Öncelikle sanık ya da şüpheli hakkında kuvvetli bir suç şüphesine gerek duyulur. Somut delillerle desteklenmesi gereken kuvvetli suç şüphesi ortaya çıktığında hâkim tutuklama kararı verir. Hâkimin tutuklama yönünde karar verebilmesi için yalnızca kuvvetli bir suç şüphesi olması yeterli görülmez.
Kuvvetli suç şüphesine ilave olarak tutuklamanın dayanağı olması gerekir. Tutuklama nedeni olmadan bu işlem yapılamaz. Tutuklama nedeni olarak sanık ya da şüphelinin kaçma ihtimali dikkate alınır. Bunun yanı sıra sanık ya da şüphelinin somut olaya ilişkin delilleri karartma ihtimali olması da bir diğer tutuklama nedenidir.
Tutuklama sanık ya da şüpheliye yönelik olarak alınan bir karardır. Bu karar ile delillerin korunması amaçlanır. Şüpheli ya da sanığın davranışlarından delilleri karatmaya yönelik bir şüphe duyulması, belgelerin vasfını değiştirme, yok etme gibi davranışlar sergileyeceğinden şüphelenilmesi durumunda tutuklama kararı verilir.
Bunun yanı sıra sanık ya da şüpheli olarak adlandırılan kişinin mağdur, tanık ya da diğer kişiler üzerinde baskı kurma girişiminde bulunacağı yönünde bir şüphe oluştuğunda da tutuklama kararı verilebilir.
Tutukluluk Süresi
Tutukluluk süresi geçici bir nitelik taşır. Tutuklama ile cezanın infazı sağlanmaz. Tutuklama nedenlerinin ortadan kalkması tutuklamanın sonlanmasını gerektirmektedir. Tutuklamanın amacı delillerin korunması ve yargılamanın sağlıklı olarak yapılabilmesini sağlamaktır. Tutukluluk süresinin kovuşturma ve soruşturma evrelerinin makul sürelerde yapılmasına yetecek oranda olması gerekir.
Bu makul süre aşıldığında kişi özgürlüğü ve güvenliğinin ihlali söz konusu olmaktadır. Soruşturma evresi için tutukluluk süresinin ağır ceza mahkemesine konu olan davalar dışında 6 ayı geçmemesi gerekir. Ağır ceza mahkemelerini ilgilendiren davalarda bu süre bir yılı geçemez.
Türk Ceza Kanunu uyarınca sanık ya da şüphelinin Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir suç işlediği düşünüldüğünde tutukluluk süresi en fazla bir yıl altı aydır. Bu süreye gerekçe gösterilmek sureti ile altı ay ilave edilebilmektedir. Asliye ceza Mahkemelerinin görev alanında olan suçlar söz konusu ise bu defa tutukluluk süresi için en fazla bir yıl öngörülebilir.
Zorunluluk hali hasıl olduğunda ise süreye altı ay ilave edilebilir. Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına giren bir suç işlendiğinde sanık ya da şüpheli en fazla iki yıl tutuklanabilir. Bu sürenin zorunluluk hali oluşması durumunda üç yıla çıkarılabilmesi söz konusudur.
Bu durumda iki yıllık temel tutukluluk süresi ile ilave tutukluluk süreleri göz önüne alındığında en fazla beş yıllık tutukluluk süresi uygulanabilir. Terörle Mücadele Kanunu dikkate alındığında tutukluluk süresi beş yılı geçememektedir. Bu süreye zorunlu uzatma süreleri eklendiğinde toplam tutukluluk süresinin yedi yıl olabileceği görülmektedir.
Tutukluluk süresi belirlenirken sanık ya da şüphelinin yaşı da dikkate alınır. Bu kapsamda fiil işlendiğinde 15 yaşını doldurmamış olan çocuklar için süre yarı oranda uygulanır. 18 yaşını doldurmayan çocuklar için süre ¾ oranında hesaplanmaktadır.
Tutuklama Kararı Verilemeyecek Haller
Tutuklama kararı bazı durumlarda verilemez. Kanunda yer verilen bu konu hâkimin tutuklama yetkisini kullanmasına engel teşkil eder. Şüpheli veya sanığın tutuklanmasına engel teşkil eden durumlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Verilmesi ihtimal dahilinde olan ceza veya uygulanacak güvenlik tedbiri ile ölçülü olmayan durumlar,
- Adli para cezasının tek başına uygulanacağı haller,
- Hapis cezasının üst sınırının 2 yılın altında olması.
Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi
Tutukluluğa itiraz dilekçesinin etkin bir biçimde düzenlenmesi, somut olayın tüm koşulları ve özellikleri dikkate alınarak özenle hazırlanmasına bağlıdır. Bu nedenle, örnek şablon veya taslaklar üzerinden ilerlemek yerine yetkin bir ceza avukatı marifetiyle hazırlanmış dilekçe ile hareket etmek çok daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.
Tutuksuz Yargılama Nedir?
Tutuksuz yargılama çeşitli nedenlere dayanılarak yapılabilir. Şüpheli ya da sanığın kaçma şüphesi bulunmadığında, herhangi bir suça karışmamış olması durumunda, sosyal yaşamında ve mahkemede iyi hal sergilemesi söz konusu ise tutuksuz yargılanabilmesi mümkün olur. Kişi tutuksuz yargılanacağı zaman adli kontrol şartı ya da yurt dışına çıkma yasağı uygulanabilir.
Kişinin tutuksuz yargılanması ceza almayacağı anlamına gelmemektedir. Yargılaması yapılan sanık ya da şüpheli suçlu bulunduğunda işlediği suç için kanunda öngörülen cezaları alır. Tutuklu olarak yargılanan kişilerde yargılama sonucunda verilen cezadan tutuklu kaldıkları süre düşülür. Tutuksuz yargılama yapıldığında ise bu durum geçerli olmamaktadır.
Tutuksuz Yargılama Şartları
Tutuklama, koruma tedbirleri kapsamında başvurulan bir yoldur. Sanık ya da şüphelinin tutuklanması için koşulların sağlanıp sağlanmadığı önemlidir. Ceza muhakemesi yapılacağı zaman gecikmesinde sakınca bulunan haller söz konusu olursa tutuklama tedbir yoluna başvurulması gerekli olabilir. Kanuni bir yol olması tutuklamanın kanunlar çerçevesinde yapılmasını zorunlu kılar.
Koruma tedbirleri düzenlenirken Anayasa, kanunlar veya uluslararası sözleşmeler uyarınca hareket edilir. Somut olay incelendiğinde tahmini şüphelere dayanılarak tutuklama yapılamaz. Yeterli kanıt olmaması durumunda da şüpheye dayanmak sureti ile tutuklamanın yapılması mümkün değildir. Yeterli ve kuvvetli bir şüphenin varlığı tutuklamada esas alınırken tek başına bu durum da yeterli bir neden değildir.
Yeterli ve kuvvetli şüpheye ek olarak tutuklama için nedenlere de ihtiyaç duyulmaktadır. Koruma tedbiri olan tutuklama kapsamında sanık ya da şüphelinin hakkında bir hüküm oluşturulmaz. Bu uygulama yalnızca sanık ya da şüphelinin temel haklarını sınırlandırırken delillerin ortadan kaybolması, sanık veya şüphelinin kaçması engellenir.
Koruma tedbirleri geçici olarak düzenlenir. Bu nedenle de koruma tedbirleri uygulanırken belirli süreler söz konusu olur. Ceza muhakemesi yapılacağı zaman gecikmede sakınca olmaması durumunda bu tedbirlere başvurulmasına gerek olmamaktadır. Tedbir kararı veriliş amacının sonlanması ile ortadan kalkmalıdır. Bu tür koruma tedbirleri hakkındaki kararı kural olarak hâkim vermektedir.
Kuvvetli bir suç şüphesi yoksa, sanık ya da şüphelinin kaçma şüphesi bulunmuyorsa, sanık ya da şüphelinin delilleri ortadan kaldırma ihtimali olmadığında, tanık veya mağdur üzerinde baskı yapma girişimi söz konusu değilse tutuklama yapılmaz.
Tutuklama İstemi ve Yapılacak İşlemler
En ağır koruma tedbiri olan tutuklama, hâkim tarafından verilebilen bir karardır. Bu karar yasa ile düzenlenmiştir. Şüphenin belli bir yoğunlukta olması zorunluluğuna dayanır. Hüküm verilmeden önce temel bir hakkı sınırlaması tutuklamanın önemli bir özelliğidir. Bazı durumlarda muhakemenin sağlıklı bir işleyişe sahip olabilmesi için koruma tedbirlerine yönelmek zaruri olur.
Bireyin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayan koruma tedbirleri, arasında tutuklama da yer almaktadır. Bu karar geçici koruma tedbirleri kapsamında uygulanır. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde uygulanan tutuklama, orantılılık ilkesine de uygun olmak zorundadır.
Muhakemenin sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlamak amacı ile başvurulan bu yol hukuka uygun şekilde gerçekleştirilir. Tutuklama işlemi yapılmadan önce sanık ya da şüphelinin sorguya çekilmesi gerekir. Sanık veya şüphelinin yokluğunda tutuklama kararı verilememektedir.
Sanık ya da şüpheli hazır değilse bu durumda CMK uyarınca yakalama emri düzenlenmektedir. Kaçak olarak adlandırılan kişiler içinse yokluğunda tutuklama kararı verilebilmektedir. Tutuklanmak istenen sanık ya da şüphelinin bir avukattan yardım alması re ’sen gerçekleştirilebileceği gibi kendisinin seçeceği bir müdafi aracılığı ile de bu yardım tesis edilebilir.
Müdafinin yer almadığı sorgu sırasında tutuklama kararı verilememektedir. Tutuklama kararı verildikten sonra sanık ya da şüpheliye sözlü olarak bildirilir. Ayrıca kararın bir örneği de kendisine verilir. Tutuklama işlemi ile ilgili olarak alınmış olan ara kararlar için de bu durum geçerlidir. Ara karar söz konusu olduğunda da sanık ya da şüpheliye sözlü bildirimin yanı sıra kararın bir örneği de verilmelidir. Bildirme ve verme usulünün de kararda açıkça yazması gerekmektedir.
Soruşturma evresine geçildiğinde Cumhuriyet Savcısı tutuklamanın gereksiz olduğuna dair bir kanaat geliştirdiği takdirde şüpheliyi serbest bırakma yetkisi bulunmaktadır. Bu tür bir durumda savcılık makamı re ’sen karar verebilmektedir.
Tutukluluğun İncelenmesi
Tutuklanan kişi hakkında belirli aralıklarla tutukluluk halinin incelenmesi gerekir. Bu inceleme sırasında tutukluluğun devamı ya da salıverilme koşulları değerlendirilmektedir. Tutukluluğun incelenmesi soruşturma evresinde veya kovuşturma evresinde yapılabileceği gibi istinaf başvurusu sırasında sanığın hükmen tutuklu olduğu kabul edilmektedir.
Soruşturma aşamasında şüpheli tutukevinde iken en geç 30 günlük süreler içinde tutukluluk haline yönelik devam etme durumu gerekli mi değil mi? İncelenir. Bu süreçte işe şüpheli ve müdafi dinlenir. Cumhuriyet Savcısı’nın istemine göre yapılan bu inceleme Sulh Ceza Hâkimi tarafından yapılmaktadır.
Kovuşturma evresinde ise hâkim ya da mahkeme re ‘sen bu konuda bir karar verebilir. Sanık bu süreçte tutukevinde bulunurken tutukluluk halinin devam edip etmeyeceğine her oturumda karar verilir. Koşulların gerektirdiğinde bu inceleme duruşmalar arasında en geç 30 gün içinde de yapılabilmektedir.
İstinaf Mahkemesi’ne yapılan başvurularda yerel mahkemenin mahkûmiyet kararından Bölge Adliye Mahkemesi’nin dosya inceleme sürecine kadar geçen aralıkta tutukluluk incelemesi yapılmaz. Uygulamada tutukluluğun mahkûmiyet kararına yönelik bir tedbir olarak değerlendirildiği görülmektedir.
Tutuklama ve Masumiyet Karinesi
Kişi hakkında verilmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı sürece hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yürütülmesi halinde masumiyet karinesine bağlı kalınması gerekir. Her şüpheli veya sanık olarak tanımlanan kişinin masumiyet karinesine bağlı olarak suçsuz olduğundan yola çıkılarak soruşturma ve kovuşturması yapılır.
Masumiyet karinesi herkes tarafından korunmak zorundadır. Bu kapsamda basın organlarının yanı sıra devletin tüm organlarının da hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişilerin suçsuzluk karinesinden yararlanabilme hakkını koruması gerekir.
Sıkça Sorulan Sorular
Tutuklu Ara Mahkemede Tahliye Olur mu?
Tutuklu olan sanık veya şüphelinin ara mahkemede tahliye olabilmesi için CMK 101. Maddede yer alan şartların oluşmadığı ortaya konulmak zorundadır. Bu sürecin bir ceza avukatı ile yürütülmesi gerekirken sanık ya da şüphelinin mahkemeye detaylı bir dilekçe ile müracaat etmesi gerekeceğinden hukuki destek alınması zorunlu hale gelir.
Tutukluluğa İtiraz Nereye Yapılır?
Tutukluluğa itiraz işlemi kararın verildiği günün ardından 7 günlük süre içerisinde yapılmalıdır. Asliye Ceza Hakimliği’ne itiraz işlemi için müracaat edilmesi gerekmektedir.
Tutuklanmak Ne Demek?
Sanık ya da şüpheli görülen kişinin somut bir olaya istinaden hâkim tarafından ceza davası görülmeden önce hürriyetinin kısıtlanması tutuklama olarak adlandırılmaktadır. Bu karar kişiye yönelik olarak uygulanır. Kişi hürriyetini kısıtlayan bir tedbir kararı olan tutuklama, hukuki nitelik taşımaktadır.
Tutuklama Kararı Neden Çıkar?
Tutuklama kararını hâkim verir. Bu karar sanık ya da şüphelinin kaçma ihtimali olduğunda, delillerin korunması için çıkarılır. Tutuklama kararı ile yargılamanın daha sağlıklı koşullarda yapılabilmesi amaçlanmaktadır.
Tutuklama Yapılamayan Suçlar Nelerdir?
Adli para cezası gerektiren suçlarda, hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan az olan suçlarda tutuklama kararı verilememektedir.
Tutuklama Kararını Kim Verir?
Tutuklama kararını yalnızca hâkim verebilmektedir. Hâkim ya da mahkemece verilebilen bu karar sanık ya da şüpheli kişi için verilebilmektedir.
Tutuklama Yasağı Nedir?
Tutuklama yasağı bası suçlarda söz konusudur. Suç ve cezaların bazılarında mahiyet ne olursa olsun tutuklama kararı verilememektedir. Adli para cezasına konu olan suçlarda, kanundaki ceza sınırı 2 seneden fazla olmayan suçlarda tutuklama yapılamamaktadır.
Tutukluluğun Devamı Kararı
Tutukluluğun devamı kararı tutukluluk incelemesinde ya da olağan duruşmada cezaevinde tutuklu olan kişi hakkında verilen ve tutukluluğun sürmesine yönelik uygulanan bir karardır. Bu karara itiraz edilebilmektedir.
Tutukluluğun Devamına İtiraz Nereye Yapılmalıdır?
Tutukluluğun devamına itiraz etme hakkı sanık ya da şüpheliye tanınmış olan bir haktır. Bu karara itiraz edileceği zaman CMK genel itiraz kanun yolu hükümlerine tabi olunur.
Tutuklama Sebepleri Nelerdir?
Tutuklamanın gerçekleşebilmesi için nedenlere dayanılması gerekir. Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesinin olması, delillerin zarar görme ihtimali, sanık ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişiler üzerinde baskı kurma şüphesi karşısında hâkim tarafından tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama için kuvvetli şüphenin varlığına gerek duyulmaktadır.
Tutuklama Süresi Ne Kadar?
Tutuklama süresi ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlarda en çok bir yıl olur. Gerekçe göstermek sureti ile süre 6 ay uzatılabilir. Ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda tutukluluk süresi en fazla iki yıl olur. Uzatma süresi ile en fazla 3 yıla çıkabilen tutukluluk hali terörle mücadeleyi gerektiren suçlarda daha uzun süreleri kapsar. Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçlarda tutukluluk hali 5 yılı geçememektedir.
18 Yaş Altı Tutukluluk Süresi Ne Kadar?
Tutukluluk süresi sanık ya da şüphelinin yargılamasının yapılacağı dava türüne göre değişmektedir. Ceza davası ya da ağır ceza davalarında tutukluluk süresinde değişiklik olabilir. Bunun yanı sıra Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçlarda tutukluluk süresi diğer suçlara göre daha uzun tutulabilmektedir. 18 yaş altındaki kişilerde tutukluluk süresi ¾ oranında daha az hesaplanır. Fiil işlendiğinde 15 yaşını doldurmamış olan çocuklar için bu süre yarı oranda indirilmektedir.