Vasinin görevleri ve yetkileri nelerdir sorusuna cevap vermeden önce vasi nedir ve vesayet bağı nedir gibi sorulara kısaca değinmek yararlı olacaktır. Vasi sözlük anlamıyla iki farklı şekilde kullanılabilir. Ancak kullanıldığı iki anlam da hukuki bir nitelik içerir. İlk anlamına göre vasi; ebeveynlerini kaybetmiş bir çocuğun ya da akıl zayıflığı veya hastalığı bulunan bir kişinin mal varlığı ve mülkiyetlerini yöneten kimse olarak tanımlanır. İkinci anlamı ise ölen birinin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan sorumlu kişi şeklinde ifade edilir.
Vesayet ise on sekiz yaşından küçük kimselerin veya kanuni hakları, özgürlüğü kısıtlanmış kişilerin (kısıtlıların) haklarının korunması ve hukuki açıdan temsilini sağlayan bir kurumdur ve kamu görevi sayılır. Kısaca vesayet, vasi ve vasi olunan kişinin arasındaki hukuki bağlamdır. Bu doğrultuda vasi, vesayet altındaki kişiye dair görev ve yetkilere sahiptir.
Vasinin görevleri oldukça kapsamlıdır. Bu bağlamda en önemli görevi vesayet altındaki küçük ya da kısıtlı bireyin malları ve kişiliği ile alakalı tüm menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmektir. Bu bağlamda vasi, vesayet makamı kabul edilen Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görevlendirilmiş kişiyle birlikte mal varlığı defteri tutmakla yükümlüdür. Eğer vesayet altındaki kişinin ayırt etme ve anlama gücüne sahip olduğu kanaati getirildiyse, olanaklar dahilinde defter tutma işlemlerinde hazır bulundurulmalıdır.
Vasi aynı zamanda görevini yerine getirirken vesayet altındaki kişinin gördüğü zararlardan da sorumludur. Bu doğrultuda vasinin yetkileri aynı zamanda bir göreve dönüşür. Vasinin yetkileri mal varlığını yönetme ve hukuki işlemlerde temsil olarak isimlendirilebilir.
Bu noktada Medeni Kanun’unun 454. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan hükümler bağlayıcıdır. Bu kanuni düzenleme vasinin, vesayet altındaki kişinin varlıklarını iyi bir yönetici kadar titiz ve özenli yönetmek mecburiyetinde olduğuna hükmeder. Bahsi geçen hüküm, vasiden beklenen özen sorumluluğuna dair bir ölçü niteliğindedir. Buna göre, vasi söz konusu malvarlığını yönetirken:
- Emanet kabul edilen malvarlığının değerlerini korumak,
- Onları verimli bir biçimde yönetmek,
- Kazanç getirecek nitelikteki malların karını maksimize etmek,
- Mal varlıklarının değer kaybına uğramasını önlemek amacıyla tedbirler almak,
Gibi hususlarda azami özeni göstermek durumundadır.
Bir vasi belirli koşulları sağlayamadığı takdirde görevden alınarak yerine yeni bir vasi ataması yapılabilir. Bu noktada vasinin aşağıdaki biçimlerde vesayet altındaki kişinin çıkarlarını zedelemesi yeterli neden olarak kabul edilebilir. Bu yeterli nedenler şu başlıklarla belirlenmiştir:
- Vasini sorumlu olduğu görevleri savsaklaması, geciktirmesi, tamamlamaması,
- Vasilikten doğan yetkilerini kötüye kullanması,
- Güveni sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunması,
- Var olan borçların ödenmesinde acze düşmesi.
Bu kusurlar kesin neden olmakla birlikte vesayet makamı, vasinin herhangi bir kusuru olmasa bile vasiyi görevden alma yetkisine sahiptir.
Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 429. Maddesi vasinin yapamayacağı işlemleri de şu şekilde düzenler:
- Vesayet altındaki kişi adına kefil olamaz,
- Kısıtlı kişiler adına vakıf kuramaz,
- Önemli miktarlarda bağışlarda bulunamaz.
Bütün bunlara ek olarak Türk Ceza Kanunu’nun 155. Maddesinin 2. Fıkrasında yapılan düzenlemeler vasinin cezai sorumluluğu hakkında yürürlüğe konulabilir. Bu düzenlemeler bir suçun nasıl bir nedenle olursa olsun, başka bir kişinin (bu durumda vesayet altındaki kişinin) mal varlıklarını yönetme yetkisi kullanılarak işlenmesi halinde suçlu için bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve üç bin güne kadar adlî para cezası öngörür.
Vasi Olan Bir Kişi Malları Satabilir mi?
Vasiler kendi vesayetleri altındaki kısıtlıların mallarını gerekli koşulları sağlamak kaydıyla satabilir. Ancak hem taşınır hem de taşınmaz malların satışı için önce, vesayet makamı olarak Sulh Hukuk Mahkemeleri’nden satış izni alınmalıdır. Ancak eğer satışa bahis mallar taşınmaz niteliğindeyse denetim makamı olarak Asliye Hukuk Mahkemeleri’nden de onay alınmalıdır. Bu süreçler karmaşık ve uzun olabileceği için bir aile hukuku avukatına vekalet vermek ve ondan hizmet almak faydalı olabilir.
Vasinin satış eylemini hangi yöntemle icra edeceği, Türk Medeni Kanunu’nun 440. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre vesayet altındaki kişinin menfaatleri gereğince taşınır ve taşınmaz mallar mahkeme kararıyla birlikte açık artırma yöntemiyle satılabilir. Satış izni ekonomik zorluklar veya vesayet altındaki kişinin ihtiyaçları gibi gerekçelendirilmiş dava süreçleriyle alınır.
Vasi Borçlardan Sorumlu Olur mu?
Vasinin vesayet altındaki kişinin borçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı mahkeme kararıyla belirlenir. Bu noktada vasisi olunan kişinin borçlanma esnasındaki kısıtlılık ve reşitlik durumu belirleyici olacaktır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ‘nun, 9. Maddesinde geçen “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” hükmü kapsamında vesayeti alınan kişinin fiil ehliyetine sahip olup olmadığı borçların durumunu etkileyecektir.
Vesayeti alınan kişi ayırt etme gücüne sahip, eylemlerinin sonuçlarını anlayacak kapasitede ise ehliyet sahibi olduğu kabul edilir. Bu duruma borç altına girdikten sonra bir yıldan fazla hapis cezası hükmüne çarptırılan mahkumlar ve onların vasileri örnek gösterilebilir. Ancak akıl zayıflığı ya da hastalığı gibi nedenler vesayet altındaki kişilerin borçlarını hükümsüz kılar.
Vasi Tapuda İşlem Yapabilir mi?
Vasiler ancak vesayet makamı kararı ve denetim makamı onayıyla taşınmaz tapularında işleme gidebilir. Mahkeme kararı olmaksızın herhangi bir tapu alım / satım işlemi mümkün değildir.
Vesayet makamının kararı doğrultusunda açık artırma ya da pazarlık usulleriyle satış işlemi gerçekleştirilebilir. Ancak karardan sonra azami on gün içinde açıklanan Asliye Hukuk Mahkemesi onayı beklenmek zorundadır.
Vasi Olan Kişi Para Çekebilir mi?
Vasi olan kişiler mahkemenin tanıdığı yetkiler ölçüde mahkeme kararlarını ve gerekli belgeleri bankalara ibraz ederek vesayet altındaki kısıtlıların para çekme işlemlerini vekaleten yürütebilir. Vasiler çekilen paraların ve yapılan harcamaların kayıt altına alarak defter tutulması hususunda yükümlüdürler.
Ayrıca kısıtlı kişilerin paralarının değerlendirilmesi de mümkündür. Kısıtlı kişinin para varlıkları adına yeni bir banka hesabı açılabilir. Örneğin mevcut olan kısıtlı hesabının vadeli hesaba ya da altın hesabına çevrilmesi de mahkeme onayıyla gerçekleştirilebilir. Bahsi geçene paranın vesayet hesabına aktarılması ve değerlendirilmesi durumlarında kısıtlının menfaati söz konusu olduğundan mahkemeler bu doğrultudaki talepleri çoğunlukla kabul eder.
Vesayet Altındaki Kişi Ölürse Ne Olur?
Vesayetin ölümle sona ermesi durumu iki şekilde gerçekleşir. Bunlardan ilki vesayet altındaki kişinin ölümüdür. Ölümün gerçekleşmesiyle birlikte görevi sona eren vasi, mal varlığının yönetimiyle ilgili son rapor ve kesin hesap defterlerini Sulh Hukuk Mahkemesi’ne vermekle yükümlüdür. Ayrıca vesayet altındaki kişinin ölümüyle birlikte bahis konusu mal varlığı mirasçılara teslim edilmek üzer hazır bulundurulmalıdır.
Vesayet bir de vasinin ölümüyle sonuçlanabilir. Bu durumda Sulh Hukuk Mahkemesi ivedi biçimde yeni bir vasi tayin eder. Ancak yeni vasi tayini, ölüm dışında da birkaç ihtimalle gerçekleşebilir. Vasinin de ceza ile kısıtlanması ya da akıl hastalığına yakalanması gibi nedenler yeni tayin için yeterlidir.
Bir Kişinin Vasisi Olmak Ne Demek?
Bir kişinin vasisi olmak; vesayet altına alınan küçük ya da kısıtlı kişinin, mal varlığını yönetmek ve onu hukuki olarak temsil etmek yükümlülüğüne sahip olmak demektir.