Evliliğin iptali olarak adlandırılan dava türünde boşanmadan farklı bir durum söz konusudur. Evlilik sözleşmesi usulüne uygun olarak yapılmadığında evliliğin iptali davası ile evliliğin geçersiz olduğu yönünde karar alınması talep edilir.
Evlilik birliği kurulduğunda eşler kendi iradeleri ile bu kararı alır. Evlilik birliğinin sonlanması ise çeşitli biçimlerde gerçekleşmektedir. Eşler anlaşamadıklarında boşanma davası açmak sureti ile bu müesseseye son verebilir.
Boşanma davası da anlaşmalı ya da çekişmeli olarak açılabilir. Eşlerin ortak kararı gereği anlaşmalı boşanma davası açılabileceği gibi çekişmeli bir dava da söz konusu olabilir. Bu durumda Aile Mahkemeleri’ne başvuru gerekir.
Bunun yanı sıra eşlerden biri vefat ettiğinde de evlilik birliği sonlanır. Eşlerden biri ölüm tehlikesi altında kaybolduğunda ve uzun zaman kendinden haber alınamadığında bu eşle ilgili olarak gaiplik kararı verilir.
Evliliğin sonlanma durumlarından biri de geçersiz sayılması nedeni ile iptal edilmesidir. Bu koşullardan herhangi biri yerine geldiğinde evlilik Medeni Kanun çerçevesinde son bulur. Evlilik birliğinin oluşturulmasının ardından geçersizlik nedenleri ortaya çıktığında eşlerin sonlandırma talebi oluşabilir.
Bu durumda ise dava açılması zorunludur. Evliliğin geçersizlik sebebi ile iptal edilebilmesi iki temel nedene dayanmak zorundadır. Evlilik mutlak butlan veya nisbi butlan nedenlerine dayandırılarak mahkeme kararı ile sonlandırılabilmektedir.
Evliliğin iptali söz konusu ise bunun hukuki yollardan gerçekleştirilmesi gerekir. Eşlerin geçerli nedenlere dayanması durumunda mahkemeye müracaat etmesi gerekmektedir. Bu davanın açılabilmesi için mutlak ve nisbi butlan nedenlerine dayanılması gerekirken bu sebeplerin de kendi içinde ayrıldığı görülür.
Mutlak butlanla geçersiz sayılacak bir evlilik için çeşitli şartların sağlanması gerekmektedir. Bu koşullardan biri yerine getirildiğinde evliliğin geçersiz sayılması mümkün olmaktadır. Buna göre eşlerden biri evlenme sırasında evli ise evlilik geçersiz sayılır.
Eşlerden biri evlenme sırasında sürekli bir nedene dayanarak ayırt etme güçlüğü içinde bulunuyorsa ya da evlenmeye engel teşkil edecek nispette akıl hastalığına sahipse de evlilik geçersiz sayılabilir. Eşler arasında evlenmeye engel teşkil edecek oranda akrabalık bağı olması halinde de evliliğin geçersiz sayılması söz konusu olabilir.
Evlilik nisbi butlan ile de geçersiz sayılabilir. Bu durumda da bazı koşullardan birine gerek duyulur. Evlilik sırasında eşlerden biri ayırt etme gücünden geçici olarak yoksun kaldığında ya da yanılma sebebi ile de evliliğin geçersiz sayılması mümkündür.
Bunun yanı sıra hile ile evlilik gerçekleştiğinde ya da korkutma durumunun varlığı halinde de evliliğin geçersiz sayılması için dava açılır. Türk Medeni Kanunu uyarınca düzenlenen bu durum karşısında evliliğin herhangi bir aşamasında iptal davası açılabilmektedir.
Evlilik geçersiz olarak değerlendirildiğinde açılması gereken iptal davası için başvuru yapabilecek kişiler de belirlenmiştir. Bu tür bir durum karşısında sebeplerin varlığına göre dava açabilen kişilerde de değişiklik olur.
Evliliğin İptali Davasını Kimler Açar?
Evliliğin iptali davası açılabilmesi için mutlak butlan ve nisbi butlan sebeplerinden birine dayanılması gerekir. Bu dava açılırken mutlak butlan sebeplerinden biri ortaya çıkmışsa bu durumda eşler ya da ilgili kişilerin yanı sıra savcılar dava açabilmektedir.
Evliliğin geçersiz sayılması için açılacak davada nisbi butlan sebeplerinin varlığı durumunda ise sadece eşlerin dava açabilmesi mümkün olmaktadır.
Evliliğin geçersiz sayılması için dava açılması evliliğin usulüne uygun olarak gerçekleştirilmediği durumlar için geçerlidir. Evliliğin iptali yönünde bir karar çıkması demek evliliğin sonlanması anlamına gelmektedir. Bu tür bir dava açabilmek içinse kanunda var olan şartların sağlanması zorunludur. Aksi takdirde evliliğin iptalinin gerçekleşmesi söz konusu olmaz.
Evlilik birliğinin geçersizliğine ilişkin dava açılacaksa nikahın resmi memur tarafından kıyılmış olması fakat kanunda yer alan gerekçelerden birine dayanılması gerekir.
Boşanma Davası ile Evliliğin İptali Farkı
Boşanma davası evlilik birliğinin çeşitli sebeplerle dayanılarak sonlandırılması için açılır. Eşler evlenirken kendi iradeleri doğrultusunda hareket edebilir. Bunun yanı sıra aile birliği toplum için önem taşır. Boşanma davası açılacağı zaman devlet aile birliğini korumak adına mahkemelere başvurulmasını zorunlu kılar.
Eşlerin boşanma davası açmak için farklı nedenleri olabilir Şiddetli geçimsizlik, aile birliğinin temelden sarsılması, eşlerden birinin sorumluluklarını yerine getirmemesi, aldatma ya da bunun gibi birçok neden boşanma davaları sırasında öne sürülebilir.
Boşanma davaları Aile Mahkemeleri aracılığı ile görülen davalardır. Boşanma davası ile hukuken geçerli kabul edilen bir evlilik sonlandırılır. Hukuken geçerli bir evlilik sonlandırılırken de kanunda yazan şartların oluşması durumunda ya da eşlerin ortak kararına bağlı olarak boşanma işlemleri gerçekleşebilmektedir.
Evliliğin iptali olarak adlandırılan dava ise geçersiz olan bir evliliğin sonlandırılması için yapılır. Geçersizlik daha sonra da herhangi bir sebeple ortaya çıkabilir. Bu durumda evliliğin iptali davası açılması gerekmektedir.
Evliliğin İptali Hangi Mahkeme?
Evliliğin hukuken geçersiz olması durumunda açılan evliliğin iptaline ilişkin davalar Aile Mahkemesi’ne açılır. Görevli mahkeme Aile Mahkemesi olurken yetkili mahkeme ise eşlerin halen evli olması halinde birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Eşler ayrı yaşıyorsa ve yerleşim yerleri farklıysa davacı olan tarafın kendi yerleşim yeri mahkemesine müracaat etmesi gerekmektedir. Ayrıca diğer eşin yerleşim yeri mahkemesine de davacı eş başvurabilmektedir. Bir diğer alternatif ise son altı aydır birlikte oturdukları yer mahkemesi olmaktadır.
Evliliğin İptali Dava Açma Süresi
Evlilik için çeşitli sebeplere dayanılarak iptal davası açılırken nisbi butlan nedeni ile açılan davalarda iptal sebebi öğrenildiğinden itibaren 6 ay ve her halükârda evlendikten sonraki 5 yılın ardından düşmektedir. Korkuya dayalı bir neden varsa bu durumda da korku etkisi ortadan kalktığı tarih esas alınarak aynı şartlar geçerlidir.
Mutlak butlan sebepleri var ise bu durumda da Medeni Kanun’un hak düşürücü bir süreyi ön görmediği anlaşılmaktadır. Evliliğin herhangi bir aşamasında taraflar mutlak butlan sebepleri varsa dava açma hakkına sahip olmaktadır. Bu durumda Aile Mahkemesi’ne müracaat edilmesi gerekir.
Evliliğin iptali ile ilgili olarak dava açan eşin dava devam ettiği sırada vefat etmesi halinde davanın devam etmesi mirasçılara intikal eden bir hak değildir. Türk Medeni Kanunu evliliğin iptali ile ilgili olarak belli başlı durumları esas almaktadır. Bu koşullar oluştuğunda evliliğin geçersiz hale gelmesi mümkün olabilmektedir.
Evliliğin İptali Tazminat, Mal Rejimi ve Nafaka
Evliliğin iptali davası ile ilgili olarak bilinmesi gerekenler arasında taraflar arasında geçersiz bir evlilik olsa dahi evlilik içinde edinilmiş malların davaya konu olabileceğidir. Evliliğin iptali davası kanunda belirtilen durumların ortaya çıkması halinde açılan bir dava türüdür. Bu dava ile evliliğin geçersiz olması istenir.
Bu tür davalar nikah işlemleri sırasında ya da nikah esnasında ortaya çıkabilecek nisbi veya mutlak butlan sebeplerine dayanılarak açılır. Bu sebepler varsa evlilik geçersiz sayılabilir. Evliliğin geçersiz sayılması için açılan davalarda boşanma prosedürlerinden farklı bir yol izlenir.
Bu davalarda tazminat ya da nafaka alacakları ile ilgili olarak boşanma davasında geçerli olan prosedürlere uyulur. Türk Medeni Kanunu bu konuya açıklık getirmektedir. Evlilik kesin hükümsüzlük nedeni ile sona erse bile hukuken geçerli bir evlilikle aynı tutulur.
Evliliğin hukuken geçerli olarak kabul edilmesi durumu da evliliğin tüm sonuçları doğuracağı kabul edilmektedir. Evliliğin iptaline ilişkin bir dava açıldığında davanın devam etme süreçlerinde de hâkimin nafaka ve tazminata hükmedebilmesi mümkün olmaktadır.
Evliliğin iptali davası açıldığında dava sürerken tedbir nafakası olarak adlandırılan nafaka türü uygulanabilmektedir. Tedbir nafakası çocukların ve eşin maddi zorluğa düşmemesi için önlem olarak uygulanan bir nafaka türüdür.
Bunun yanı sıra dava sonuçlandıktan sonra uygulanabilen iştirak nafakasına da hükmedilebilir. İştirak nafakası da evliliğin sonlanmasından itibaren eş ve çocukların zor durumda kalmaması için hükmedilen bir nafaka türüdür.
Eşin yoksulluğa düşmemesi için uygulanan yoksulluk nafakası da evliliğin iptali gerçekleştikten sonra hükmedilebilen bir nafaka türüdür. İştirak nafakası, yoksulluk nafakası ya da tedbir nafakası evliliğin iptali davasını ilgilendiren konular arasında yer alır.
Tedbir nafakası dava sürerken hükmedilebilen bir nafaka olurken diğer nafaka türlerine ise davanın ardından karar verilmektedir. Bu yönü ile evliliğin iptali davaları da boşanma davalarının ardından gerçekleşen hukuki sonuçlara benzer sonuçlar arz etmektedir.
Evliliğin iptali davası ile ilgili olarak tazminat davası da açılabilir. Maddi ve manevi tazminat talepleri bu davalar için de geçerlidir. Evlilik birliğinde yaşananlara bağlı olarak eşler maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir. Sürecin arzu edilen yönde neticelenebilmesi ve hakkın temini açısından aile hukukuna hâkim yetkin bir avukattan yardım almak en doğru yaklaşım olacaktır.
Evlilik iptal olduktan sonra evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallar için mal rejiminin tasfiyesine yönelik olarak dava açılabilmesi mümkündür. Eşler arasında yapılmış herhangi bir anlaşma olmadığı sürece edinilmiş mallar katılma rejimine ilişkin hükümler evliliğin iptali davalarında uygulanabilmektedir.
Evlilik birliği kurulurken ya da nikah işlemleri sırasında ve devam ederken kanunda yer alan şartların varlığı durumunda evliliğin iptali davasının açılabilmesi mümkün olmaktadır. Bu koşullar mutlak ve nisbi butlan olarak adlandırılmaktadır.
Evliliğin iptali davası ile ilgili hükümler Türk Medeni Kanunu uyarınca düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu 145. Ve 160. Maddeleri arasında yer alan hükümler bu konuya ilişkindir. Evliliğin iptali davası ile boşanma davalarının birbiri ile karıştırıldığı görülür.
Boşanma davaları evlilik birliği içerisinde eşlerin çeşitli nedenlere dayanarak ayrılma kararı alması sonucunda açılır. Bu davalarda eşler anlaşarak ya da çekişmeli olarak dava açabilir. Boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli boşanma olarak görülür.
Anlaşmalı boşanma davalarında eşler asgari müştereklerde ortak karar alarak birlikte hareket eder. Bir eşin başvurusunu diğer eş kabul ettiğinde dava açılır. Eşler dava dilekçesini birlikte de verebilir. Çekişmeli davalarda ise eşlerin ortak konularda anlaşamadıkları görülür. Bu tür davalar anlaşmalı davalara göre daha uzun sürer.
Boşanma davalarında eşlerden birinin kusuru ya da eşit kusur oranları olabilir. Evliliğin iptali davası ise boşanma davasından farklıdır. Evliliğin usulsüz olarak yapılmasına bağlı olarak iptal edilmesi yönünde dilekçe verilir.
Evliliğin Yokluğuna Sebep Olan Durumlar
Evlilik birliği ile ilgili olarak bazı durumlarda yok hükmünde olması mümkündür. Evliliğin yok hükmünde sayılması ile iptali konusu farklıdır. Evliliğin yokluğuna sebebiyet veren durumlar farklıdır. Evlilik yetkili bir evlendirme memuru önünde yapılmadığında yok hükmünde kabul edilir. Evliliğin yokluğundan söz edebilmek için evlilikte geçerli olan en temel unsurların bulunmaması veya bu unsurlara aykırı davranışın olması gerekir.
Evlilik birliğini gerçekleştiren kişilerin aynı cinsiyete sahip olması da evlilik birliğinin yok hükmünde olması için yeterli bir sebeptir. Ayrıca evlilik akdi sırasında tarafların irade açıklamalarını resmi nikah memuru önünde yapmamaları da evliliğin yok hükmünde sayılmasına nedendir.
Evliliğin yok hükmünde olması ile evliliğin iptali durumları birbirinden farklıdır. Evliliğin iptali için açılacak davada mutlak ve nisbi butlan sebeplerine dayanılması gerekmektedir. Evliliğin geçersizliğine ilişkin bu durum kanunda belirlenen koşulların sağlanması halinde uygulanabilir.
Evliliğin iptali davası için mutlak ve nisbi butlan olarak adlandırılan nedenlere gerek duyulur. Kanunda sayılan sebeplerin varlığı evliliğin iptaline ilişkin karar alınması için yeterlidir. Ailenin toplumun en küçük birimi ve yapı taşı olması korunmasını gerekli kılar. Bu nedenle de kanunlar aracılığı ile aile birliği korunmaya çalışılır.
Toplumun sağlıklı ve huzurlu bir yapıda olması toplumu oluşturan yapıların korunması ile mümkündür. Ailenin kurulabilmesi ise geçerli bir evlenme akdi ile mümkün olur. Bazı koşulların sağlanması durumunda ise evlilik birliğinin geçersiz sayılması için evlilik birliğinin iptali davası açılır.
Daha detaylı bilgi için İstanbul boşanma avukatımızdan bilgi alabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular