İftira davasına konu iftira suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Bölümünün “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında m.267’de düzenlenmiştir. Buna göre; “Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
İftira davası; bir kişi hakkında soruşturma açılması ya da idari bir yaptırım uygulanması amacıyla hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi sonucu işlenen iftira suçuna karşı açılan davadır. O halde iftira suçu, masum olduğu bilinen bir kişiye suç atılmasıyla işlenir. İşlenen bu suç hakkında görülen davaya “iftira davası” adı verilir. Kişinin hukuka aykırı bir eylemde bulunmadığı bilindiği halde iftira atmak, suçun şartları itibariyle en önemli olgudur.
İftira davasına konu edilen iftira suçunun varlığından bahsedilebilmesi, mağdura “belirli” bir fiil isnat edilmesine bağlıdır. Yani isnat edilen fiilin “belirsiz” olması halinde iftira suçundan söz edilemez. Bir başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle hakkında soruşturma başlatılmasına, kovuşturma yapılmasına mani olmaya çalışmak da iftira suçu hükümleriyle cezalandırılmayı gerektirir. Bu husus TKC m.268’de şu şekilde düzenlenmiştir:
İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.
Uygulamada sıkça karşılaşıldığı üzere, hakkında başlatılacak soruşturmaya mani olmak, kaçmak için kolluğa sahte nüfus cüzdanı, sahte ehliyet, sahte pasaport vs. sahte kimlik ibraz etmek, iftira suçunun m.268’de düzenlenen haline örnektir. Bu durumda da iftira suçuna ilişkin hükümler uyarınca cezalandırma yapılacaktır. İftira davası neticesinde oldukça ağır yaptırımlar öngörüldüğü için emsal davalarla deneyim kazanmış, hukuk bilgisi ve tekniği güçlü bir ceza hukuku avukatından yardım almak yararlı olacaktır.
İftira Davasında Ceza | İftira Suçu Cezası
İftira davasında sanığa hükmolunacak hapis cezası; basit iftira suçu için ayrı, nitelikli iftira suçu için ayrı incelenir. Buna göre, basit iftira suçu sebebiyle görülen iftira davasında TCK m.267/1 gereği 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Suçun kanunda düzenlenen nitelikli unsurlarla işlenmesi halinde nitelikli iftira suçundan söz edilecektir. İftira davasına konu suçun nitelikli iftira suçu olması halinde sanığa hükmolunacak cezalar şu şekilde sıralanabilir:
- İftira suçu TCK m.267/2’de düzenlendiği şekliyle işlendiği takdirde suçun cezası yarı oranında artırılır. Yani fail, suç teşkil eden fiilin maddi eser ve delillerini kendisi üretir, uydurur ve iftirada bulunursa, ceza yarı oranında artırılır.
- İftira suçu TCK m.267/3’te düzenlendiği şekliyle işlenirse; yani kendisine isnat edilen eylemi işlemediği için hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu eylem dolayısıyla gözaltına alma ve tutuklama haricinde bir başka koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki iki fıkraya göre faile hükmedilecek ceza yarı oranında artırılır.
- İftira suçu TCK m.267/4’te düzenlendiği şekliyle işlenirse; yani kendisine isnat edilen fiili işlemediğinden ötürü hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen mağdurun bu fiil dolayısıyla gözaltına alınması yahut tutuklaması durumunda; iftira eden kişi, ayrıca kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakma suçuna dair hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur ve cezalandırılır.
- İftira suçu TCK m.267/5 – 6’da düzenlendiği şekliyle işlenirse; yani iftira sebebiyle mağdurun ömür boyu hapis (müebbet hapis, ağırlaştırılmış müebbet hapis) cezasına mahkum edilmesi durumunda, iftira suçunu işleyen kişinin 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmolunur. Şayet mağdurun süreli hapis cezasına mahkum edilmesi durumunda, iftira suçunu işleyen kişi hakkında mağdura hükmedilen hapis cezasının 2/3’ü kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdur isnat edilen iftiradan dolayı mahkum olduğu cezanın infazına başlanmışsa, TCK m.267/5’e göre verilecek ceza yarısı kadar artırılarak iftira suçunun failine uygulanır.
- TCK m.267/8’de ise dava zamanaşımı düzenlenmiştir. Buna göre, iftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun isnat edilen fiili icra etmediğinin sabit olduğu tarihten itibaren işlemeye başlar.
TCK m.267/7, Anayasa Mahkemesi’nin 17/11/2011 tarihli ve E.: 2010/115, K.: 2011/154 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararı Resmi Gazete’de 17.3.2012’de yayımlanmış ve yayımlandığı tarihi takiben bir sene sonra yürürlüğe girmiştir. TCK m.267/9 gereği; basın ve yayın yoluyla iftira suçu işlendiği takdirde faile hükmedilen ceza kararı, aynı yahut eşdeğerde basın ve yayın organı vasıtasıyla ilan olunur. İlan için yapılacak masrafsa hükümlüden alınır.
Namusa İftira Davası
Namusa iftira davası, 5237 sayılı yürürlükteki Türk Ceza Kanununun 267. maddesinde hükme bağlanmıştır. Namusa iftira davası gerek muhakeme hukuku gerekse hukuk tekniği bakımından kompleks ve karışık bir davadır. Dolayısıyla, bahse konu davanın müspet yönde seyri adına uzman bir ceza hukukçusundan yardım alınması son derece önemlidir.
Namusa İftira Davası Nasıl Açılır?
Asliye ceza mahkemesi iftira davasını incelemek ve karara bağlamak görevini haizdir. Namusuna iftira edilen kişi yani mağdur, namusuna yönelik iftiraya maruz kaldığını, beyanını ispatlayacak delillerle ve bahse konu suç hakkında düzenlenmiş dava dilekçesiyle müracaat etmelidir. Dava açma ve sonrası süreçte deneyimli ve yetkin bir avukattan yardım alınması, hak ve menfaat kaybı yaşanmaması adına en doğru yaklaşımdır.
Suçun Maddi Delillerinin Üretilmesi (Nitelikli İftira Suçu)
Fail, iftiranın maddi eser ve delillerini üretmek suretiyle iftira suçu işlerse “nitelikli” iftira suçu söz konusu olacaktır. Bir örnek vererek somutlaştırmak gerekirse; örneğin, aynı iş yerinde birlikte çalıştığı iş arkadaşının çantasına iş yerine ait bir eşyayı koyan ve arkadaşının hırsızlık yaptığını iddia eden kişinin işlediği suç “nitelikli” iftira suçudur. Nitelikli halde, görüleceği üzere fail hem iftira etmekte hem de iftiraya konu fiilin mağdur tarafından icra edildiğine ilişkin delilleri üretmektedir.
İftira Suçu ve Etkin Pişmanlık Ceza İndirimi
Etkin pişmanlık; suç teşkil eden bir fiilin işlenmesinin ardından failin pişmanlık duyması ve suç dolayısıyla neden olduğu zararı gidermesi durumunda ceza indirimine olanak tanıyan ceza hukuku kurumudur. İftira davasına konu iftira suçu için oldukça tafsilatlı bir etkin pişmanlık kurumu düzenlenmiştir. Bu bakımdan, gerek soruşturma ve kovuşturma sürecinde etkin bir şekilde savunulmak gerekse etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için yetkin bir ceza avukatı yardımına başvurmak en doğru yaklaşım olacaktır.
- Fail, mağdur hakkında adli veya idari soruşturmaya başlanmadan önce pişman olur ve iftirasından dönerse 4/5 oranında ceza indirimden yararlanır.
- Fail, mağdur hakkında adli soruşturma başladıktan ve fakat dava açılmadan önce pişman olur ve iftirasından dönerse 3/4 oranında ceza indirimden yararlanır.
- Fail, mağdur hakkında dava açıldıktan ve fakat hüküm verilmeden önce pişman olur ve iftirasından dönerse 2/3 oranında ceza indirimden faydalanır.
- Fail, mağdur hakkında hüküm verildikten ve fakat hüküm infaza verilmeden önce pişman olur ve iftirasından dönerse 1/2 oranında ceza indiriminden faydalanır.
- Fail, mağdur hakkında verilen mahkumiyet kararının infazına başlandıktan sonra pişman olur ve iftirasından dönerse 1/3 oranında ceza indiriminden yararlanır.
- Fail, mağdur hakkında idari yaptırım kararı uygulanmadan önce pişman olur ve iftirasından dönerse 1/2; idari yaptırım kararı uygulandıktan sonra iftiradan dönerse 1/3 oranında ceza indiriminden faydalanır.
İftira Suçu Sebebiyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası
İftira suçundan dolayı mağdur olan kişi, kendisine karşı iftira suçunu işleyen kişiye maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Söz gelimi, kendisine atılan iftira sonucunda işinden olan ve tutuklandığı için derin bir keder duyan kişi, kendisine iftira edene karşı maddi ve manevi tazminat istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açabilir. İşbu davada olayın özellikleri, koşulları, tarafların ekonomik durumu, iftira dolayısıyla yaşanan zararın büyüklüğü vs. kriterler değerlendirilerek tazminat miktarına hükmedilir.
İftira Suçu ile Suç Uydurma Suçu Farkı
İftira davasına konu iftira suçu ile suç uydurma suçu birbirinden farklıdır; ancak, zaman zaman karıştırıldığı için bu iki suçun ayrımına kısaca değinmek yararlı olacaktır. Suç uydurma, TCK m.271’de düzenlenmiş olup; bir suçun işlenmediği bilinmesine rağmen işlenmiş gibi ihbar edilmesi ya da işlenmemiş bir suçun delil veya emarelerinin soruşturma yapılmasına neden olacak şekilde uydurulmasıyla oluşur. Suç uydurma suçunu işleyen faile üç yıla kadar hapis cezası verilir.
İftira Davası Zamanaşımı, Şikayet Süresi, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme
İftira davası iftira suçu sebebiyle görülür. İftira suçu kişisel menfaatin ve kamu güveninin yanı sıra adliye ile idare intizamını koruma altına alır. Bu yönleri dolayısıyla iftira suçu kamu düzeni noktasında oldukça mühimdir. Kanun koyucu, iftira suçunu düzenlerken şikayete tabi kılmamıştır. Zira iftira nedeniyle mağdur olan; isnat edilen hukuka aykırı fiil nedeniyle hem kişidir hem de iftira üzerinde soruşturma başlatan ya da idari yaptırım kararı uygulayan merciilerdir.
İftira suçunun takibi için şikayet aranmaz; savcılık suçun işlendiğinden haberdar olduğu anda soruşturma re’ sen soruşturma başlatır. Müşteki, şikayet hakkını her zamana kullanabilir; fakat, işbu suç hakkında herhangi bir şikayet süresi düzenlenmemesine karşın, dava zamanaşımı süresi (suçun işlenmesinden itibaren 8 yıl) içinde savcılık tarafından soruşturma başlatılmış olmalıdır. Aksi takdirde, yani sekiz yıllık dava zamanaşımı süresinin ardından iftira suçu hakkında soruşturma yapılamaz.
Ceza hukukunda uzlaşma kurumu düzenlenmiştir. Uzlaşma; suç isnadı altına bulunan kişi ile mağdurun bir uzlaştırmacı vasıtasıyla iletişim kurdurulması, anlaşmalarının sağlanmasıdır. Fakat iftira suçunda uzlaşma kurumuna başvurulamaz. Son olarak, suça ilişkin yargılama yapmakla görevli organı Asliye Ceza Mahkemesidir.
İftira Suçu Unsurları, Şartları Nelerdir?
İftira suçu sonucunda zarar oluşup oluşmaması mühim değildir; mağdurun işlemediği bilinen hukuka aykırı bir eylemin isnadı yeterlidir. İşbu suç, ani hareketli ve şekli bir suç olup “tehlike” suçu niteliğini haizdir. Bu nedenle, suç sonucunda bir zarar oluşması şartı aranmaz. Suçun unsurları olan hukuka aykırı bir fiilin isnadı, suçun tamamlanma anı ve özel kast ile işlenebilir olması unsurlarını ayrı ayrı incelemek, konu bütünlüğü ve anlaşılabilir olması adına doğru bir yaklaşım olacaktır. Buna göre;
- Hukuka Aykırı Fiil İsnadı
Hukuka aykırı fiil isnadı, iftira suçunun en mühim unsurudur. Ancak hukuka aykırı bir fiil isnat edilerek iftira suçu işlenebilir. Aynı zamanda fail, mağdura isnat ettiği hukuka aykırı fiilin mağdur tarafından icra edilmediğini de bilmelidir. İsnat edilen hukuka aykırı eylemin bir başkası tarafından icra edilip edilmemesi önemli değildir; mühim olan, ileri sürülen hukuka aykırı fiil işlendiği iddiasının mağdur tarafından işlenmemiş olması ve failin bunu bilmesidir.
Hukuka aykırı fiil isnadı unsurunda önemle belirtilmesi gereken bir başka nokta; iftiranın savcılık ya da idareyi harekete geçirip geçirmediğidir. İftira suçu için, mağdura isnat edilen hukuka aykırı fiile karşın savcılık ya da idarenin harekete geçip geçmemesi önemli değildir. İşbu mercileri harekete geçirmeye elverişli bir fiilin isnat edilmesi yeterlidir.
- Suçun Tamamlanma Anı
Suçun şekli bir suç olduğunu belirtmiştik. Bu nedenle, suçun işlenmesi için belirli hareketlerin yapılması yeterlidir. Suçun tamamlanma anı, fail tarafından uydurulan hukuka aykırı fiilin mağdur tarafından işlendiğinin kamu mercilerine ihbar edilmesi ve mercilerin ihbardan haberdar olması anıdır. Buradan da anlaşılacağı üzere, suçun oluşması için soruşturma yapılmasına veya idari yaptırım kararı uygulanmasına gerek yoktur; kamu makamlarının öğrenmesi yeterlidir.
- Özel Kast ile İşlenebilir Olması
İftira suçunun faili, mağdur hakkında soruşturma ya da kovuşturma yapılması veya idari yaptırıma maruz kalmasını amaçlar ve bu amaç doğrultusunda mağdura hukuka aykırı bir fiil isnat eder. Dolayısıyla, failin özel kast ile hareket ettiği açıktır. Bu nedenle, hukuka aykırı bir eylem icra ettiği düşünülerek yapılan ihbarın iftira suçu kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmekte yarar var. Zira hukuka uygunluk nedeninin varlığı, suç işleme kastının olmadığına işaret eder.
İftira Suçu İşleme Biçimleri
İftira suçu farklı şekillerde işlenebilir. İftira suçunun işleme biçimleri olan; şikayet yoluyla iftira suçu, ihbar yoluyla iftira suçu ve basın yayın yoluyla iftira suçu aşağıda yer alan tabloda izah edilmiştir.
Şikayet Yoluyla İftira Suçu |
Şikayet başvurusunu soruşturmaya yetkili merciler, savcılık ve kolluk güçleridir. Bu yolla iftira suçu, şikayet başvurusunu soruşturmaya yetkili makamlara veya idari yaptırım uygulamaya yetkili mercilere yapılacak şikayetle işlenir. |
İhbar Yoluyla İftira Suçu |
İhbar yoluyla iftira suçu, ihbar başvurusunda yetkili kamu mercilerine dilekçe vermek suretiyle işlenir. Diğer koşulların mevcut olması halinde dilekçe imzalanmamış olsa dahi ihbar yoluyla iftira suçu söz konusu olacaktır. Ancak, oldukça önemli şu hususun altını çizmek gerekir: ihbarda bulunan şahıs eğer gerçekten suç işlendiğini düşünüyor ve bu düşüncesinden hareketle ihbarda bulunuyorsa, bu durumda iftira suçundan söz edilemez. |
Basın Yayın Yoluyla İftira Suçu |
Basın yayın (bilumum yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları) yoluyla bir kişi hakkında hukuka aykırı fiil isnadında bulunulması ve yetkili kamu mercilerinin bu durumdan haberdar olması, basın yayın yoluyla iftira suçuna sebebiyet verir. Bu yolla işlenen suç sebebiyle yargılanan sanık hakkında hükmedilen mahkeme kararı, iftira suçunun işlendiği basın yayın aracıyla ya da eşdeğer bir araçla ilan olunur. İlan için gereken masraflar da sanıktan tahsil edilir. |
Başkasına Ait Kimlik Bilgilerini Kullanmak Suretiyle İftira | TCK m.268
Bir başkasının kimliğini veya kimlik bilgilerini kullanmak, en sık işlenen iftira suçlarındandır. Başkasının kimliği veya kimlik bilgileri, işlenen bir suç dolayısıyla hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmamasını sağlamak gibi birçok farklı nedenden dolayı kullanılabilir. Böyle bir durumda iftira suçuna ilişkin hükümlere başvurulur. Yani bir başkasının kimliğini, kimlik bilgilerini kullanan kişi, sanki bir başkasına karşı iftira suçu işlemiş gibi cezalandırılır. Bu husus, TCK m.268’de düzenlenmiştir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve HAGB
Ceza hukukunun suç saydığı bir fiilin icra edilmesi halinde hapis cezası veya adli para cezasına hükmedilir. İftira davasında sanığa hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Sanığa hükmedilen cezanın cezaevinde infazından koşullu vazgeçilmesi sonucunu doğuran ceza hukuku kurumuna “ceza erteleme” kurumu denir. İftira davasında sanığa hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi mümkündür. HAGB ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kısa adı olan ceza muhakemesi kurumudur.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB); sanık hakkında mahkemece hükmedilen cezanın, belirli bir denetim süresi zarfında sonuç doğurmaması, bu süre zarfında yerine getirilen belirli şartlarla birlikte ceza kararının hiçbir sonuç doğurmamak kaydıyla ortadan kalkması ve ceza davasının düşmesine sebep olan ceza muhakemesi kurumudur. İftira davasında sanığa hükmedilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.